ANKARA SIHHIYEDEKİ HATTİ ANITI VE ANADOLU UYGARLIKLARINA SİNSİCE SALDIRILAR
ANKARA SIHHIYEDEKİ HATTİ ANITI VE ANADOLU UYGARLIKLARINA SİNSİCE SALDIRILAR
Kemal SOYER-Y.Mimar.
Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Eski Genel Müdürü
Melih GÖKÇEK’in başkent Ankara’ya evrensel bir kimlik kazandıran “Hatti Güneşi” ni ucube bir simgeyle karartmasının ardından AKP Çorum milletvekili Salim USLU üzerinden başlatılan girişimle bu kez Sıhhıye Meydanındaki Hatti Güneş Kursu hedefe konulmuş durumda. Basında yer alan haberlere göre Salim USLU “Hititler Çorumda yaşadılar,bu heykel Çorum’a –Hattuşa’ya taşınmalı” demiş.
Aklen salim olan herkes bilir ki, Hatti ve Hititler sadece Çoruma değil Anadolu’nun tümüne hakim bir güç olarak sınırlarını güneyde Kadeş’e, doğuda Murat Nehrine, batıda Ege Denizi’ne dek genişletmişlerdi. Ataları olan Sümerler ise Fırat -Dicle kaynakları ve İç Anadolu dahil Basra Körfezine uzanan tarihi bölgeye ve Suriye’ye hakim olmuşlardı.
Belediye Başkanı Vedat DALOKAY Döneminde Sıhhiyeye dikilen anıt, Kültür Bakanlığının eskiden üyesi olduğum Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Ankara Koruma Kurulu tarafından yerinde korunması gereken Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilmişti.
Peki, Salim USLU’nun girişimiyle Çorum’a taşınması istenen Hatti Kursu AKP ve MHP’ yi neden rahatsız ediyor ?
Hatti Anıtı neleri kavratıyor:
Başkentin merkezindeki konumuyla Anıt , evren ve doğa temelli tanrıyı ve evrenin varoluşunu anlatıyor.Hatti Güneş Kursu , başta Ankaralılar olmak üzere ülke halkına İslam öncesi Anadolu Uygarlıklarını ve bu uygarlıkları yaratan Alevi kökenli Hatti,Hitit,Luvi ve asıl adları LULU, ZAZA ,DIMILİ ve ATMALI olan Sümer halklarıyla kadim inançlarını anımsatıyor. Sıhhıye Meydanındaki anıt yerli ve yabancı halklar ile bilim çevrelerine ülkemizin “Tanrılar Yurdu Anadolu” anlamına gelen KUR URU HATTİ adı ile tanrının Hüda Ali adını kavratıyor.
Geyik-boğa formlu tanrı sembolleri ve lakapları:
Sümerce ” LULİMU”,Hititçe “ALİ” , denilen geyik ile “GUD ALU” denilen Semavi Boğa; Anadolu’nun Hattiler döneminden günümüze dek yaşayan tanrı sembolleri ve aynı zamanda tanrıların lakaplarıdır. Geyikler Ezel Ali adıyla Bektaşiliğin , Hacı Bektaşı Veli ile Kadıncık Ana’nın sembolüdür bu nedenle avlanmaları yasaktır.
HATTİ KURSU FİRİG-ROMA DÖNEMİ AY TANRISI MEN KÜLTÜ VE OSMANLI’NIN ÜÇ HİLALLİ SANCAĞIYLA YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR.
Hatti kursunda birisi kursu gök yüzüne kaldıran, diğer ikisi kurs içinde duran toplamda üç boğa var.Üç boğa başı üç hilalin temelidir.Hattiler Dönemine ait üç boğalı evren motifi Isparta Yalvaçtaki Firig ve Roma Dönemi Ay Tapınağı kabartmalarında yer almış, Firiglerden Romalılara, onlardan da Bizans ve Osmanlıya geçmiştir. Anadolu’da boğayla sembolize edilen Fırtına Tanrısı’nın Hattice adı TARU GA’ dır.Hattiler tanrıya makam olarak adadıklari Anadolu’nun en büyük sıra dağlarına Tanrıları Taru’ nun adıyla Toros veya TARU KO adını verdiler. Semavi boğanın Sümerce GUD ALU adı zamanla Hüda Ali şeklinde okunmuş , TARU GA (Boğa Taru) veya TARUGA ALU (üç boğa tanrı) adları siyaseten TÜRK ALİ formuna sokulmuştur.
