HATTİ-LOLUVA ELİ’NDE KARAMANOĞLU ALEVİ-BEKTAŞİ DEVLETİ

Hatti-Loluva Eli’nde Karamanoğlu Alevi-BEKTAŞİ  Devleti 

Kemal SOYER/ Y.Mimar

Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Eski Genel Müdürü

Hacı Bektaş  Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesince Düzenlenen Karamanoğlu’ndan Menteşe’ye,Menteşe’den Hızır Şah’a Panel  Bildirisi.  28 TEMMUZ 2019.DATÇA

Telif Hakları Kemal SOYER’e aittir.İzinsiz kopyalanamaz, alıntı yapılıp yayımlanamaz 

“Ansızın çıkan yel gibi saldırır, sel gibi yeri göğü yıkarlardı” Karamanoğullarıyla ilgili bu halk sözü, onların Anadolu Fırtına Tanrısı’nın ezeli halkı LULUBİ’lerin torunları olduklarının kanıtıdır. Yeller estirip,seller oluşturan, yeri göğü çıkardığı tufanla yıkan  Lulubi Tanrısı Enlil’dir.

“Karamanoğulları; Coğrafi,Tarihi, Kültürel ve Demografik Zemin

Konya -Karaman’ın kuzey batısında yer alan bir Hitit yazıtında ; Kahraman Büyük Kral Murşili’nin torunu,Kahraman Büyük Kral Hattuşili’nin oğlu,Kahraman Büyük Kral  Güneş Hükümdar Tuthaliya şöyle der…..” diye başlayan kahramanlık destanları bölgede kurulan Karamanoğulları -Loluva Devleti’nin,onu kuran Alevi (LUWİ-A-LULUVİ /LULUBİ-TURUKKU) halkların bölgedeki binlerce yıllık varlıklarına tanıklık ederler.Türkçe formuyla “Kahraman” kavramı  Lulu -Dımıli diliyle “Qereman”dır.Lulubi -Turukku halkının SÜMER  Döneminde devlet olduğu İran Urumuye Gölü çevresinin KUR MANNA -URU MANNA ve TURUKKU MANNA adlarından Kur Manna olanı kayıtlara KARAMAN, Urumanna olanı ERMENEK, Turukkumanna olanıysa Türkmen olarak  geçmiştir.

1-Anadolu Coğrafyası ve Tarihi Çağlardaki Siyasi Yapılaşması

Akad Dönemi (İ.Ö.2350-2200) çivi yazılı belgelerde Anadolu’nun adı, KUR URU HATTİ olarak geçer. Anadolu toprakları ,Geç Hitit Devletlerinin yıkıldığı İ.Ö .600’e kadar 1700 yıl boyunca Hatti Ülkesi adıyla anılmıştır.(1) Hatti ve HİTİT adının kaynağı günümüzde “HÜDA” formuna giren Tanrı HADAD’dır.Hadad, Sümer Tanrısı Enlil’n oğludur. Anadolu’nun HATTİ LULUBİ ve TURUKKU ELİ adı, Tanrı Yurdu anlamındadır.

On iki ırmağı, zengin flora ve faunasıyla İnsan ve doğa yaşamına hayat veren Anadolu toprakları Sümerce Kİ.ENGUR ve SUBİR adlarıyla Serçeşme yurt, Musevilerin kitabı Tevrat’ta da bal ve süt diyarı olan  Irmaklı Cennet olarak anılmıştır.Üç kıt’a arasındaki merkezi konumu,Toros-Karadeniz Sıradağları  ve iç uzantılarıyla farklı bölgelere ayrışan fiziki yapısı, yarattığı büyük kültür ve uygarlıklarıyla Kudüs çıkışlı siyasi-dini tasarımları  kullanan halkların işgal hedefinde oluşu nedeniyle de kimi zaman büyük imparatorluklara,kimi zaman da beylikler düzeninde siyasi-idari yapılaşmalara sahne olmuştur. Sümerce ırmaklar arası bölgenin adı Kİ.ENGUR’dur. Kİ.toprak,d.ENGUR Tanrı Irmak ,Hengure formunda Tatlı Su-Şarap Irmağı demektir. Anadolu ve Kİ.ENGUR ‘da İ.Ö 4500- 3000 arası Sümer denilen Lulubi-Dımıli  Kent Devletleri, 3500-2300 arası Büyük Sümer Devleti, Merkezi Anadolu’da İ.Ö.2200-1700 arasında Hatti, Luvi,Hurri Beylikleri vardı.Bu beylikleri  İ.Ö.1700-1200 arasında İmparatorluk çatısı altında birleştiren yegane güç, Anadolu’lu Sümer ve  Hattilerin devamı olan Hititlerdi. Hatti Beylikler Dönemi ile Hititlerin ilk Başkenti Neşa veya Kaniş denilen kent idi.Bu kent, Kayseri-Sivas Karayolunun 23.km sinde sol yandaki düzlükte yer alan Kültepe Höyük’tür.

İ.Ö 12.YY. da Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla TABAL (EDEBALİ-DEVELİ), KARGAMIŞ, MELİTTU(Malatya), KUMMUH (Adıyaman), SAMAL(Gaziantep), TUWANA(Niğde-Karaman)gibi bir dizi Geç Hitit-Luwi Devletleri oluştu.Büyük İskender , Roma ve Bizans’ta da Beyliklere benzer eyalet, tema ve satraplıklar vardı.Aynı düzen Selçuklu’nun yıkılmasıyla tekrar oluştu. Karaman, Menteşe, Tekke, Eşrefoğlu,Saruhan,Aydın, Zülkadir, Mengücek, Danişmet, Canik, Candaroğulları, Zülkadir ve Ramazanoğulları gibi Beylikler iddia edildiği gibi Orta Asya’dan gelen halklarca değil, B.İskender, Roma ve Bizans Dönemi boyunca çoğu dağlarda yaşamaya mahkum edilen Anadolu’lu Alevi Halklarca kurulmuş, Hellen, Roma, Bizans Dönemi’nde Anadolu’yu yurt edinip kültür olarak da yerelleşmiş taşralı diğer halklarca da desteklenmiştir. Topraklarını kaybeden Bizans, yeniden varoluş umuduyla özellikle de Ege Bölgesinde Beylik ilan eden yerli halklarla anlaşmalar yapmıştır.

Sasani ,Selçuklu,Abbasi ve Moğolların saldırılarıyla Bizans’ın zayıfladığı süreçte tarih yeniden tekerrür etmiş, Selçuklu’nun başkent edindiği Konya’daki etkin varlığına rağmen Karaman (Loluva-Lalanda), Saruhan, Aydın, Teke,Menteşe, Zülkadir ve Ramazanoğulları Beylikleri Torosların iki yakasında ve Akdeniz boyunca uzanan tarihi Hatti-LUVİ-A Ülkesi’nde ortaya çıkmıştır.

2-Karamanoğulları Bölgesinde Hatti-Lulubi Dönemi Etnik Coğrafyası 

Hatti,Hitit ve Luluvi’lerce Anadolu toprakları Hattice TARU,Hititçe TEŞUP (Teşu BABA) adıyla anılan Fırtına Tanrısı HADAD’a adanmış, bir bütün olarak yurt, HATTİ ÜLKESİ adıyla tanrı mülkü haline getirilmiştir. Çivi yazılı kaynaklarda “Hititler Bin Tanrılı Halk” sanıyla anılmaktadır (2) .Hititlerin “Bin Tanrısı” bin adet tanrı anlamına gelmiyor.Bin Tanrı kavramı ,Anadolu Alevi coğrafyası ve halk kültürüne Hızır Ali-Bin Ali adıyla  oturmuştur.(3)Anadolu toprakları Tanrının Eli adıyla Alevi, Teşup adıyla Bektaşi, Hadad adıyla HAtti Ülkesi, Taru adıyla Turukku Ülkesi( Tahtacı-Türkmen) adlarına konu olmuş, Teşup’un Malatya-Van arası yurdu Şupani adı da zamanla Çepni ‘ye dönüşmüştür.

Hititçe KU, BABA(Paban) ,Sümerce HURSAG denilen ulu dağlar  ile d.WATİ denilen  yüzlerce Tanrı Dağı  günümüzde yağmur dualarına da konu olan Alevi -Bektaşi Halk  Ziyaretleridir. Sümer Tanrısı Enlil “güçlü kuvvetli öküz” ve “Babadağ“gibi sıfatlarla anılmış, bu temelde Hatti Ülkesi Fırtına Tanrıları da boğa ve dağlarla özdeşleştirilmiştir .Bu nedenle de Anadolu tanrılarını temsil eden Alevi Eren ve Evliyalarının Türbe ve döşekleri ulu dağların başındadır. Hattiler Dönemi’nde Toros Dağları Fırtına Tanrısı TARU’ya Makam olarak adanmıştır. Hititçe SİU-SİUNİ  tanrı demektir. TARU ve SİU birleşik olarak TOROS şekline girmiş, Anadolu’nun boğa başlı tanrısı Girit’te  MİNTAURUS (MEN TAURUS), Akdeniz’den İspanya’ya Tarkon ile EL TORO ,Sina’da ise (Taru) SİON DAĞI  adıyla anılmıştır. Toros’un diğer bir adı  LUWİ-A (Alevi) olup, bu adla Suriye’ye uzanan kolu günümüzde dahi “Alevi Dağları” adıyla anılmaktadır.

