ÇORUM ALEVI CALISTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

                       

 

ÇORUM ALEVİ ÇALIŞTAYI            

                             ÇORUM ALEVİ ÇALIŞTAYI  SONUÇ BİLDİRGESİ

Sonuc bildirgesini hazırlama görevi verilen Kemal SOYER, Hasan Harmancı,Aysel Kılavuz ve Haydar Selçuk  tarafindan çalıştay tartışmaları üzerinden içeriği belirlenen, ancak; çalıştay komitesince  anlaşılamayan nedenlerle  yayınlanmayan bildirgenin Kemal SOYER tarafindan düzenlenen metnidir.

12-14 Mart 2015 Abdal Musa ve 03-05 Eylül 2015 Çamalan Köyü çalıştaylarından sonra yayınlanan sonuç bildirgelerine ek olarak 04-06 Şubat 2016 tarihinde Çorum’da düzenlenen çalıştayda aşağıdaki kararlar alınmıştır:

ALEVİLİĞİN İNANÇSAL BOYUTU

Alevilik: Hakk-Evren-İnsan birliğini“varlığın birliği” temelinde varoluşsal bir bütün  olarak  gören, toplumsal yaşamı, insan haklarında eşitlik ve etno-kültürel çeşitlilik içinde birlik temelinde düzenleyen; inançsal varlığını evrenden,tarihi ve kültürel temellerini insanlık tarihi ve kadim Anadolu-Mezopotamya  uygarlıklarından  alan,ekolojik sistemi ,insan-doğa sevgisine dayalı  sürdürülebilir  bir yaşam temelinde ele alan ırklar üstü nitelikli evrensel bir  kültür, inanç ve yaşama biçimidir.

Alevilik,kendisini oluşturup taşıyan Alevi toplumunun binlerce yıllık  tarihi geçmişinden, üzerinde yaşadığı coğrafyalardan,dünya üzerinde oluşturduğu kültürel ve doğal mirasından ayrı olarak değerlendirilemez.

Alevilik, evrenin varoluşsal yapısı ve işleyiş düzenini toplumsal bir yaşam biçimi olarak kavratan inanç, öğreti ve ritüeller bütünüdür.Bu kapsamda Alevi Erkanlarının  Alevi kimliği,tarihi inanç kaynakları ,dili, terminolojisi ve felsefesi temelinde aslına uygun olarak yeniden yapılandırılması gereği vurgulanmış ve aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir:

MUSAHİPLİK

Musahiplik kurumunun çağımızın hızla değişen toplumsal yapılanması içinde yol kardeşliği temelinde  geliştirilmesi, kardeşlik kavramının ırklar üstü temelde  farklı inanç, etnik yapı ve kültürlerin bir arada yaşamasına esas alan bir anlayışla  ele alınması,

HAKK’A YÜRÜME ERKÂNI

Alevi mezar yapılarının  Alevi kültür ve inançlarını yansıtan  simgeleri ve edebi temaları  esas alan tarihi ve güncel  tasarımlarla yapılmasının  özendirilmesi; bu kapsamda  yurt geneli  , bölgesel ve yerel ölçekte motiflerin saha araştırmalarıyla açığa çıkarılıp örneklenerek  topluma  sunulması,

RIZALIK

Rıza Şehri’nin, Alevilerin toplumsal yaşam biçimine özgü eşitliğin, barışın, kardeşliğin, ortak üretim ve bölüşümün temel alındığı  bir dünya  tasarımı olduğu,Rıza Şehri ütopyamızın evreni , tarihi ve felsefi temelleriyle  araştırılarak  insanlığa örnek bir  model olarak sunulması için çaba harcanması;

Rızalık düşüncemizin, gelenek, ritüel, felsefe ve ahlaki değerlerimizin başta çocuklarımız ve gençlerimiz olmak üzere halkımıza  eğitim yoluyla  kazandırılması  ve canlandırılmasına yönelik     projeler hazırlanması,

HIZIR

Alevi inancında Hızır, Ab-ı Hayat’ın gözelerinden doğaya ve insanlığa hayat veren ,varlığın, bereketin, sağlığın,huzurun  ve barışçıl yaşamın diri kağnağıdır.Hızır, hayat takvimimizde canlılığı başlatan, yoksulların carına yetişen ve “her an her yerde hazır ve nazır” olan  yoldaşımızdır. Hızır’la ilgili erkân ve uygulamalarda bu hususlara  dikkat çekilmesi,Hızır kültünün evreni-yaşayan  bir kült olarak değerlendirilmesi,geliştirilmesi ve özüne yabancı inanç unsurlarından ayıklanması için çaba gösterilmesi;

