KUZEY SURİYE’DE HİTİT – ALEVİ KÜLTÜR MİRASI, PALMİRA VE ve AİN DARA’NIN TAHRİBİ

                      


GEÇ HİTİT-ALEVİ DÖNEMİ AİN DARA TAPINAĞI

 Kemal SOYER/ Y.Mimar :

“http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42893070

Fransız haber ajansı AFP’den Delil Süleyman, Suriye’nin kuzeyindeki Afrin bölgesinde bulunan ve binlerce yıl önce inşa edilmiş olan Ayn Dara Tapınağı’nın olduğu bölgeyi ziyaret etti. Süleyman, Türk jetleri tarafından bombalandığı söylenen bölgedeki son durumla ilgili izlenimlerini aktardı:

Suriye’deki Ayn Dara Tapınağı’nın aslan heykelleri, 3 bin yıldır aynı yerde duruyordu. Ancak, Türk savaş uçaklarının Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında düzenlediği hava operasyonları devam ederken, Demir Çağı’nın en önemli miraslarından biri olan bu heykellerden de geriye yalnızca aslanların pençeleri kaldı.

Suriyeli ve Kürt yetkililer, Türkiye’nin düzenlediği hava operasyonları nedeniyle tapınağın zarar gördüğünü söylüyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ise yaptığı açıklamalarda, harekat alanında bulunan “dini ve kültürel yapılar, tarihi eserler ve arkeolojik kalıntılar ile kamu yararına faaliyet gösteren tesislerin” hedefler arasında bulunmadığını ifade ediyor.”

Eğer gerçekse bu haber ,ABD’nin Irak Müzelerinde yaptığı soygun ile Palmira’daki Baal Tapınağı’nın ardından Ain Dara’nın da tahribiyle bölgedeki 3000 yıllık bir Alevi Kültür mirası daha insanlığın hafızasından silinmiş demektir. Palmira’daki BAAL TApınağı’nın kökeni Baal lakaplı Sümer Tanrısı ENLİL’e uzanıyor.

La Haye, 14 Mayıs 1954 tarihli “SİLAHLI BİR ÇATIŞMA HALİNDE KÜLTÜR MALLARININ KORUNMASINA DAİR SÖZLEŞME” savaş ortamında dahi korunması gereken bu tür kültür varlıklarına karşı suç işleyenlerin  kendi ülkelerindeki iç hukuk kapsamında yargılanıp cezalandırılmalarını gerektiriyor.

Küresel Güçlerle  taşeronlarının  bölgemizde  yaptıkları kültür ve tarih katliamı ile eski eser kaçakçılığı neye hizmet ediyor: Küresel işgale engel olarak öne çıkan  en önemli  konu, bölgede binlerce yıldır yerleşik olan halkların bu topraklardaki kültür varlıklarıyla kanıtlı halk tarihleri, mülkiyet hakları ,Semavi Dinler öncesi  kültür ve inançlarına ait  kadim kökleridir. Bu tarihi kanıtlar yabancıların bölgeyi yeni amaçlarla kolonize etmelerini, siyaseten kurgulanmış  etnik veya dini kimliklerle yapılandırmalarını ve bu kapsamda kadim halkların varlıklarını inkar ve asimile etmelerini engellemektedir. Bölgenin kadim kültür varlıkları,halk kültürü ve inançları Semavi dinler öncesi Anadolu Aleviliğini öne çıkarmakta, Alevilerin kendi topraklarıyla tarih ve kültür miraslarına  ırklar üstü nitelikte olan “ALEVİ-BEKTAŞİ” örgütlenmesiyle sahip çıkmaları olasılığı küresel güçlerin işgal emellerini engelleyen en önemli faktör olarak öne çıkmaktadır. Irak ve Suriye’de Alevi-Ezidi -Türkmen ve Nusayri kökenli halkların etnik temizliğe , katliama ve sürgünlere tabi tutulmasının gerçek nedeni onların ezelden beri bu toprakların asli sahipleri olmalarıdır.

KUZEY SURİYE TOPRAKLARINDA  HİTİT – ALEVİ KÜLTÜR MİRASI

Bölgede yapılan arkeolojik kazılarla ortaya çıkarılan kültür varlıkları, höyükler ve tarihi kent kalıntılarına göre Kuzey Suriye toprakları Sümer,Hitit ve Hurrilerden beri Anadolu orijinli Alevi  halkların toprağıdır. Bu gerçeğin kavranması için yöredeki kentlerin adları ve barındırdıkları kültür varlıklarına kısaca bakmak yeterli;

