Anadolu’da Tapınak-Cem Evi Mimarisi 22.12.2012

Anadolu’da Tapınak-Cem Evi Mimarisi 22.12.2012

Kemal SOYER-Y.MİMAR

Uyarı:Alevilikle ilgili içerik Noter Onaylı telif hakkı tarafıma ait olup, izinsiz çoğaltılamaz,alıntı yapılamaz, kullanılamaz  

Anadolu’da bilimsel kazılarla bulunabilen en eski tapınak örnekleri İ.Ö.9-10.cu bin yıla tarihlendirilen Şanlıurfa Nevali Çori , Göbeklitepe ve İ.Ö.6.cı bine tarihli Konya Çatalhöyük tapınakları olup,Hatti-Hitit,Urartu dönemi tapınaklarının onlarca güzel örnekleri de açığa çıkarılmıştır.Göbeklitepe bilinenin aksine ,uygarlıkların ana merkezinin güney Mezopotamya değil, Anadolu olduğunu ortaya koymuştur.

Göbeklitepe Evreni Bir Kült Dağı olarak Alevi-Bektaşi Halkların atalarınca inşa edilmiş, bir bütün olarak toprak altında kalmış olmasına rağmen üzerindeki  Alevi Ziyereti’yle kesintisiz  olarak kutsanmıştır. Tepenin üzerindeki Dilek Ağacı tapınak merkezlerindeki tanrı çiftlerini-Hayat Ağacıyla Evreni sembolize etmektedir. Göbeklitepe Tapınakları Anadolu’da bulunabilmiş en eski Tanrılar Dağı ve Makamı olarak E.KUR E’.ANNA, Hursag-Hursan ve DUKU adlarıyla anılan, Aleviliğin “Evreni ve Dünyevi Varlığın Varoluş Evi-,Dağı, Cem Evi”,Tekke,Tekke Kaya, Asitane vb. dergahlarının kökenidir. Aleviliğin gök tanrıları, Hacı Bektaş, Kadıncık Ana, Evreni Ayin-i Cem, Semah, Deliklitaş, Cennet Bağı, Horasan Postu, Varlığın Doğuş Kültü ile Abba Rama mitoslarının kaynakları Göbeklitepe’dedir. Alevilerin geliş yeri olarak belirttikleri Horasan Sümerce Tanrı Dağ HUR.SAG ,Tanrıça NİNHURSAG Hititçe HAZZİ adları temelinde Harsi’ya LOLU, Horasan-e XIZIR’i ,XIZIR KAL,HAZAR GOL ,HIZIR LALE, XIZIR-E LOLA, Nınga Xızır’i ve Hazır Baba adlı  kült  dağlarına  sahne olan  Sümer-Lulubi, Hatti-,Hurri Ülkesi Anadolu’dur. Aşağıdaki resimde görülen tapınak düzeni bin yılların süreğinde  mekan ve    ritüelleriyle  Anadolu Alevi-Bektaşi ve Cem Evlerine aktarılmıştır.