Torosların başladığı Biga Yarımadasının ucunda bir boğa başı gibi duran Kaz Dağı (TAURUS-Taru-Baal Hadad, Addu-İDA), Manisa’da Sipil Dağı,İzmir Nif Dağı-Karabel Hitit Anıtı ve Hamza Baba, Antalya Elmalı Dur Dağı (TARU ) eteklerinde Abdal Musa-Noel Baba,Çıralı’da Olimpos ,Antalya  Bey Dağı,Tahtalı Dağı (Tahtı Ali) ve Kızlar Sivrisi (Tanrıça), Fethiye’de Babadağ-Çiçek Baba, İsparta Eğirdur Dağı (E’.KUR TARU ) Külek Geçidi’nin iki yakasında BALKA ve ALA DAĞ (Tanrı Baal-GA ve ALİ DAĞI), Aksaray’da Hasan Dağı (Hazzi Dağı), Kayseri’de Erciyes (Harkasos-Hırka Dağı),Ali DAĞI, Binboğa Dağları(Bin Tanrı), Maraşta Ahır Dağı (Enlil’in E.KUR’ u), Hatay’da , Samandağ, Kel HAZZİ DAĞI (Cebel Akra-Cassius ),Bursa UluDağ (Ali DAĞI) ,Çankırı ILGAZ (Olgasis-ALİ HAZZİ-Hazzi Tepe) ve doğuda, Hazar Baba, Düzgün Baba, Kal Baba, Ali Baba gibi Dersim Coğrafyasındaki  yüzlerce dağla devam eden Alevi Dağ Tanrıları ve  eteklerine tutunmuş Xıdıj (Hattuşalı), Lolıj (Lulubi-Lolan ,Luwi-A,Leleg,), Hormek (Hurri),Çepni , Turukkuum, Ağaçeri, Tahtacı, Yörük, Varsaklı adlarıyla Anadolu Alevi-Bektaşi halkı yaşamaktadır. Bizans ve Selçuklu’ nun yıkılmasıyla Alevi halklar Karaman-LOLUWA gibi beylikler düzeninde özgürlük mücadelesi vermişlerdir. Karamanlıların düşman saldırıları ve ağır badirelerde sığındıkları ata dağları yöredeki Bolkar Dağı’dır.Bu Dağ’ın özgün adı, boğa başlıklı Tanrı Baal’den kaynaklı BAAL-GA, Niğde’yi arkalayan Ulu Dağı’ın adı  ise ALİ Dağı’dır. Şikari’nin Karamannamesinde  BOLKAR Dağı’nın adı“Bolka Dağı”, halkı ise“Bolka Kavmi” olarak geçer.

Karaman Çevresi-Hatti-LULUVA  BÖLGESİ KADİMDEN ALEVİ-BEKTAŞİ ÜLKESİDİR

LULUVA ÜLKESİ ; bölgede Hatti, Lulu, Lulubi, Leleg ve Luwi adıyla anılan halkların yaşadığı ALEVİ Ülkesidir. Selçuklu Döneminde LOLUA-LOLUVA adıyla anılmıştır(4)

Karaman İli’nin Hititçe adı…….LALANDA (LOLAN), sonradan LARENDE,

İstanuva-Lalupiya …………..Lokasyonları  yapılamamıştır,(Lalupiya LALANDA ile aynı yer olabilir)

Ulukışla’nın adı………………..LULU’A (LOLAN)

Mut’un adı ………………………….LALASİS (Lolan)

Ereğli’nin adı…………………. HUBİSNA(Tanrıça Hepa Siuni) Antik çağda KYBİSTRA-HERAKLİA,

Ermenek’in adı………………..GERMANİKA  , daha önce İran URUMİYE GÖLÜ çevresinde (Hititçe Ay Gölü ARMA) yaşayan LULUBİ -Turukkuların  ÜLKESİ KUR MANNA , URU MANNA .Kİ  , ARMA -MEN –U-GA  adlarının kalıtıdır.(Hititçe Ay ARMA, Ay Tanrısı MEN,Hilal Ay Boynuzlu Boğa-Dağ, Yarım Ay şeklindeki Ermenek Kalesi  gibi) Turukku adı daha sonraları TUKRİ şeklinde anılmıştır. Sümer ve Hititçe TU ve KUR.RA  Dağ Tanrısı ve tapınak adıdır.

Güneyyurt……………………..GARGARA DAĞI , Tanrı Enlil’in Ülkelerin Kralı sanı LU GAL KURKURRA (Nemrut Dağı-Gerger,Zile KIRKIRİYE, Kaz Dağı Gargaros Tepesi gibi,

Tarsus’un adı…………………..TARSA(Tanrı Baal Tarz/Tarhunza, Sanda/Herakles, Jupiter Tarsensıs-Tarsus’un  ŞAPU TARU’su)

Alanya’nın adı………………….KARKİSSA, antik çağda KARAKASION

Konya’nın adı…………………..LYKONİA (Hititçe LUKKA’dan-LULU.Ki -LULUBİ ŞEHRİ)

Niğdenin adı ……………………NAHİTA (Tanrıça MA -ANAHİTA -Ana Hatti/Tanrıların anası)

Likya’nın adı…………………….LUKKA(LULU.Kİ)

Perge’nin adı …………………..PARHA

Efes’in adı ……………………….APASA,

Millet’in adı……………………..MİLLAVANDA

Gülnar Meydancıkkale……..PİRİNDU

Mersin Gilindire……………….KALENDERİS, ALEVİ TANRI SANDA(KOS)un Kült Şehri,

Datça adı da büyük olasılıkla Luwi Tanrısı DATTAŞ’tan gelmektedir.

Klikya, Lykonia(Konya),Külek Boğazı ve onu koruyan  LOULAN KALE adları bölgedeki Lulu halk adının LELEG formundan  kaynaklıdır.

3-Hatti -LUWİ ÜLKESİNDE DEMOGRAFİK YAPI

Sümerce insan :Lu-Lu, halk kavramı  DUMU.LU.ULU LU’dur.(5)

Sümer-Anadolu halkı Tanrı  Enlil (EN LULU) ,Baal, Hadat, Teşup, Taru, Tarku ve Tarhun gibi gökyüzü ve Fırtına Tanrılarının adıyla; Hatti,Hitit, Hurri-Lulubi, Luluwi, Lalupiya ,Luwi-Alevi, Lulukka, Leleg, Lukka, Tarukku-,Turukku, Turukku Manna , Terqa, Tarukoman (Turukkum) , Balu ve Pala gibi adlar almıştır.

Lulu -Dumulu adı,günümüzde Lulubi-Lolan ve Dımıli halk adıyla yaşamaktadır.

Karaman’ın Hititçe adı Lalanda(Lolan),Ulukışla’nın adı ,LULU’a (Lolan),Külek Boğazını koruyan tarihi Kalenin adı Lolan, Likya’nın-Ege’nin halk adı Leleg’dir.Bu adlar, Sümerce “LULU” denilen insan ve DUMU. LU. ULU LU şeklindeki halk  adından geliyor.

Hititolog Prof.Ahmet Ünal  bir makalesinde güney Anadolu’da aranması gereken İstanuva ve Lalupiya adlı iki Hitit kentinden bahsetmiştir.( 6)

Halkının Hurri ve Luvi kökenli  olduğunu belirttiği İSTANUWA ve LALUPİYA  şehirleri, henüz lokasyonları yapılamamış olsa da, Lalupiya adı Karamanın Lalanda adına benziyor. Kökenleri  Sümer olan LULUBİ’lerin-Lalupiya halkının Luwi-A’da yaşıyor olması Karaman Beyliğini kuran Aşiretin Lolanlı Balki ,halkının Ağaçeri -Tahtacı ve Çepni olduklarının en güçlü kanıtıdır.

Tarihi HATTİ -LUWİ -A ülkesi gerçekte ALEVİ ÜLKESİDİR.

Karaman Bölgesi, Hititler Dönemi  özgün adıyla LUVİA ve LALANDA’nın devamı olarak Selçuklu Döneminde LOLUVA İLİ adıyla anılmıştır(4). Lalanda adı, Bizans Döneminde Laranda‘ya çevrilmiş, Cumhuriyet Döneminde ise İle,Karaman adı verilmiştir.

Karaman Devleti’nin kurucuları yukarıda sunulan kanıtlara göre bölgede Lolua, Lalanda ve Lalupiya adlarıyla anılan Sümer-Lulubi kökenli halktır. Bu halk adını Sümer Tanrısı Enlil’den almıştır.Tanrı Enlil’in insanın babası sanı LULU ile Ba‘ LU,  Bey Sanı ise “Bel” veya”Belum”olup, zamanla Balım’a dönüşmüştür. Sümerlerin yıkılmasıyla halkın ana yurtları olan Toros-Zagros ve Suriye’deki Alevi Dağlarına çekildiği, Tahtacı-Yörük (Sümer-URUK) ve Turukkuların(Terekeme-Terqa) Suriye-Irak üzerinden Anadolu’ya geldikleri bilinmektedir.Göçebe gelen Selçuklular Sümer-“Uruk”lu halkı “Yörük” adıyla göçebe konumuna oturtmaya kalkışmışlardır.

4- KARAMAN ÇEVRESİNDEKİ HİTİTLER DÖNEMİ ÖNEMLİ KÜLT ANITLARI VE TANRI MAKAMLARINDAN ÖRNEKLER

Karaman Devleti sınırları içinde Anadolu Alevi Bektaşi Halk Kültürü ve İnançlarının kaynağı olan çok önemli Hitit-Luvi-A anıtları yer almaktadır.Bunlardan biri de Eflatunpınar Kült Havuzu’dur.

Beyşehir Sadık Hacı Beldesi-Hititler Dönemi Eflatunpınar Anıtı  İ.Ö 13 YY.