HATTİ KURSU
OSMANLI SANCAĞI
Ankara ve Kengri adlarının kaynağı: Sümerce AN gök,Kİ toprak,ANKİ ise evren demektir. Ankara’nın eski adı ENGURU ile Çankırı’nın eski adı olan Kengri adları Sümerce Tanrı Irmak anlamındaki “d.Engür”, Zazaca üzüm anlamında “Hengure” içerikleriyle Sümer Ülkesinin “Kİ.ENGURRA” adı ile Tanrı ENKİ’nin “E’.ENGURRA” şeklindeki tapınak adından kaynaklıdır.
Tanrı sembolü boğa “GUD ALU” ve geyiğin “Ali “ adıyla Ankara’nın Engürü adları “Engür Ali” veya “Ali Engür” formlarında tanrının” Hünkar Ali” sanını oluşturuyor.Bu adlar aynı zamanda “Kırkların Üzümü”yle sembolize edilen “ Varlığın Birliği”ne konu evren ile varlık aleminin kaynağındaki doğa tanrıyı kavratıyor.
Dünya Sarı Öküzün boynuzları üzerindedir.Başını sallarsa deprem olur :Bu anıt Pir Sultan Abdal’ın dizelerinde de yer alan Sarı Öküz’ü yani ,Hitit anlayışına göre güneşi ardından çektiği belirtilen Boğa Serriş ile Zazaca “Şer-u Ga” temelli aslan ve boğa donlu tanrıyı kavratıyor.Hatti kurslarının geyik ve aslanlı örnekleri de var.
Anadoluda “Feleğin Çemberinden geçmek” deyimi, evrenden ve doğadan doğmak anlamına geliyor. Alevilerin Hacıbektaş ve Seyitgazi Alevi Dergahlarında bulunan delikli taşlardan geçme ritüelleri Hatti Güneş Kursu’yla direk ilişkilidir. Anıtın üzerindeki burmalı çembere Zazaca “Hozire Qule ” yani “Xızır Qal Çemberi” adı veriliyor. Çemberden geçen Ali Geyik(Ala Geyik) ile iki boğa (Ga TU) evrenin doğuşunu kavratıyor.
Sümerler ile akrabaları olan Hatti veya Hititler tarihten silindiler mi: Arkeolog Ord.Prof .Dr . Ekrem AKURGAL Anadolu Uygarlıkları adlı kitabında Hititlerle ilgili şu tespitlerde bulunmuş.
“Kürtler Avrupadan,Türkler Orta Asya’dan gelerek Hitit ve Hurrilere karıştılar.Böylece günümüz Anadolu halkı Hitit ve Hurri gibi kadim halkların torunlarıdır.Günümüzde Anadolu’nun bir çok yerinde Hititler ve kültürleri yaşamaya devam ediyor”.
Hititolog olan Ord.Prof Dr. Sedat Alp “HİTİT GÜNEŞİ “adlı kitabında :Anıtın yapıldığı süreçte Atatürkçü düşünceye düşman olan bazı çevrelerin “Bu eser bir Türk eseri değildir” şeklinde kampanya yaptıklarını,Anadolu kültürünün en değerli yapıtlarından birini canlandıran bu eseri”Türk Değildir” diye reddetmeleri anlamsızdır….Eski Anadolu uygarlıkları,dilleri ve kültürleri bize yabancı değildir” . Hititler Türk değilse de Türkler kan ve kültür bakımından Hitit Uygarlığı ile eski Anadolu uygarlıklarının en doğal mirasçılarıdır” şeklinde değerlendirmelerde bulunmuştur.