HALEP :Hititçe adı  HALPA , bu ad Akad Arami ve Arap dillerinde Halap,Halab,Hallaba ve Halbi gibi okunmuş.Türkiye Halfeti,Varto-Hınıs -Tunceli Halafan Köy adları Halep adının türevleri.Hititçe Halpamuva ve Halpaziti gibi adların yanısıra adın kökeni  Siyasal İslam Döneminde Halife formuna giren “Helippi” şeklindeki tanrı mahlasıdır.  Halep  Sümer ve Hattilerden beri Anadolu’ya Hatti Ülkesi adını veren Fırtına Tanrısı HADAD’ın Kült Merkezidir.Halep Kalesi son yıllarda açığa çıkarılan eserleriyle Hadad Kültünü sergileyen en önemli merkezlerden biridir. Kült Merkezi Hatay Hazzi Dağı (Kal HAZZİ) olan Tanrı EL’in oğulları sayılan YAM ve HADDU(Hadad) adıyla kurulan YAMHAD Devleti’nin başkenti olan Halep, İ.Ö 17 .Yüzyılda Hitit Kralı Murşil tarafından zaptedildi. Bir ara Asur işgalinde Bit Agusi topraklarına katılan  kent, Geç Hitit Devleti olan KARGAMIŞ’ın işgaline Kadar Bir Hitit-Alevi şehri olarak yaşamaya devam etti.

HALEP KALESİ

HALEP KALESİNDE TANRI HADAD VE KRAL TAİTA

AİN DARA : Adını Sümer Tanrısı AN ve Anadolu Fırtına Tanrısı TARU veya TARUHİNİ’den alan ,ayrıca Tanrıça İştar’a adandığı bilinen Geç Hitit Tapınağıyla öne çıkan bir Alevi Şehridir. AİN DARA Adı Anadolu’da Muş-Taron (TARU-AN),Mardin Dara, Malatya Darende (Tarhunda) ve Bingöl Genç’in  kadim adı olan “DARA ENİ “ adlarıyla yaşamaya devam ediyor. İ.Ö 13.YY ‘a tarihlen 30×20 m ölçülerindeki tapınak İ.Ö. 7.YY’ la dek işlevini sürdürmüş.

KARGAMIŞ: Temelde Hitit ve Hurri Mitanni  kenti olan Kargamış, Hititçe KUR URU KARGAMEŞ adıyla anılmış. İmparatorluk Döneminde Hitit prensleri tarafından yönetilen kent, Hititlerin Güney Başkenti ve  Hitit Tanrıçası KUBABA’nın Kült Merkezi  olarak biliniyor.  Kentten çıkarılan eserlerin büyük bölümü Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergileniyor.Bu eserler arasında Face sayfamda yayınlanan bir videodan da görülebileceği gibi ,Geç Hitit Dönemi-Anadolu Aleviliğine ait bir Ayin-i Cem Töreni tüm ayrıntılarına kadar bazalt kayalara işlenmiş.

AZEZ ,HASSA ve KİLİS: AZEZ, HASSA (Hazzi) ve KİLİS adları Hitit ve Hurrilerin Hatay-Suriye sınırındaki en büyük Tanrı Dağı olan Kal Hazzi’den kaynaklıdır.  Muş Varto ve Dersimin bir çok yöresinde yaşayan Klavsi ve Heyderan  Aşiretleri gibi bu bölgede yaşayan “Klazzi(Kal Hazzi)” ve “Hayderi” aşiret adlarıyla Gül BABA gibi kült adları da Hatay “Kel Hazzi Dağı” ve oradaki tanrı kültünden gelmektedir.

EL HADİD:  Afrin’in Hatay’a komşu olan bu yerleşmesi adını kült dağı Hatay Hazzi Dağı olan Tanrı HADAD ile babası EL’den almaktadır.

HATAY KEL veya HAZZİ DAĞI :Hurri ve Hitit Döneminde HAZZİ  adıyla anılan dağ, Sümerce “büyük Hazzi “ anlamında “GAL HAZZİ”, Tanrı EL’ın kült merkezi olarak EL HAZZİ ,Akadca –Hattice Tanrı ŞAPU-Ni  temelinde “Şupani-Çepni”, Arapça ise Sümer Tanrısı EL’in (ENLİL)  Kült Dağı –Tapınağı olan E’.KURRA temelinde “Cebel AKRA” adlarıyla anılmıştır.Bu dağ, Sümer Tanrısı El, Hurri-Hitit Tanrısı Teşu Baba (Teşub.Ba-Bektaşi Baba) ve  Samandağ’daki Hızır Türbesi’nin şahitliğiyle yörenin ezelden beri Hızır KAL adıyla tapkılanan Alevi-Bektaşi toprağı olduğunu ortaya koymaktadır. Bölgedeki halkların İslam öncesi kadim kültür ve inancı olan Anadolu Aleviliğinin bölgedeki kültürel yapılaşmaya  yön veren aydınlanmacı bir varlık olduğunu bilen küresel güçler ile yerli işbirlikçileri Türkiye’deki istenilen yapılaşmayı güvenceye almak ve demografik yapıyı bu yönde geliştirmek amacıyla Anadoluyu Araplaştırmaya çalışıyor.