GÖBEKLİTEPE

GÖBEKLİTEPE-    İ.Ö 9.000-9500

Projesi şahsıma ait olan Ankara Dikmen Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Merkezi’nin temeli 1994’de 50.bini aşkın katılımcının huzurunda Demirel tarafından atılmış, Demirel’in ardından kürsüye çıkarak Aleviliği “Anadolu’nun 10 Bin Yıllık  Kültür ve Uygarlık Birikimi ” olarak tanımlamıştım.Bu açıklamanın ardından  köşke çağrılmış  konunun sırlı özünü matara fomlu tanrıça idolüyle Demirel’e açıklamış, 1999 yılında Alevi-Bektaşi Kültürüne ilişkin Hatti-Hitit,Nevali Çori  ve Çatalhöyük Dönemi eserleri, bağlama,Ayini Cem, Semah, Evreni  İdol -Kadıncık Ana, Göbeklitepe  ve Cem Evi mimarisinden örnekler içeren “Kültürlerin Belleği Anadolu  Afişi”yle Aleviliğin sırlarını açıklamıştım. Kültür Bakanlığı, Başbakanlık 75.Yıl Kutlama Komitesinin onayıyla yaptığım ,bu nedenle de devlet belgesi niteliğinde olan  afiş, Aleviliğin İslamın mezhebi olmadığını,  Anadolu topraklarının asli sahibi olan kadim Sümer, Hatti, Hitit ve Hurri kökenli halk olduğunu kavrattığı için Şahsım yargıya intikal ettirilmişti. Göbeklitepe dahil Anadolu Aleviliğine dair gizemler Opera Binasının karşısındaki Kültür Bakanlığı ana  binasının cephesine  işlenen rölyefler ve Yol TV de 2008’de yayınlanan”Yolun Ezeli” programıyla da kamuoyuna duyurulmuştur.Ancak, Alevi düşünürleri,yazar ve çizerleri ile STK’larını ele geçiren Alevi-İslamcı zihniyet düzene yaranmak ve çoğu Selçuklu-Osmanlıdan aldıkları icazetli postlarını korumak amacıyla bu konuyu gündeme almamış, bunun yerine sahte Alevi Açılımlarına yönelmişlerdir. Bu nedenle de bilimsel açılımlarımız sahte Alevi açılımlarıyla karartılmaya çalışılmış, Göbeklitepe vb. daha nice Alevi Kültür mirasının geniş kitlelerce anlaşılması engellenmeye çalışılmıştır.

Göbeklitepe Tapınaklarının merkezlerindeki insan formlu (T) başlıklı direkler evren,gök cisimleri , tanrı ve varlık çiftlerini sembolize ederler.Bu tapınaklar Sümer, Hatti,Hitit ve Hurri kültleriyle günümüze aktarılan bilinebilen tüm  varoluş hikayelerinin evreni içeriklerini sunarlar. Göbeklitepe’nin (T) formlu tapınak direklerinde Gök Tanrısını -Güneşi sembolize eden boğa, arslan ve turna figürleri yer almıştır. Göbeklitepe Hattilerin Güneş Tanrısı Estan ile Sümer tanrısı ENKİ (Kal Enki) Kültüne kök süren  tanrı sembolü turna, Alevilikte Hz. Şah’ın avazı ile adını taşıyan kutsal bir sembol olarak yer almış, arslan ise “Allahın Arslanı“ veya taşıyıcısı sıfatıyla tanrıyı sembolize etmiştir.Neolitik Dönem tapınaklarının mihraplarında daima tanrı-tanrıça heykelleri yer almış, bu konu Alevilikteki Mihman Tanrı -Mihman Ali motifiyle yaşatılarak günümüze taşınmıştır. Evrenin binlerce yıl önceki tasavvurları, varlığın doğuşu,Gök Tanrısı’nın Ali Şir-i Yezdan sanı, Hatti Güneş Tanrısı Estan’ı temsil eden arslan motifine konu  Göbeklitepe tapınakları on iki bin yıllık bir tarihi kökene inmektedir. Nevali Çori, Beycesultan, Kaniş Alacahöyük ve Çatalhöyük tapınakları ölçek, form ve strüktür olarak büyük ölçekli geleneksel Anadolu konutları ile Cemevlerinin karakteristik özelliklerini taşımaktadır. Bu kapsamda  1995 yılında rölövesi tarafımdan çıkarılıp  bir bölümü  yıkımdan kurtarılan  Zile Acısı Köyü Cem Evi’nin Göbeklitepe ve Nevali Çori tapınaklarıyla kurgulanan evreni düzeni, Alevilikteki adıyla Dar-ı  Divanı ,  boğa ve geyik başlarının asıldığı  T formlu direkleri ve başlıklarına  işli kozmik sembollerle  varoluşu ve varoluşsal  Alevi Evrenini  Kırkların Cem’i  içeriğinde taşıdığı tarafımdan  tespit edilmiş ve söz konusu yapı 1998 yılında Kültür Bakanlığı ve Mimarlar Odasınca ortaklaşa düzenlenen Mimar Sinan sergisiyle bilim dünyasına tanıtılmıştır.