ÂŞIKLIK,ZAKİRLİK ve SÖZLÜ GELENEK

Alevilerin  yarattığı dil, edebi düşünce, kültür ve sanatlar üzerinde durulması, âşıklık ve ozanlık geleneği ile folklor ürünlerimizin  geçmişten günümüze tarihsel verileriyle kayıt altına alınması, geleneğin farklı dil, yöresel lehçe ve kültürler temelinde geliştirilerek sürdürülmesi, Zakirlik hizmetinin cemlerimizdeki yerinin ve öneminin güçlendirilerek, ihtiyacımız olan zakir yetiştirme programlarının hazırlanması,

ALEVİ ÖRGÜTLERİNİN KONUMU

Mevcut örgütlülükte   ;

Aleviliğin ağırlıklı olarak İslamik  bir inanç olarak  ele alındığı, bu temelde örgütlerin bilimsel çalışmalar yerine daha çok Dedeler Kurumu gibi oluşumlarla yetindiği,

Alevilerin ve  Aleviliğin kadim uygarlıklara dayalı  tarihi-toplumsal varlığıyla   yeterince bağ kurulmadığı, bu temelde Alevilerin binlerce yıllık tarihi-kültürel miraslarına sahip çıkamadığı,

Bu amaçla  gerekli  tarihi, kültürel  ve akademik kurumlarını oluşturmadığı, bu alanlarda   araştırma yapan bilim adamlarıyla  yerli-yabancı araştırmaların  sahiplenilmediği,

Alevilerin Kamu kurum ve kuruluşları ile devletin yönetim, denetim ve güvenlik organlarında   kadrolaşma  sorunlarının devam ettiği,

Örgütlerin yönetimlerinde  kadın-erkek eşitliğinin dikkate alınmadığı,yabancı kültür ve inançlarla dejenere edilmiş rütüellerin gençliğin ilgisini çekmediği,bu nedenle Alevi gençliğinin başka ögütlenmelere  yöneldiği,

Alevilik ile Alevilerin tarihi-toplumsal varlığının hukuksal bir zeminde kabulü konusundaki çabaların yetersiz kaldığı,

Devlet ile farklı ideolojik ve  siyasal yapıların  etki ,yönlendirme ve yapılandırmasına açık, tarihi-bilimsel verilerden yoksun  söylem ve talepler oluşturan  çok başlı  örgütlenme modelinin, Alevilerin toplumsal kimlik ve inançlarının resmen  kabulü, siyasi,kültürel ve ekonomik taleplerinin hayata geçirilmesini sağlayacak  geniş toplumsal tabana dayalı ortak politikalar,ortak dil ve amaç birliğinin geliştirilmesinde yetersiz kaldığı,

Bu nedenle, Aleviliğin ve Alevi toplumunun semavi dinler ve öncesindeki  varlığını tarihi, bilimsel ve arkeolojik verilerle ortaya koyacak, halkı,dergahları ,ocakları ve sivil toplum kuruluşlarını bu veriler temelinde  ortak bir  dil ,söylem, talep ve eylem birliğine oturtan, bilim ,kültür,tarih ve inanç konularında oluşturulacak  merkezi bir Alevi Dil,Tarih ve Coğrafya  Enstitüsünden beslenen çağdaş bir  toplumsal örgütlenmenin  kaçınılamaz bir ihtiyaç olarak öne çıktığı,

Bu amaçla yurt içi ve dışındaki Alevi Federasyonları,Birlikleri,bağımsız kuruluşlar  ile  vakıfların  temsilcileri ile  konusunda yetkin bilim adamları ve inanç önderlerinin oluşturacakları ortak bir çalışma platformunda belirlenecek komisyonca, Alevi örgütlenmesinin temel ilkeleriyle  ilgili ortak bir metinin hazırlanarak  kamuoyuna deklere edilmesi,örgütlerin bünyelerini belirlenecek ortak ilkeler temelinde yapılandırıp  geliştirmeleri, önerilen merkezi bilimsel Enstitüyü hayata geçirecek faaliyetleri ve alt yapısını tanımlamaları  gibi geniş talep ve öneriler alınmış,

Halkların varlığına toplumsal ölçekte yönelen ayrımcılık, katliam ve şiddet karşısında öğretimiz gereği gerekli toplumsal dayanışmanın yükseltilmesi gerektiği konusunda ortak görüş belirlenmiştir.

Aşk-ı niyazlarımızla. 05.02.2016