4.1-EFLATUNPINAR HAZUZ ANITI

Havuz Anıt, Beyşehir Gölü yakınında Şarkikaraağaç Karayolunun 16.cı km sinde Sadık Hacı Beldesi sınırları içindedir.

Eflatunpınar, Anadolu’daki en güzel su anıtlarından biridir.Su kaynağının başındaki anıtta,en üstte 7.40 m uzunluğunda yekpare taştan kanatlı bir güneş kursu , altında Fırtına Tanrısı ve eşi  Güneş Tanrıçası Hepat ile yanlarında gökleri omuzlayarak kaldıran aslan ve boğa adamlarla toplamda 12 figür, en altta ise onları deryadan gök yüzüne kaldıran beş adet Dağ Tanrısı yer almaktadır.Bu tanrılardan üçünün eteklerinden sular fışkırmaktadır. Kenarlarında 12 aslan veya leopar heykeliyle bezeli havuzun içinde Güneş Tanrıçası HEPAT’a adanan ayrı bir tapınak vardır. Resimdeki anıtın iki yanında iki adet kaynak tanrıçası yer almaktadır. Suyun havuzdan çıkışında üç adet boğa vardır.

4.2- Niğde ve Ereğli Anıtları

Niğde Fırtına Tanrısı

 Niğde-Fırtına Tanrısı-Ereğli İVRİZ’de Fırtına Tanrısı ve Alevi Kral URBALLA(ER-BALİ)

Baştaki anıtta görüntülenen Tanrı Niğde’de, ikincisi Ereğli İVRİZ’dedir. Boğa boynuzlu başlığıyla elinde balta ve şimşek tutan, ardında üzüm salkımları, önünde buğday başakları bulunan figür Fırtına-Bereket Tanrısı’dır.

İkinci Anıttaki Tanrı-Kral kabartması İVRİZ SUYU kaynağındadır.Buradaki tanrı da elinde üzüm salkımları ve buğday başakları tutmaktadır.Karşısında tanrısına bend olmuş imgede ayakta peymane duran ise adı URBALLA (Er Bali) olan LUWİ-Alevi Kralıdır.Tahtacıların Bolkar Dağı’nın tepesinde kutsadıkları“Bulgar Bozoğlan” Ziyareti bu anıtla ilişkilidir.Bulgar-Bozoğlan Hititler Dönemi Hatay Hazzi-Balıkesir Kaz Dağı (Hazzi) gibi Hızır’ adanmış Hazzi Dağı’nın ad şifresidir.Kuş kanatlı peleriniyle Kral,Tanrıyla yüz yüze gelmiş halde miraçtadır.

Ereğli’nin adı; 

   Herakles(Wikipedia)

Hitit İmparatorluk Döneminde adı “Hupisna“dır. Antik Dönemde Geç Hitit Dönemi İvriz Anıtındaki Tanrı Tarhunda’nın “Hero Kal” sanından uyarlanan “Herakliya” adıyla anılmıştır. Hitit-Luvi/ Alevi Tanrısı Sanda ile İvriz Kayadaki TARHUN’dan uyarlanan Herkül de, iri cüsseli ve ak sakallıdır. Herakles veya Herkül adı zamanla “Ereğli” formuna girmiştir.

4.3-Kalenderis-Gilindire

İçel’de Gilindire adlı yerleşmenin tarihteki adı Kalenderis’tir.Bu kent Luwi Tanrısı Sanda’ya adanmıştır.Tanrı Sanda Roma Döneminde Kült Dağıyla birlikte SANDAKOS (SANDA-HAZZİ) adıyla anılmıştır. Ak Sakallı Sanda, keçi sırtında durur ve elinde balta tutar.

İçel-Kalenderis Kenti Tanrısı SANDAKOS (wikippedia)

 

5-ANADOLU’da  SÜMER-HATTİ-HİTİT-HURRİ VE LUWİ KÖKENLİ TANRILARIN SÜREĞİ OLAN ALEVİ –BEKTAŞİ KÜLT MAKAMLARI’NIN  KARAMANOĞULLARI-ALEVİ BEYLİKLERİ COĞRAFYASINDAKİ İZLERİ  

Nevşehir -Hacıbektaş,HAZZİ BEKTAŞ-I VELİ -HIZIR LALE,  BALIM SULTAN –HIZIR BALİ,

Ürgüp-Kayseri , TURASAN-I VELİ ,DURHASAN

Ceyhan ,DURHASAN DEDE

Develi,Dev Ali-TABAL DEVLETİ(EDEBALİ)

Ankara Hüseyin Gazi,

Kırıkkale  BALI Şeyh,

Amasya İlyas Köyü,BABA İLYAS

Kayseri  ,BOYNUZLU DEDE, OMUZU GÜRZLÜ DEDE (TEŞUP)

Niğde, TAPDUK EMRE (Tekke Dağı)

Konya ,MEVLANA ,

Antalya Elmalı-Tekke Köyü ABDAL  MUSA  , KAYGUSUZ ABDAL ve  Finike  KAFİ BABA

Bursa Geyikli BABA,

Eskişehir , SEYİT GAZİ

Ankara HÜSEYİN GAZİ-Tekke Dağı ,Hacı BAYRAM VELİ (HAZZİ ADDU BAAL)

Mut , KARACAOĞLAN

Sivrihisar , YUNUS EMRE

Sandıklı ,   MENTEŞ BABA  , SARI BABA-SARI BEKTAŞ

Denizli , SARI BABA , YAĞMUR BABA-TIRKAZ  KÖYÜ (TARU GA HAZZİ-TARHUNAZİ)

Bilecik,  EDEBALİ (HADDU BAAL –Baal İskur /Balışık-Bilecik)

Ermenek , Göktepe-BÜKLÜ BABA (FIRTINA TANRISI) ,

Ereğli, BOLKAR BOZOĞLAN (Baalga-Tarhunda Kültü),

İzmir ,HAMZA BABA, KEMALPAŞA KARABEL (Baal Kurra),

Manisa SYPLOS (SUPPİLULUAMA-ŞAPU İLU) DAĞI-AĞLAYAN KAYALAR-KİBELE KAYASI

Datça  HACET (EVİ) TEPESİ, HIZIRŞAH TÜRBESİ- BALCI DAĞI ,(HIZIR BALİ),  (Ankara Hacettepe, Ilgaz Dağı Hazzi Tepe adları gibi Hititçe Hazzi Dağı adı ,Aleviler ile Hızır’a uygulanan Siyasal İslamik aşağılama refleksleriyle “Hacet Evi Tepesi” gibi algılatılmıştır.

ZİYARET DAĞLAR: Karadağ, Bolkar Dağı, Kızıldağ, Ali Dağı, Eğri Dağ,Eğridur Dağı, Hasan Dağı, Erciyes(Harkasos-Hırka Dağı)),Ankara Tekke Dağı, Hacıbektaş HIRKA DAĞI, Fethiye Babadağ,Çiçek Baba,,Abdal MUSA Dur Dağı-Tekke DAĞI,Baltası Gedik) ,Datça HIZIR ŞAH-Hacet Tepe gibi yerler anımsanabilir.Bu yerlerin tamamı Makamları ulu dağlar,su kaynakları ve ulu ağaçlar olan kadim tanrıların kült yerleridir.

6- KARAMAN DEVLETİ’NİN KURUCULARI

Karaman Devleti, Lolanlı Nure SOFİ tarafından 1225-1230 arasında Karaman ( KUR MANNA-URU MANNAKİ ) Ermenek’e bağlı Balkusan’da (BAAL.Kİ-Balkıja)  kuruldu. Karamanlılarla ilgili eski kaynaklar onların Sümer-Hitit Orijinli Oğuz-Avşar-Lolan Balka ve diğer kolları olan Ağaçeri- Kacar kökenli olduklarını belirtir. KACAR adı, Fırtına Tanrısı’nın AĞAÇERİ sanından kaynaklıdır.Sümer kökenli Lulubi veya Lolan Halkı’nın Balka kolundan olan Nure Sofi’nin aile ve beylik merkezi Bolkar Dağı’yla aynı adı taşıyan Balkusan Köyü’dür.Mezarı BALBALA (Tanrı Baal ve tanrıça Bele ) adıyla da anılan yörededir. Balkusan adı,Karamanlı ailesinin kimlik adıdır.Ad, LULUBİ ÜLKESİNİN  MERKEZİ ADI olan URU BAAL .Kİ, Anadolu  Fırtına Tanrısı BA’AL ve Hitit Tanrı Dağı HAZZİ-AN’dan geliyor. Hatay Kel Hazzi Dağı’nın Zeus Kasion adı gibi, HAZİAN adı Hellenller Dönemi’nde KASİON’a dönüşmüş, Bal Kasion (BAAL Kİ.SUİNİ ) zamanla Balkusan ,Balka veya Balkıja olmuş. Balkusan adı ,Varto’da Balkıja adıyla anılan Lolan BALKİ aşiretinin de adıdır. Balkusan adı  taşıyan Kült Dağlarından biri  Hatay Kel Hazzi Dağı ,diğeri Balıkesir Kaz Dağı ve yörede Balkusana en yakın olan Bolka Dağı’dır. Hititler Dönemi Tanrı Baal ve  Kült Dağı Hazzi veya Kassu adı Gök An’la birleşik  olarak  Baal Kasion’a dönüşmüştür.