Sümerce E’.KUR, KUR ve Hursag, Zazaca “Xuarzıqe” adıyla anılan Tanrı Dağı (Baş Dağ), işlevindeki  Göbeklitepe ve Nevali Çori gibi Neolitik Dönemin boğa ve geyik gibi tanrı sembollerine konu direkli tapınak düzeni Dersim Pir Sultan Cem Evi, Zile Acısu Cem Evi, Tokat, Sivas, Çorum, Safranbolu, Trabzon, Amasya, Erzurum, Hınıs,Kars, Muş, Varto, Bingöl, Kayseri, Adıyaman, Kahramanmaraş, Elbistan, Siirt, Bitlis, Diyarbakır, İzmir, Antalya, Balıkesir gibi yurt genelinde yer alan geleneksel yapıların direk ve cephelerine asılan koç, boğa ve geyik boynuzlarıyla günümüze ulaşmış, bir örneği tarafımca Varto  Gölyayla Köyü Cem Evinde uygulanmıştır.

göbeklitepe_pirsultan_tapinak_direkleri

 Göbeklitepe Tapınak direği -Dersim Pir Sultan Evi Direği(İkiside boğa başlı)

On bin yıllık Nevali Çori Tapınağı Anadolu Cem Evleri gibi (T) formlu direkler üzerinde taşınan toprak damlı  olup, duvarlarında pencere bulunmayan yapının Hacı Bektaş-í Veli Asitanesi Meydan veya Cem Evi gibi tepe pencereli kırlangıç örtülü (Hazzi-Hazzik) bir tavandan aydınlatıldığı anlaşılmaktadır. Cem Evi gibi sedirli olan ve mihrabında tanrı heykeli bulunan yapıda cemaatin oturumu Alevi ve Bektaşi Ayin-i Cemi gibi yüz yüze veya cemal cemale ibadet edecek düzende konumlandırılmıştır.

nevali-cori_tapinagi

    Nevali Çori Tapınağı -Yeniden kurma denemesi

meydanevtavan_01

         Hacı Bektaş-ı Veli Asitanesi Meydan Evi-Gök Ev Tavanı (Katmanlı Evren-Hazzi-Hazzik Kubbe)

Hititlerin Kayseri Kaniş ,Urartu’ların Erzincan Altıntepe,Varto Kayalıdere ve Van çevresi tapınaklarının çoğu kenarları rizalitli kare formlu olup,  siyah renkli kesme taş duvarlarıyla etrafında tavaf koridorları bulunan Hacer-ül Esvet’li birer Kabe imgesindedir.

urartu_tapinagi

          Erzincan Altıntepe   Urartu Tapınağı    İ.Ö.8 YY.

Kent suru içindeki Alacahöyük saray-tapınak yapısı üç avlu üzerinde yapılandırılan kapıları, girişindeki Aslanlı Çeşme,Revaklı Avlu,At Evi , Kiler, Aşevi ve din adamlarının kaldıkları mekanlarla bir bütün olarak Hacı Bektaş-i Veli Asitanesi’nin tipolojik ve işlevsel niteliklerini yansıtmaktadır. Bektaşi kült yapıları arasında yönetim merkezi olarak işlev gören Hacı Bektaş Dergahı’nın “Asitane“ adı da, Hatti-Hitit Güneş Tanrıları Estan veya İstanu’dan kaynaklıdır.