Bilimsel tespitlere göre Türkler ve Kürtler sonradan geldikleri Anadolu’nun kadimden yerli halkları olan Sümer,Hatti,Hitit ve Hurrilerle karıştıklarına göre , söz konusu kadim halklar buharlaşmamış adları,kültür ve inançlarıyla günümüze dek yaşamışlardır.
Sümerce insan ZA ve LU, ilk insan LULU, İnsanoğlu DUMU.LU.ULU.LU’dur.Bu temelde Sümer halkının gerçek adı; günümüzde de yaşamaya devam eden Lulu,Zaza ve Dımıli’dir. Hatti ve Hattuşalı halk adları XIDIJ ,Sümerli Lulubilerin adı LOLIJ veya LOLAN, Hurrilerin adı Hormekıj şeklinde yaşamaya devam ediyor. Tarihi gerçek bu iken, Türk İslamcı resmi ideoloji ile Siyasal İslamcı Türkçü-Kürtçü kesimler bu halkların müzelik olduklarını iddia ederek varlıklarını inkar ve asimile ediyorlar.Tarihi gerçek şudur; Hatti,Hitit,Sümer ve Hurrili atalarıyla Alevi- Bektaşiler ezelden Millet, Türkler ve Kürtler ise İslama mezheptirler.
Sıhhiye Meydanından ülke halkına ve yabancılara Anadolu’nun İslam ,Hıristiyan ve Musevilik öncesi Alevi -Bektaşi Halkın beşeri,tarihi ve kültürel varlığını haykıran bu eser, başta Orta Doğuya egemen olmaya çalışan küresel çetelerle yerli işbirlikçilerini ürkütüyor. Zira bu eser ülkede uygulanan inkar ve asimilasyona dayalı sahte kültür ve tarih politikalarını boşa çıkaran tarihi bir delil işlevi görüyor.
Orta Doğuda BOP kapsamında başlatılan ekonomik ve kültürel işgal sürecinde Irak Müzelerinin soyulması, küresel çeteler eliyle kadim uygarlıklara ait heykel ve tapınakların bombalanmasının ardından Anadolu Uygarlıklarına ait anıtlar, ören yerleri ve taşınır eserlerin de tehlike altında olduğunu kavramak gerekiyor. Bilindiği gibi ,Amerika Metropolitan, Berlin Bergama ,Londra Britsh, Paris Loure vb .Müzeleri çoğu Anadolu’dan kaçırılmış Alevi-Bektaşi eserlerinden oluşuyor. Anadolu’nun ezelden asli sahibi olduğumuz halde, halkımıza Orta Asya, Mekke ,Kudüs ve Vatikan üzerinden siyasi ve kültürel kimlik giydirmeye çalışan küresel güçlere ve onların yerli işbirlikçilerine karşı başta TMMOB olmak üzere Türkiye’nin Tüm Sivil Toplum Örgütlerinin, Üniversitelerin, bilim,kültür ve sanat adamlarının ,sendikaların ve gençliğin bütünleşik bir güç halinde kültürel ve doğal mirasımızı koruma, toplumda tarihi bilinç oluşturma görev ve sorumlulukları var.
SIHHİYEDEKİ HATTİ ANITI ÜLKEMİZİN VE HALKIMIZIN TARİHİ VARLIĞI VE KÜLTÜREL KİMLİĞİNİN EN SOMUT DELİLLERİNDEN BİRİDİR. YERİNDE KORUNMAK ÜZERE TESCİL EDİLEN BU ANIT ÇORUMA TAŞINMAMALIDIR.
ORTAK ANA VATAN ÜZERİNDE VARLIĞIMIZA ,BİRLİĞİMİZE VE DİRLİĞİMİZE KAST EDEN HER TÜRDEN GİRİŞİME KARŞI HERKESİ SEVGİ,BARIŞ ,HAK VE ADALET ÖLÇÜLERİ İÇİNDE ORTAK SORUMLULUK DUYGULARIYLA BÜTÜNLEŞMEYE ÇAĞIRIYORUZ.