Karamanoğlu Devleti’nin uzun süreli Başkenti Hititçe adı LALANDA olan Karaman’ dır. Lalanda halkı Lolanlıdır ve Hitit kaynakları onların Lulu-LALAN dili konuştuklarını belirtmektedir.( 8)

Ulaştığı en geniş sınırlarıyla ERMENEK, KARAMAN, MUT, SİLİFKE, İÇEL, ALANYA, ANTALYA, BURSA, ANKARA, EREĞLİ, NİĞDE, AKSARAY, ADANA, K.MARAŞ ,KAYSERİ VE SİVAS İllerini  kapsamıştır. Selçuklu ve Osmanlılarla mücadele içinde 250 yıl yaşayan devlet İstanbul’u ele geçiren II.Mehmet tarafından 1485 de yıkılmıştır.

7-KARAMANOĞLU DEVLETİ BAYRAĞI

Karamanoğlu Bayrağı

Karaman Devletinin Bayrağındaki mavi renkli balta Anadolu Fırtına Tanrısı’nın ad sembolüdür. Hititçe ağaç “taru”,demir “hazinnu” kavramlarına konu balta ,Durhasan Dede’yi ,Balkanlarda Demir Baba adıyla da anılan  Tanrı Taru’yu temsil etmektedir. Balta ve şimşek ; bulut,gök gürlemesi, yağmur ırmak ve çeşmelerle doğayı canlandıran Serçeşme Fırtına Tanrısını kavratmaktadır. Hazzi Bektaş Dergahı Üçler Çeşmesi TARUHİNİ adıyla tanrıyı kavratmaktadır.Bayraktaki altı kollu yıldız Hünkar Dergahı’nın Mührüdür. Gök ve yerin birleşmesi, güneş ve dünyanın buluşmasını iç içe geçen iki dağla sembolize eden altı kollu “Davut Yıldızı”, İsrail’e veya Yahudilere ait bir sembol olmayıp, Sümer kökenlidir.Süleyman formunda okunan adın özgünü Fırtına Tanrısı Teşup’un oğlu ve makamı Toros Dağı olan Tanrı Sarumma’dan, Dawut adı ise Luwice Güneş TİWATA ‘dan kaynaklıdır.Fırtına Tanrısı ile güneş dünyaya -toprağa hayat veren işlevleriyle ortak bir kült kapsamındadır.

Güneş Sistemi

Sümer silindir mühründe altı kollu yıldız

Müzeye dönüştürülen Dergahın ilk Müdürlerinden Bektaşi Postnişini de olan Ali Sümer, İsrail Devleti’nin kuruluşu sürecinde Başbakanlığın talimatıyla Dergaha ait altı kollu yıldız şeklindeki Hünkar Mührü ile gümüş kaplı iki adet kitabın İsrail’e gönderildiğini, kendisi göreve geldiğinde bu emanetleri almak üzere İsrail’e gittiğini ancak, mührün verilmediğini, sadece kitapların birer kopyasıyla geri dönmek zorunda kaldığını tarafımıza açıklamıştır. İsrailliler, bayraklarına koydukları Hünkar Mührü , Fırat ve Nil ırmaklarıyla yaklaşık 2500 yıl önce Tevratla siyaseten kurgulanan vaat edilmiş kutsal toprakların peşine düşmüş, bu amaç günümüzde uygulanan BOP ile yeniden açığa çıkmış, Hünkar mührünü kullanmasıyla da bir nevi Tanrıdan El alma yöntemiyle Anadolu Topraklarını sahiplenme amacı gütmüştür. (www.yolunezeli.com.  Yahudilerin 2500 Yıllık Düşü,Nil’den Fırat’a Cennetin Zaptı)

8-Devletin Kurucusu: NURE SOFİ,

Nure Sofi  ; Çağının önde gelen Alevi -Bektaşi Halk Önderi  Baba İlyas’ın yanında yedi yıl eğitim almış bir Bektaşi Babası’dır.

Nure SOFİ aşiretiyle birlikte 1240’ta Anadolu Alevileriyle Selçuklu’lar arasında yaşanan Malya Ovası Savaşı’na katılmış,yenilgi sürecinde  BABA İLYAS’ın oğlu Muhlis Paşa’yı ölümden kurtarıp Balkusan’a getirmiştir. Şikari’ye göre Sivas’ta iken  Bahattin Bey ve oğlu Menteş ile Eşref adlı kişilerle siyasi ilişki içindedir.Bu adlar Yozgat Bahadın, Menteşe ve Eşrefoğulları gibi beylik ve yer adlarıyla yaşamıştır. Karamanname’de Eşref Bey ,Muhlis Paşa’nın halifesi olarak anılmaktadır. Velayetname’de Hazzi Bektaş’ın kardeşi  MENTEŞ’in adı, Sivas’ta geçmektedir. Burada öldüğü belirtilmişse de daha sonra bu ad, Afyon Sandıklı Menteş Baba  ve  Menteşe Beyliği adıyla ortaya çıkmıştır.Kanımızca ölen Menteş Bahattin Bey’in oğludur.Zira Menteş teoforik-tanrısal bir addır.

Torunu Mehmet Bey, Baba İlyas’ın oğlu ve Aşıkpaşa’nın da babası olan Muhlis Paşa ve Varsaklı Arız Hakim’den eğitim almıştır.

Karamanoğlu Mehmet Bey,Alaattin Keykubat’a yazdığı mektupta kendi kimliğini ;  

Ey Alaattin ,Sen Keykubat bin Keyhüsrev,Bin Kılıçarslan,bin Ertuğrul,bin Ali Selçuk isen,Ben dahi; Mehmet Bin Han Karaman,bin Nurettin,bin Saadettin,bin İbrahim,bin Alpaslan,bin Gelencan, bin Şirvan han, bin Oğuz Han’ım” şeklinde tanımlamıştır(7) Şikari’nin Karamannamesinde Karamanoğullarının Kalhanoğulları Aşiretinden oldukları belirtilmiştir.İran Aşiretleri arasında yaptığımız araştırmalarda aşağıda yer verildiği gibi Kalhanoğullarının  tarihte LULUBİ adıyla yer alan Lolan Devleti’nin merkezindeki Sarı-Puli Zohap civarında Ehli Hak -Alevi kimlikleriyle yaşadığı saptanmıştır.İran Sari Puli Zohap kayalıklarında Lulu kralı Anu Banini’nin İ.Ö 2350’ye tarihlenen anıtı yer almaktadır.

LOLAN KRALI ANU BANİNİ

Tribes İn İran -Ensiklopedia

Bu  Gūrān kabilesi bu bölgedeki en eski kabilelerden biridir. Merkezi, Gūrān’ın dehstanındaki Gahvāra köyüdür. Qalḵānī ṭāyefa önceden kabileye dahildi, ancak Gūrān’ın şimdiki ṭāyefaları, Kerend’in kuzeyinde yazlık ve Zohāb’da kışlık mahalleleri olan Bīvanīž (Bīvanīǰ); Čūpānkāra, şimdi çoğunlukla Qaḷ’a-e Qāżī çevresinde yerleşik; Sīāvāna (Kerend’in kuzeyi) ve Tang-e Zohāb arasında hareket eden Haydarī; ve şimdi Gūrān’ın dehstanının kuzeyinde yerleşik olan Tofanġčī. Dinde Gûrânlar genellikle Ehl-i Hak’tır (q.v.).Kürt kökenli olmadıkları düşünülüyor. Kerend Başı’nın kuzeyinde aynı adı taşıyan dehstanda yaşayan Kalhaniler, günümüzde ayrı bir kavim olarak kabul edilmektedir.”

İran ve Irak’ın çeşitli bölgelerine dağılan Guran ve Kalhani  Kabileleri günümüzde dahi LULU Diline en yakın olan Goranice konuşmaktadırlar.Gorani dili Kürtçenin lehçesi  değildir. GUR adı Sümerce Tanrı Dağı E.KUR’un kalıtıdır. Goran kabilelerinden ayrıldığı belirtilen Kalhanoğulları Kuzey Azerbaycana yerleştikten sonra Azeri dili olan Türkmenceyi yani LULUBİ-TURUKKU Devletlerinin kadim dilini konuşmaya devam etmişlerdir.

Seceredeki “Oğuz Han Bin Gelencan adı Karamanoğullarının Anadolu-Azerbaycanlı kadim halk  kökenlerine vurgu yapıyor.Zira “Oğuz Bin Gelencan” adı Hatti-Hitit ve Sümerlerin Bin Tanrısı’dır.Bin Gelen Can “Bin bir donda baş gösteren Hızır Ali Bin Ali” dir.Elazığ Hazar Gölü ile Hazar Denizi arası kadim topraklar Hızır’ın adıyla Hazarbeycan adı almıştır Anadolu sathındaki yüzlerce Dağ Hızır’a Makam olarak adanmıştır.

Şirvan Han ,Azerbaycan Bakü çevresinin Sasaniler Döneminde Sümer-Hitit kökenli aslan yürüten Tanrı içerikli ŞİR-VAN adını, Oğuz Han ise Sümer , Hitit ve Hurrilerin  Boğa boynuzlu başlık takan tanrılarıyla ilişkili olup, Bakü Kalesinin giriş kapısı üzerindeki boğa ve çift aslanla sembolize edilmiştir.Ayrıca Şirvan Lulubi Ülkesindeki bir Tanrı ırmağının da adıdır.