Yaklaşık 1670 m2 büyüklüğündeki Hattuşa Büyük Tapınak , 4500 m2 büyüklüğündeki Sivas Sarissa Tapınağı gibi tapınaklar sadece dini ritüeller ile resmi törenlerin yapıldığı mekanlar olmayıp,katiplerin çalışma mekanları, tablet arşivleri, zahire ambarları ,çevresindeki atölye ve işliklerle bir bütün olarak orta çağın külliye ve  medreseleri ile  günümüzün Kültür,Eğitim ve  Bilim Merkezleri gibi işlevlere sahiptir.Selçuklu devri taç kapılı medreseleriyle külliyeleri Anadolu Hitit külliyelerinin tipolojik özeliklerini taşımaktadır.  Kemer , kubbe, taş ve ahşap payeler,tonoz gibi strüktürel yapı elemanları da Hattuşa anıtsal tapınakları, sur potternlerindeki tonozlar ve İslam öncesi İstanbul Ayasofya’da görüldüğü gibi Hititlerden başlayarak gelişen Anadolu antik çağ mimarisinin kazanımlarıdır.Binlerce yıllık kültür ve yapı sanatının ürünü olup, varlığın birliğine dayalı kadim gelenekler temelinde  insan,tanrı ve doğayı birlikte ifade eden resim,heykel ve bezemelere sahip Anadolu Tapınağı veya Cem Evi’nde tanrıya ibadet etme anlayışı hakka ve halka hizmet etme ilkesine dayandırılmış, Islamik Cami ve Mescitlerse insanlık için tarihi birer bellek işlevi gören kadim geleneğe dayalı resim ve heykellerden soyutlanmıştır. Halk dilinde yaşayan En büyük ibadet çalışmaktır”  sözü Cem evlerinde uygulanan on iki hizmet ritüelleriyle kavratılmıştır. Aleviliğin Eline, beline, diline, aşına,eşine ve işine sahip ol” deyimleri halkımızın  yurda, ekonomiye, kültür ve uygarlık birikimine, ana dillerine, aile kurumuna, gelecek nesiller ile yaşam kaynaklarına sahip çıkılması gerektiğini kavratmaktadır.

hattusa_buyuktapinak

Hattuşa’da Büyük Tapınak (İ.Ö.14YY)ve ondan uyarlanan Timuroğulları Maedreseleri

(Hitit tapınağının planı,işlevi ve strüktürel  inşa tekniği ve sanat anlayışı Selçuklu-Osmanlı Dönemi Medreselerinde yaşamaya devam etmiştir.)

Neolitik dönem tapınakları dahil, Eski Anadolu tapınaklarının kült salonları ve birer Tanrı Dağı ve Evi olarak ziyaretgah haline getirilen ulu dağlar veya Zigguratlarda gerçekleştirilen Ayin-i Cemler, Alevi-Bektaşi tarikatlarının kentsel yerleşmeler ile önemli yol ağları üzerinde konumlandırıldıkları Asitane , Dergah , Tekke ve Zaviye gibi yapılar, kırsal yerleşimlerdeki küçük ölçekli Cem Evi veya konutlar ile ziyaret dağlarda sürdürülerek günümüze ulaşmıştır. Selçuklu ve Osmanlı  yönetimlerinin Alevilere karşı uyguladığı sürgün, katliam ve yıkımlardan nasiplerini alan söz konusu mekanlar arasındaki Hacı Bektaş-ı Veli Asitanesi, Antalya Elmalı Tekke Köyü Abdal Musa Dergahı ,Eskişehir Seyitgazi Dergahı , Ankara Hüseyin Gazi Külliyesi, İstanbul Karacaahmet ve Şahkulu Sultan gibi büyük külliye ölçeğindeki dergahların çoğu, makam türbeleri ,Cem Ayinlerine konu Meydan Evi,Kiler ve Aşevi dışındaki diğer eğitim,bilim ve kültür gibi özgün işlevlere ait mekanlar ile gelir getiren üstün nitelikli topraklar,bağ, bahçe ve koruluklarından soyutlanmış, Alevi-Bektaşi halkının yurt genelindeki seçkin kültürel ve doğal mirası bir bütün olarak işgal ve yağma edilmiştir. Selçuklulara mal edilen iç avlulu çoğu medreseler Hititlerden beri devam eden Alevi yapıları olup,yanlarına dikilen minarelerle camiye çevrilmiştir.