Keykubat (KAİ QUBAT),Keyhüsrev (KAİ HÜSREV-Dağ-Şah,Sultan),adları  Feridun’un Şahname’sinde yer alan ,İran’da “Dünya Dağı”da denilen Elburz-Demavend  Dağıyla ilişkili mitik Tanrı-Kral kişilikleridir. Alparslan ile Kılıçarslan adı, Aslan sırtında yürüyen Anadolu-Sümer Tanrılarının ve Sümer Tanrısı ALİ’nin sanlarıdır. Selçuklular İran ve Anadolu’ya girerken kendilerini yerli halkın ata kimliklerine büründürüp, yüceltmişlerdir. Selçukluya sonradan Anadolu kökenli TARUGA-Türkmen adı verilmesi, Büyük İskender’in  Anadolu Tanrısı “Alek Sandra/Tanrı Sanda” adını alıp, Fırtına Tanrısı’nın boynuzlu başlığını kullanarak kendisini tanrılaştırması gibi, işgalci halklarca da uygulanan eski bir politikadır.Bu politika günümüzde Fransız-İngiliz ürünü İttihat-Terakki’cilerin Anadolu Alevi halklarını -Hitit ve Sümerleri Jöntürkleştirme eylemleriyle sürmektedir.

9-Türkçe Dil Fermanı

Elvan Çelebi ,Şikari ve Osmanlı kaynaklarında Baba İlyas’ın oğlu Muhlis Paşa’nın Konya tahtını ele geçirip kırk gün veya altı ay süreyle yönettikten sonra yerini Karamanoğlu Mehmet Beye bıraktığı yazılıdır. İbni Bibi’ye ait 1280 tarihli olduğu belirtilen Selçukname’de Mehmet Bey’in 1277 yılında Konya’yı fethettiğinde Türkçe’yi resmi dil ilan ettiği ”Bundan sonra  BARGAHTA, DERGAHTA, DİVANDA VE MEYDANDA TÜRKÇE’DEN BAŞKA DİL KULLANILMAYACAKTIR” şeklinde ifade edilmiştir. Ancak, bu fermanın varlığı kuşkuludur.İbn-i Bibi’nin bir cümlelik açıklamasına dayatılan fermanla ilgili ne arşivlerde nede kitabelerde tek satır “Türkçe” belge bulunamamıştır. Kaldı ki, Karaman Beyi Mehmet’in  Veziri olduğu sahte Siyavuş’un bir ayı geçmeyen sultanlık  Döneminde Divan Katibi  olan Aksarayi  de bu olaydan hiç bahsetmemiştir. (Şikari-Karamanname sf.28)

Eğer böyle bir ferman varsa, özgün yazımda kastedilenin günümüzdeki “TÜRKİ Lisan”mı, yoksa Nure Sofi’nin kitabelerdeki adıyla “TURE” formuna giren Tanrı Taru’nun “TARUGA/Tarku” adıyla TURUKKU MANNA, LULUBİ ( ALEVİ -Türkmen ) Alevi halk Lisanı mı olduğu konusunun irdelenmesi gerekir. Anadolu’nun kadim halkları, Selçuklu, Moğol, Arap, İlhanlı ve Bizans’ın boğazlaştığı bir iklimde adları Anadolu Tanrısı TARUGAMEN’den Türkmen’e çevrilen yerli halkın günümüzdeki Türkçeyle  konuştuğu iddia edilemez. Ayrıca,Hitit belgelerinde Karamanlıların  kendine özgü Lalanda dili “EME LALAN”, (EME LALAS=Lolan-Lolıj Dili)” konuştukları belirtilmiştir (8).Bu da yerli halkın güncel Türkçe değil, Turukku-Lulubi, Lulu,Lolıj (Lolan) dili ,yani halk dili olarak daha çok Azeri aksanlı Turukku Mana -Terekeme veya Türkmen dilini konuştuğunu göstermektedir.Bu dile  Terceman Dili de denilmektedir.

Nure Sofi’nin Malya Savaşında ölümden kurtarıp Balkusan’a getirdiği Muhlis Paşa’nın Oğlu Aşıkpaşa’nın aşağıdaki dizeleri konuya ışık tutmaktadır.

Türk diline kimesne bakmaz idi (Türk dili bilinmiyordu,kimse ilgilenmiyordu,)

Türklere hergiz gönül akmaz idi  (Türkleri kimse sevmiyordu)

Türk dahi bilmez idi ol dilleri  (Selçuklu dahi  Anadolu’ya giren Moğol,Tatar,Fars, vb Türk denilen dilleri bilmezdi)

İnce yolu ol uzun menzilleri”    kadimden Tanrı yolu-Tanrı Dergahı –Taruga-Derga,Dergah’ı bilmezdi,

Selçuklu ve Osmanlı Sultanlarının Farsça-Arapça fermanları göz önüne alındığında, Yunus Emre, Karacaoğlan, Kaygusuz Abdal, Hatayi ve Pir Sultan’ın güncel öz Türkçe yazdığı iddiaları mesnetsizdir. Selçuklu-Osmanlı Dönemi Alevi-Bektaşi Ozanlarının çoğu cönklere (conge=boğa derisi )kaydedilmiş  eserleri İttihat-Terakki Partisi’nin Anadolu’yu Jöntürkleştirme Programı sürecinde morfolojisi ve kelime hazinesiyle yeni oluşturulan Türkçe’ye aktarılmış, bir çok eser siyasi ve kültürel gerekçelerle  yeniden düzenlenmiştir. Son 25 yıllık süreçte çoğu usta malı eserlerde ve halk türkülerinde  bilinçli olarak Alevi-Bektaşi kimliğini örten  önemli tahrifatlar yapılmaya başlanmıştır.

Yahudi Musa’ya,” Ben Musa’yım sen Firavun ,İkrarsız şeytan-ı Lain” diye  kafa tutan Anadolu’lu Pir Sultan ile İslamı-Şia’yı öven Pir Sultan bu tür tahrifatların ürünü olan farklı kişiliklerdir.

7-SELÇUKLU SONRASI BEYLİKLERİN KURUCUSU MEHMET BEY,

Türk-İslamcı yazarların Beylikleri ve kurucu  halklarını Selçuklulara bağlayan iddia ve yorumlarına karşın, Şikari’ye göre Karamanoğlu Mehmet Bey 1277 de Konya’yı fethettiğinde AYDIN, SARUHAN, ERETNA,HAMİT , MENTEŞE, EŞREF VE TEKKE Beylerine, bizzat verdiği topraklarla kendisine bağlı beylikler kurduğu belirtilmiştir (Şikari  Karamanname sf.129)

8-KARAMANNAME’DE BEYLİĞİN ORİJİN HALKI ;

8.1-BOLKA  KAVMİ

LOLANLI -BALKA-BALKIJA –BALKASUN-BALKUSAN

Sümer Tanrısı-Enlil’in(ELİ) ,insanın beyi lakabı LULU,(insan çifti),Bey lakabı Bel ve Belum (Balım) idi. Alevilikte ELİ adıyla anılan Tanrı Enlil’in makamı  HURSAG ,KU ve KUR adlı dağlardı. Torosların Tarihi  Loulan Kalesiyle korunan Külek-Klikya geçidinin iki yanındaki ulu dorukları ALADAĞ ve BOLKA(R) Dağları’dır.Ala Dağ gerçekte Enlil- EL ve ALİ Dağı ,Bolka(r )ise Tanrı Baal’in adını taşır.Karaman’ın Hititçe adı Lalanda, Ulukışla’nın ki LOLU’a dır.Karamanlı Hanedan ailesinin Beylik Otağı olan BALKUSAN adı ,LULUBİ ÜLKESİNİN MERKEZİ ADI URU BAAL Kİ  ADI , Tanrı Baal, Bolka(BALKA) Dağı ve Tanrı Dağı’nın Hititçe HAZZİ AN adının Hellence KASİON’a dönüşen kalıtlarıdır. Karaman Devleti’nin yıkılmasıyla Anadolu’nun bir çok yöresine yayılan Balka Kavmi Karaman ve Ereğli dışında Muş Varto’da yaşamaktadır. Lolanlıların Varto’daki “Dırba Köyü” adı Karaman yakınlarındaki DERBE ile aynıdır.Varto-Hamurpet Gölü yakınlarındaki “KARAMANLAR ÇEŞMESİ” yoldan geçip su içenlere Karaman Devleti’nin adını fısıldamaktadır.

8-2-OĞUZ –AVŞAR –TÜRK –TÜRKMEN-TURGUT –KACAR  KAVMİ ADLARI,

Jöntürklerce Gökhan, Günhan, Yıldızhan, Ayhan, Dağhan ve Denizhan’ın babası olarak ululanan  OĞUZ KAĞAN, tarihi bir kişilik değil, gerçekte Jöntürkleştirme Projesiyle Anadolu Tanrısı TARU-GA ‘dan uyarlanan mitik bir kişiliktir.

TÜRK- OĞUZ ,TURGUT ve TÜRKMEN adları, aşağıdaki resimlerde olduğu gibi, başında boğa boynuzlu başlık taşıdığı için Boğa-Öküz sanıyla anılan  Anadolu Fırtına Tanrısı Tarhun’un TARU GUD, TARUGA ve TARUKO adlarından türetilmiştir.

Fırtına Tanrısı Tarhu Ali

Yukarıdaki resimlerden de görüleceği gibi tanrıların başlıkları Bektaşi Başlıklarıyla aynıdır.Boğa Boynuzlu başlıklarıyla tanrılar; Sümerce tanrılaştırılmış taç “MEN” ile öküz “GUD”  veya “GU”, dağ “KO” temelinde Boğa TARU(  TOROS) TARUGUD,TURGUT , TARUGA, TARUKO,TERQA gibi adlarla tanımlanmışlardır.

Tanrının adı ,Taruga ve başındaki Taç MEN  ile TARUGAMEN’den TÜRKMEN’e çevrilmiştir. Osmanlı’nın kullandığı Ay Tanrısı’nın üç hilalli sembollerine konu   “MEN” kültünün Firig Dönemi Merkezi İsparta YALVAÇ’tadır.

Mustafa Kemal’in Türk Tanımı: TÜRK; YILDIRIMDIR,KASIRGADIR , DÜNYAYI AYDINLATAN GÜNEŞTİR. İşte Bu Türk , ADI  TARU-GA ,TARHU VE TARHUN,fetihçi sanı “Tarhu” olan Anadolu  Fırtına Tanrısı’dır.

Sümerler Döneminde TURUKKU –LULUBİ ve GUTİ Halk  adları Fırtına tanrısı ve bineği olan boğa ve makamı olan dağdan türemiştir.Orta Asyalı halk anlamında kullanılması Jöntürk Projesidir.

(Mustafa Kemal’in el yazısıyla TÜRK adı’nın kaynağı (www.yolunezeli.com ) Türk Adının Sırrı)

8.3-TURGUTLU KAVMİ,

TARU-GUT, HATTİ –TURUKKU-GUTİ HALKI.

TARU Anadolu Fırtına Tanrısı ,”GUD” onun bineği olan boğa, “KU” ise dağdır.TARU adıyla TOROS VE ZAGROSLAR onun makam dağlarıdır.TARU GUD adı, TURGUT ve TURGUTLU formuna oturmuştur. Boğa başlıklı Tanrıyı kavratan “GUD” epiteti (lakap)batılı halklara Tanrı anlamında “GOD” olarak geçmiştir.

8.4- VARSAK KAVMİ

HURSAG –HURRİ-LUVİ Kökenli DAĞLIK KLİKYA-TAŞELİ- ÇUKUROVA HALKI.

Taşeli Platosu’nun Hititçe adı TARHUNTAŞŞA’dır. Kadeş Fatihi olan Hitit Kralı Muwatalli Kaşka saldırıları nedeniyle Hitit Başkentini belli bir süre bu bölgedeki Dattaşa Kenti’ne taşıdığı bilinmektedir. Kızıldağ ve Karadağ’daki Hitit yazıtlarına karşın Dattaşa kenti henüz bulunamamıştır.Dattaşa veya Taşşa Kent adı ,yöredeki Taşeli ve Taşkent adlarıyla  uyuşmaktadır.

Aşıkpaşazade  yöredeki VARSAK’lılarla iligi “Kusun Varsağı” tabiri kullanmıştır. Sümerce Hursag dağ demektir. KUSUN VARSAĞI  kavramı, HURSAG KASİON’un kalıtıdır. Dadaloğlu gibi, bölgedeki kahramanlık şiirleri VARSAĞI adıyla yazılmıştır. VARSAĞI’ların esin kaynağı, elinde balta,kılıç ,gürz ve yıldırım tutan Fırtına Tanrısı ve onu taşıyan ulu dağlardır.Binlerce yıldır Anadolu Dağlarına mahkum edilen Alevilerin “Ferman Padişahın sa, Dağlar bizimdir”deyişi onların VARSAKLI-HURSAKLI kimliklerini ele verir. VARSAKLI Halkı,Sümer-Hatti –Hitit  Hurri-Luvi’lerin bakiyesidir.

8.5-Avşar Kavmi:  

Avşar adı, AV ŞİR /AVŞER/ ABŞİR  formlarıyla  suyun başındaki Arslan anlamındadır.

Hacı Bektaş Dergahı Aslanlı Çeşme

Hattuşa Büyük Tapınak’ta Aslanlı Çeşme

Sümer Su ,Toprak ve Bilgelik Tanrısı Enki’nin Tatlı Su Tapınağı ABSU ve ENGURRA, kendinin aslan-kral  lakabı E.A.SARRU ‘dur.Bu ad ABSU, AB -SARRU  veya  ABBA SARRU’dan Avşar’a dönüşmüştür.

Serçeşme ve Aslanlı Çeşme motifi, Fırat -Dicle Nehirleri gibi Anadolu su kaynaklarının başlarına heykel ve rölyefleri dikilen Sümer  Hitit ,Hurri ve Luwi tanrılarıyla bilinen kadim motiflerdir. Hattuşa Büyük Tapınağın girişinde Hacı Bektaş Dergahı’ndaki gibi Aslanlı Çeşme vardır.

8.6-Ağaçeri-Kacar Kavmi  ve KAZ AYAĞI  ;

Yılmaz ÖZTUNA Nure Sofi’NİN Avşarların KACAR boyundan olduğunu yazmıştır. Kacar adı, elinde balta ve yıldırım tutan Fırtına Tanrısı’nın TARU HAZZİ adı,Sedir Tanrısı’nın GIS ERİN’den kaynaklı AĞAÇERENİ veya Tahtacı sanından kaynaklıdır.

Gıs Erin-Ağaçeri adı,zamanla  KACERİ formuna girmiştir. Anadolu’da yıldırım ve “Kaz Ayağı”sembolü Göbeklitepe’den beri vardır.Anadolu Fırtına Tanrısı elinde “Kaz Ayağı” da denilen Yıldırım ve Balta tutar.Tanrıyı simgeleyen Kaz Ayağı Alevi-Bektaşi-Tahtacı-Ağaçerilerin kimlik motifidir.Tahtacılar-Yörükler cepkenleri ve mezar taşlarına yıldırım “Kaz Ayağı”motifi işlerler.

Hititçe ağaç “taru”, Lolca veya Zazaca “dare”dir.Tanrı Taru,gökdağ HAZZİ ve gök kavramı AN’dan oluşan “Taru Hazzi An”adı, tanrıyı taşıyan gök dağ ile göksel hezen anlamına da gelmektedir.Fırtına Tanrısı Taru ; gök dağ “Hazzian” ve Sedir Tanrısı da denilen ağacın “GIS EREN” adıyla  Ağaç ERENİ ve Durhasan Dede olarak anılmıştır. Sümerlerde “Hayat Ağacı” Tanrı ,Evren ve Tapınak sembolüdür. Sedirin “GIS ERİN”  adıyla tanrı  AĞAÇERENİ veya AĞAÇERİ sanıyla anılmış,ad zamanla  KACER ,KOÇER  formuna girmiştir. Kaygusuz Abdal, Sümerlerde Tanrı ve Tapınak sembollerinden olan Hayat Ağacı özelinde alemi aşağıdaki dörtlükle anlatmıştır;

“Bir ağaçtır bu âlem
Meyvesi olmuş âdem
Maksûd olan meyvedir
Sanma ki ağaç ola”

  8.7-KÜRT TÜRKMENİ KAVMİ

SÜMERLERİN ZAGROSLARDAKİ GUTİ-LULUBİ-TURUKKU BOYLARI.

Kürt Türkmeni’yle kastedilen halk ,Sümerce KARDAKA ve KARDA LULU denilen  Zağroslarda (Lulubi Dağları) yaşayan  Alevi-Tarukoman halklardır.Kardaka Dağı, siyasallaştırılmış içeriğiyle günümüzde KÜRT adıyla anılıyor.Kürt bir ırkın adı değil, Tanrı Dağı anlamında coğrafik bir kelimedir.Kardakalı Zağroslu demektir. Şikarinin Karamannamesinde Kürt Türkmanı  kavmi Karamanoğularıyla ilişkili  olarak belirtildiğine göre bizim belirttiğimiz gibi Karamanoğullarının  Urumiye ve Kardaka denilen Zagros Eteklerindeki Lulubi-Tururkku  bölgesinden geldiğinin delilidir.

8.8–KÜRT KAVMİ

İRAN-BACNAVİ VE BOHT KAVMİ

Kürt Tarihi Şerefname’de Kürtlerin ata adları Bacnavi ve Boht’tur.Bacnavi ve Bohtlar İ.Ö.12 YY.da  Hitit İmparatorluğunu yıkan Trak halkları arasındaki Firig ve Ermenilerle birlikte Balkanlardan gelmişlerdir. Asurlar tarafından İran MANNA ülkesine sürülen  bu halk, URMİYE GÖLü civarında yerleştiği  KUR-MANA  adlı bölgeden  Kurmanc adını almıştır. Sümerce KUR, dağ ve ülke demektir. İran Kirmanşah adıyla ilişkili “Kirmanşahlı” kavramı Kirman, Kurmanc ve Kırmanc gibi anılmaktadır.

9-BABAİ İSYANI ADIYLA BİLİNEN, ANADOLU YERLİ HALKLARININ-ALEVİLERİN VAROLUŞ MÜCADELESİ  VE SELÇUKLULARLA SAVAŞI   

Anadolu Alevileri Geç Hitit-Luvi Devletlerinin İ.Ö 600 civarında yıkılmasıyla Asur-Pers, Hellen, B.İskender,Roma ve Bizans işgali dönemlerinde genellikle Toros-Zagros ve Suriye Alevi dağlarıyla Dersim-İŞUWA, Karadeniz Dağları,Azerbaycan ve  İran’daki  dağlık bölgelerde yaşayarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Malatya –Van arasında Tanrı Teşup’un adıyla ŞUPANİ (SOPHENE) denilen bölge ile Karadeniz Dağlarındaki Çepniler ve Kaz Dağlarından başlayarak Toroslar boyunca devam eden Tahtacı toplulukları binlerce yıllık işgal ve kırımlara rağmen beşeri ve kültürel  varlıklarıyla günümüze ulaşmışlardır. Hititlerin yıkılmasıyla Alevi halkı genelde Geç Hitit-Luwi Devletleri nin kurulduğu Doğu Anadolu, Güney , Güney Doğu Anadolu ile Kuzey Suriye’ye yayılmıştı.Resmi Türk tarihçilerinin Jöntürkleştirme Politikasıyla Selçuklularla birlikte Orta Asyalı Türk veya Türkmen ilan edilen halklar, Anadoludaki Alevi-Bektaşilerdir.