Alevi-Bektaşi kültürü konusundaki tarihi verileri içeren arşivleri, müze ve ören yerlerini elinde tutan T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığınca bu mirastan elde edilen gelirlere ve kazanılan uluslararası saygınlığa karşın şahsımın da çabalarıyla Alevi-Bektaşi Kültürel mirasına yönelik aşağıda örneklenen bir kaç proje uygulanabilmiştir.

1-Bünyesinde Cem Evi ve Aş Evi mekanlarına yer verilen Sivas Sarkışla Aşık Veysel Müze Evi 1978. Proje Kemal SOYER .Proje ödeneği TBBMM tarafından karşılanmıştır.

2- Mülkiyeti bakanlığa ait,projesi ve temeli 1993 de, uygulaması 1999 ‘da tamamlanan ve bünyesinde Cem Evi ile Aş Evi bulunan Antalya Elmalı Tekke Köyü Abdal Musa Kültür Merkezi. Proje Y.Mimar Kemal SOYER.

3-Mülkiyeti Bakanlığa ait olup, bünyesinde kültürel-inançsal etkinlikler ile semah gösterileri için anfi tiyatro ile anıtsal bir meydan düzenlemesi bulanan Sivas Banaz Köyü Pir Sultan Abdal Anıtı ve Çevre düzenlemesi 1993 .Proje Y.Mimar Kemal SOYER

4-Mülkiyeti Vakfa ait olup projeleri bakanlığın Kültür Merkezleri Dairesi Başkanlığınca onaylanan Ankara Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Merkezi ve Cem Evi 1994.Proje Y.Mimar Kemal SOYER.

5-İçinde Ayin-i Cem Törenlerinin yapıldığı Bektaşi Meydanı, Pir Evi, Aş Evi, Çilehane , makam türbeleri, havuzlu avlu, Aslanlı Çeşme ve Üçler Çeşmesi gibi tarihi özgün yapıların bulunduğu Hacı Bektaş-ı Veli Asitanesi Vakıflar Genel Müdürlüğü ve bakanlıkça Müze işleviyle restore edilip kullanıma açılmıştır.Tarihi Asitanenin içindeki Cami II. Mahmut Döneminde asimilasyonu hızlandıracak bir baskı unsuru olarak ilave edilmiş olup, yapıldığı tarihten günümüze dek Alevi-Bektaşi halkın tepkisini çekmiş,Alevi ve Bektaşiler bu mekana girmemiş, namaz kılmamıştır.

6-2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında tespit ve tescili yapılan ve tescil kaydı bulunmasa da 19.YY öncesine ait korunması gerekli dini yapılar arasında içinde Cem Evi işlevine sahip yüzlerce yapı bulunmaktadır.

7-Tekke ve Zaviyelerin seddine ilişkin kanun kapsamında kapatılarak mülkiyetleri Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilen Alevi-Bektaşi yapılarının çoğunun bünyesinde Cem Evi veya Meydan Evi yapıları yer almıştır.

Son yıllarda Devletin desteğiyle Aleviler üzerinde Türk-İslam ve Alevi-İslam propagandasını yaygınlaştıran CEM VAKFI gibi kuruluşlarca geliştirilen, Alevi halkların Anadolu -Mezopotamya topraklarındaki  islam öncesi tarihleri ile kadim Anadolu Aleviliğine yönelik araştırma, dokümantasyon, eğitim ve yayın hizmetleri, ateş, hava, toprak ve su kültlerini kavratan fizik mekan ve alanlar ile inancın gerektirdiği kültürel ve sosyal mekanları içermeyen Cem Evi Projeleri Cami tarzı birer ibadet mekanı işlevi görmektedir.

Kemal SOYER-Y.Mimar 

Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varliklarini Koruma Eski Genel Müdürü