Selçuklular Dönemi’nde Baba İshak’ın merkezi üs edindiği Samsat Hititçe atalar anlamına gelen “Hahhu”, Amasya Sümerce  Kutsal Dağ Hursağ ve Hursan kökenli HARSENE,Niksar Harsanias gibi Hititçe adlarla anılıyordu. Hacıbektaş Karahöyük’te Friglerin  elinde buğday başakları,hırkasında üzüm salkımları bulunan Alevi Tanrısı Tarhunda’dan uyarladıkları Bağ ve Bahçeler Tanrısı Dionizos Baküs’ün Kültü ve Bizansın Haralambos adıyla ifade ettiği Anadolu Kültü vardı.Anadolu’da Hititlere ait bunca kült merkezinin varlığına karşın, Hünkar’a Malya Ovası’na 30 km mesafedeki Suluca Karaca Höyük’ün Kült Merkezi olarak seçilmesinin nedeni , Malya şehitlerinin anısıyla Alevi-Bektaşi Kültünü diri bir kültür olarak yaşatma düşüncesidir.Baba İshak’ın Samsat,Baba İlyas’ın ’ın  Amasya, Hacı Bektaş’ın yedi haneli Çepni Köyü’nde kült olarak ortaya çıkması tesadüfi olmayıp, Hattili atalar kültü üzerinden Hatti –Luwi Varlığının yeniden canlandırılması ve sonuçta kendi devletlerini kurma isteklerinden kaynaklıdır. Babai Hareketi, bir bütün olarak bu topraklarda dünyanın en büyük uygarlıklarını yaratan Alevi-Bektaşi Halkın Selçuklu-Moğol ve Bizans’ın  boğazlaşma  sürecindeki  siyasi iklimde Anadolu sathında,Taru KOMANA kültüyle  komünal düzende yeniden dirilmesi ve devlet kurma girişimidir. Baba İlyas komünal toplum ideolojisiyle Siyasal İslamcı –Irkçı  işgalcilere karşı varoluş mücadelesi veren halka, kadimden ana vatan üzerinde Varlığın Birliğine ve ortak mülkiyete dayalı  eşit insan hakları temelinde birlikte yaşam vaadinde bulunmuştur.

Hacı (Hazzi) BEKTAŞ’ın ve Babailerin Kimliği

Hacı (Hazzi) Bektaş-ı Veli Dergahı Osmanlı belgelerinde Tanrı Makamı olarak anılmıştır(9).Dergahın Osmanlılarca ihya edildiğine dair tek bir kayıt veya belge yoktur.Murat Gazi’ye atfedilen banilik bir rivayettir. Malya’dan  sonraki  Kösedağ Savaşı’yla Selçuklu yıkılmış, yörede siyasi güç olarak sadece Karamanoğulları kalmıştır.Malya şehitlerine ve Bektaşi kültüne sahip çıkan yegane güç Lolanlı Karamanlılardır. Dergahtaki Hızır Lale, Sarru, Balım Sultan  ve Hızır Bali adları Sümer-Lulubi-Lolan, Hatti ve Hurrili kült adlarıdır.Babai savaşında adı geçmeyen Hünkar Hazzi Bektaş-ı Veli  Suluca Karaca Höyük’teki  Serçeşme Dergah’ta Kültsel kimliğiyle yeniden ortaya çıkmıştır. Bektaşi Babalarınca temsil edilen Bektaş , Hurrili Teşup’un adını taşıyan Tanrısal bir kişiliktir. Baba İlyas, İshak ve Muhlis Paşa halifeleriyle Alevi Beyliklerinin  adları da Hatti ülkesi Tanrıları ve 12 Tanrılı Güneş Kültüyle ilişkilidir.

Malya faciası, günümüzde de Alevi halk ve kültür varlığını inkar eden  ,Siyasal İslamcı Kürtler, Etrak-ı Bi-İdrak Selçuklular ve onlara yardım eden Bizans’ın zırhlı süvarilerince ortaklaşa gerçekleştirilmiştir.

Malya Faciasını gerçekleriyle  anlatan Ozan Sümmani’dir;

Sümmani’nin dizelerinde Alevilerin Hellen, Roma,Bizans, Arap ve Selçuklu dönemleri boyunca Anadolu’nun dağlık coğrafyalarında saklandıkları,fırsat buldukça Tanrı Yurdunu  (NAZLI YAR) kurtarma girişimlerinde bulunduğunu vurgulamaktadır.

Aşık Sümmani’den  1240 MALYA SAVAŞI :

Varsaklı yerlerden hicret eylesek (Genelde dağ başları ve dağlık alanlar KUR-HURSAĞ)

Yarana, yoldaşa minnet eylesek (Anadolu’da yerelleşmiş taşralı halklar)

 Bugün nazlı yari niyet eylesek (Anadolu’yu-Ali Yar’ı)

Benim yolum Bir Ormana düşüptür (Malya Ormanı)

Ormandan çıkanı çekerler dara

Nolur Pirim beni bu dardan ara

Önümüze çıktı Belh’i Buhara  (Selçuklular)

Benim yolum Gürcistan’a düşüptür.”

 

Gürcistanlı bilmez garip halinden

Sümmani ayrılmış Lebbi ,Lali’nden

Bana derler ayrılmışsın yolundan (Selçuklu-Abbasi İslam Baskısı ve takkiyeler)

Benim yolum bir ummana düşüptür.( Varlık Deryası-Yeniden doğma ümidi)

Son dörtlükte yer alan “LEBB-İ LAL” Osmanlıca ,Farsça Azerice suskun, dilsiz ve konuşamayan anlamı verilse de  buradaki “Sümmani ayrılmış Lebbi Lali’nden” deyişi suskunluk değil ayrılık belirtmektedir. Bu ayrılık Malya’da kırıma uğrayan  LUWİ-LULUBİ   halkını yani Babaileri ve yurdu  kastetmektedir.

 10-BALKUSAN’DA KABİRLER,

Nure Sofi’nin kabri  Mut’un Değirmenlik Yaylasında ,Keramettin Karaman Bey, Mahmut Bey,Karamanoğlu Mehmet Bey ve ailelerinin mezarları Beyliğin ilk merkezi ve ata köyü olan Balkusan’dadır.

BALKUSAN KÖYÜ kurucu iradenin Merkez Köyüdür. Aynı kökenden Dersim Erzincan ve Varto’ya giden Lolanlıların aile lakapları BALKIJA olup,Tercan’da PELEGOZE (Balkusan), yeni adıyla Güzbulak adlı köyleri vardır.

11-BALKUSAN ADININ ANADOLU TANRILARIYLA İŞİLKİSİ

Hazzi ve Nanni dağlarını yürüten Tanrı Teşup

Hatti-Hurri Tanrısı Teşup,Hattuşa Yazılıkaya’da HAZZİ NANNİ adlı dağların üzerinde durur.Hazzi Bektaş-ı Veli’nin “Tekke Kaya” yürütmesi ve semahlardaki ” Has Nenni –Dost Nenni” nidaları bu eserlerle de varlığı bilinen binlerce yıllık Alevi –Bektaşi Kültünden kaynaklıdır.

Tanrı Ba’al ile Gökdağ’ın Hazzi adları birleşik olarak BAL HAZZİ, gök AN ile BAL HAZZİAN şeklindedir. Gökdağ “HAZZİAN” adı, Hellenler Döneminde “KASİON” formunda okunuyor.Özgünü” Balhazzian” olan  ad zamanla Balkıja, Balkason ve BALKUSAN’a dönüşüyor.  Karaman-Ermenek ve Balkusan’ın yer aldığı Taşeli Platosu’nun Hititçe adı TARHUNTAŞŞA ‘dır.Bu ad da Tanrı Tarhun, Teşşup ve Lulubice Güneş TİJİ’den kaynaklıdır.

12-ALEVİ BEYLİKLERİNİN  KÜLTSEL ADLARI

Alevi halklar, Sümer Ülkesine ad olan KENGİR (Tanrı Irmaklar Ülkesi-Hünkar  Ülkesi),Anadolu’ya ad olan HATTİ (HÜDA ), LULUBİ (ENLULU), LUWİ-A (ALEVİ)  ve TURUKKU (TARUGA) halk ve devlet adlarıyla olduğu  gibi, devletlerini Tanrıları adına kurmuşlardır. Mustafa Kemal  de aynı gelenekle Türkiye adını Anadolu Fırtına Tanrısı TARU-KO veya TARKU’dan uyarlamıştır.

 12.1SARUHAN BEYLİĞİ AD KAYNAĞI :

Hatti-Hurri Tanrısı Teşu Baba’nın oğlu Toros Dağ Tanrısı SARUMMA, güncel  iz düşümüyle H.BEKTAŞ Dergahında yol oğlu SARRU-SARI BABA-SARI ÖKÜZ, SARIMBEY ve SARUBAL gibi adlarla yaşıyor.

Kurucusunun adı  :SARUHAN BEY BİN ALPAGİ’dir .

ALPAGİ veya ALPAGUT adı, boğa sırtında ayakta duran Tanrı ENLİL gibi Fırtına tanrılarından kaynaklıdır.ALPAGİ adı,Alevilikte insan adı olarak “EL BAKİ” ve mezar kitabelerinde tanrı manasında  “HÜVVEL BAKİ”  olarak  yaşıyor. Alevileri Orta Asya tarzı Türkleştirme temelinde  Jöntürkler ve Türk-İslamcılarca siyasallaştırılarak kullanılan bu ad, Eskişehir ALPU, ALPAGUT-ALİPİR, ALPER, ALPEREN,ALİ PERENDE,PAGA-PAGAN, ALİ PAGA  gibi formlarda  yaşıyor. Selçuklulardan günümüze Alevilere dair ne varsa Türk-İslamcılar tarafından başka içerik ve donlara aşırıldı. Beylikte Hızır İlyas’tan kaynaklı  İlyas Bey ,Hızır Şah gibi kültsel adlar var.

ALPAGİ OĞLU SARUHAN’A AİT İngiltere Britisch Muzeum’daki bir sikke.(Wikipedian)

Başında güneşten taç bulunan Saruhan,sağ elinde üçlü şimşek demeti  veya hac başlıklı bir asa ,sol elinde ise üzerine haç saplı dünya sembolü tutuyor.Bu belge onun Selçuklu olmadığını gösteriyor.

12.2-MENTEŞE BEYLİĞİ AD KAYNAĞI :

Menteşe, Hacı Bektaş’ın kardeşi denilen MENTEŞ –Ay Tanrısı  “MEN” ve Güneş “UTU Sİ-TİJİ”den oluşan teoforik bir addır.

MEN TAŞŞA-Sandıklı  MENTEŞ BABA gibi kültsel -tanrısal adlarla ,Hızır Şah bin İshak  gibi yönetici  adlarına konu Beylik  “Menteşe” adıyla kurulmuştur.Sandıklı-Menteş Baba adları Tanrı SANDA , AY/MEN ve TİJİ Güneş adlarından oluşuyor.Bu sırlı adın kavrattığı kutlu şey, Ay üstünde yükselen Hatti Güneşidir.Beylikte Orhan Bey oğlu Hızır adıyla “Hızır Şah” kült adı var.

12.3-TEKE  BEYLİĞİ  ; Teke adı, Sümerce “DUKU” denilen Tanrı Dağı’ndan kaynaklıdır.Abdal Musa, Hünkar Bektaş gibi dağları -Tekke Kayaları yürütüp durduran güçlere sahiptir.Bu temelde TEKE adı Abdal Musa ve H.Bektaş’la ilişkilidir. Merkezinde Abdal Musa Tekke’si,Tanrı Dağı Olimpos, Taht-ı Ali ve Kızlar Sivrisi adıyla Kült Dağlarının bulunduğu Beylik, Anadolu Alevi-Bektaşi halkınca kurulmuştur. Osmanlı kayıtlarında Beyliğin kurucusu , Hamitoğullarının da kurucusu olan HAMİT Bey’in kardeşi YUNUS BEY olarak geçmektedir.Yunus adının Sümercesi OANNES’tir.TEKE Beyliğinin Bayrağı Serçeşme Hünkar’ı  temsil eden  Mühr-ü Sarumma ve kaynağında durduğu deniz ve ırmakları simgeleyen dalgalı iki su şeridiyle oluşturulmuştur.

Tekke Bayrağı

12.4-KARESİ BEYLİĞİ

Balıkesir merkezli Beyliğin adında ,KARACA-KARACAOĞLAN- KARACA AHMET (Karaca HOMA UTU) adları  kullanılmış.Karaca şifresi Hacı Bektaş’ın kolunun altında tuttuğu Hatti Geyiği ,yani ALi GEYİK’tir.

Balıkesir adı, Kaz DAĞI’nın  Baal HAZZİ, BAAL KASION veya BALLIHİSAR  adlarının bir türevidir.Kaz veya İda Dağı adı, Hititçe Tanrı HADDU ve Makam Dağı HAZZİ  adlarından geliyor.Hazzi adı,halk belleğinde kısaca Kaz Dağı,“Kazın Ayağı” ve “Üçlü Şimşek demeti“yle yer almış.Halk kültüründeki Kaz Ayağı Dersimdeki adıyla  “Hızır’ın Ayağı”dır.

12.5-MENGÜCEK- MENGÜŞOĞULLARI (Ay küpeli Bektaşiler)

Danişment Beyliği gibi “Melik Gazi” adıyla kurulmuştur.İlk merkezi Kemah’tır.Kemah adı,Geç Hitit Devleti Kummuh’un “Gamakha”formunun kalıtıdır.Beyliğin ikinci merkezi Divriği’dir. Sonradan camiye çevrilen DİVRİĞİ ULU CAMİ, gerçekte Divriği Şahlarının Sarayıdır.UNESCO Dünya Kültür Mirasına kayıtlı yapıdaki  minare sonradan eklenmiştir.Yapının cephelerinde Hatti Güneşi, Hayat  Ağacı, bitişiğindeki  ŞİFAHANE’nin giriş kapısı sövelerinde ise  kulağında abartılmış ölçüde büyük bir küpe-mengüş bulunan  insan başı kabartması bulunmaktadır.Turan Melik ve Melike Hatun adlarıyla izah edilen bu kabartmalar gerçekte Dergah kapılarının Hasan Hüseyin,Ali, ve Fatma ANA adıyla kutsanması gibi  kökleri Hititlere uzanan Tanrı Kapılarındaki kültsel kişiliklerle ilişkilidir. Şifahane yapısı  gerçekte DERGAH  nitelikleri taşıyor. Selçuklu Dönemi işçiliği gösteren yapılar Hititlerden gelen çok önemli Evren-Güneş  ve çark-ı felek sembolleriyle bezelidir. Dolayısıyla Beyliğin adı Mengücek değil Ay -Küpelioğulları gibi MENGÜŞOĞULLARI olmalıdır.Bektaşi dervişlerinin Balım Sultan Mengüşü Sümer-Hitit kökenlidir.

Divriği Dergah girişinde Matara -Yeşeren Kandil Formunda Ana Tanrıça.

Yapı Vakıflar. Gn.Md’ne  devredildikten sonra kapı girişlerindeki tanrı-tanrıça kabartmaları tahrip edilmiştir.

12.6-DANİŞMENT -MELİK GAZİ  BEYLİĞİ

Melik Ahmet Gazi  adıyla kurulmuştur. Suriye ve Ugarit’te Kral sanı olarak “Malkum” formunda kullanılan Melik kavramı, Sümerce yıldız belirteci “MUL , LU , KO (dağ)” içeriğinde, “Gazi” kavramıyla birlikte Yıdız Dağı imgesine sahiptir.Anadolu’da Melik ,Melek ve Molla formlarında kullanılmaktadır. Ankara Hüseyin Gazi,Eskişehir Seyit Gazi adlarında yer alan dağ ve tepeler Hititçe Tanrı Dağı HAZZİ kökenlidir.Beyliğin Merkezi Niksar’ın Hititçe adı “Harsanos” tur. Harsanos Tanrı Dağı’dır. Amasya Kalesi’nin Harsene adı gibi Sümerce HURSAG ve HURSAN dağ kavramıyla ilişkilidir.

12.7-CANİK BEYLİĞİ:

Kökleri Hurrilere uzanan Malatya-Van arası bölgenin Hurri Tanrısı  Teşup veya Teişebani ‘den kaynaklı “Şupani Ülkesi “adıyla yaşayan Hatti-Hurrili Çepnilerin kurduğu bir beyliktir.Şupani  Ülkesi  Klasik dönemde Sophene adıyla  anılmıştır. Canik adı ,büyük olasılıkla Tanrı Teşup’un  boğasının “Conge” adıyla oluşturulmuştur.Conge Baba  Sivas İmralı’da COGİ BABA adıyla anılmaktadır. Giresun, Ordu, Fatsa, Şebinkarahisar  dolaylarındaki halk Hatti-Hurrili Çepni ‘dir.

 Dip Notlar__________________________________________________________________ 

1-Ekrem AKURGAL,ISBN 975-479-115-6 Anadolu Uygarlıkları 4.Baskı 1993 sf.30

2-E.AKURGAL –a.g.e,Sf.104

3-  www.yolunezeli.com. ALİ’Nin Sırrı –Alevi ve Bektaşiliğin eevreni ve Tarihi Temelleri

4–Abdulbaki Gölpınarlı Hurifilik ve Mir-İ Alem Celal Bik’in Bir Mektubu (Sf.1) https://dergipark.org.tr/download/article-file/172905

5-J.Friedrich -Hhethitisches Kielschrift-Lesebuch, Hedelberg-1960/C.Winter Üniwesrst  sf. 36-39.

6-Prof. Hititolog A.Ünal .Uluslararası Tarihte Anadolu Müziği ve Çalgıları Sempozyumu .Sf103              T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Yayın No: 3003 KÜLTÜR VARLIKLARI VE MÜZELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Yayın No: 102 ISBN 975-17-3091-0

Buna karşın, Güney Anadolu’da aranması gereken ve sakinleri yerli Anadolu halkı, Hurriler ve Luwiler’den oluşan Istanuvva bölgesinde müzik çok yaygındı. Istanuwa ve gene aynı bölgedeki Lallupiya kentlerinde oturan halkın kendilerine özgü ve tam teşkilâtlı koroları vardı. Bu korolar Hattusa’daki ayinlerde de görev alıyorlardı. Özellikle Lallupiyalılar geçimlerini tıpkı bugün Anadolu’nun bazı yörelerinde (örneğin Urfa) ve toplumlarında (örneğin Romanlar) olduğu gibi, herhalde sırf müzik yapmak suretiyle temin ediyorlardı.”

7-Karamanoğlu Mehmet Bey-Habip çalışkan (Tanıtım Broşürü)

8-Ahmet Ünal,Hititçe Çok Dilli El Sözlüğü.Vol.1 A-M.syf.391 ISBN; 978-3-8300-3097-3 VERLAG DR:KOVAÇ-HAMBURG

9-Nejat Birdoğan-Çelebi Cemalettin Efendi’nin Savunması  .Berfin Yayınları ISBN 975-7354-25-2 sf.65