Kemal SOYER CV.

kemalsoyer

Y. Mimar Kemal SOYER  

Muş İli Varto İlçesi doğumlu.Evli ve iki çocuk babası. 

Ankara Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi Mimarlık Fakültesi 1980 mezunu. Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde Yüksek Lisans yaptı. Şehircilik bölümünde tez aşamasına kadar doktora eğitimi aldı .

Kültür Bakanlığında 25 yıl süreyle görev yaptı.Bu süreçte kültür ve tabiat varlıklarının korunmasıyla ilgili birimlerde bilimsel araştırma, kazı ,restorasyon ve müzecilik alanlarında hizmetler verdi.

Yönetici olarak;

Ankara Röleve ve Anıtlar Müdürü(1984-89),

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Ankara Bölge Kurulu Üyeliği(1984-89),

Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü Şube Müdürlüğü (1990-91)

Kültür Merkezleri Daire Başkanlığı Şube Müdürü (1992-94)

Kültür Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Şube Müdürü (1994-97)

Kültür Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Daire Başkanlığı (1998),

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu Üyeliği,(1998-2000),

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü (1998-2000)Görevlerinde bulundu.

         Genel Müdür olarak göreve başladığında;

  • Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları,Yüksek Kurul ve Bakanlık merkezinde adı yolsuzluklara ,şaibelere karışan 79 kişiyi görevden aldırdı. 
  • Sit alanlarındaki hazine mülklerinin satışına yönelik uygulamayı durdurdu. Bakanlık suç işliyor diye dava açtı.Danıştay Bakanlığa 2863 saylı yasa kapsamında Korumakla mükellef olduğunuz hazine mülklerini satmamakla Genel Müdürün ne tür bir suç işlediği anlaşılamamıştır”şeklinde açıklama istedi.Bakanlık ,satışları durdurdu” diye cevaplayarak amacını ortaya koydu. Danıştay bakanlığın yargılama talebini reddetti. Böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin hazine mülklerini satmadığı gerekçesiyle hakkında dava açılan ilk ve tek Genel Müdürü oldu.
  • Ardından sit alanlarında yolsuzluğa geçit veren ilke kararlarını değiştirip kanuna uygun hale getirdi. Bakanlık bu kararlarla ilgili Danıştay’a dava açtı.Danıştay SOYER’in Yüksek Kurula aldırdığı kararları onayladı.
  • Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Pamukkale’de 2863 sayılı yasaya aykırı olarak yapılan ve Fikri SAĞLAR’ın bakanlığı döneminde ve aynı dönemde yapılan Koruma Amaçlı İmar Planına göre de kaçak olarak işletilmeye devam edilen  özel sektöre ait otelleri yıktı.
  • Müze Soygunlarına Önlem:13.Şubat 1999 tarihinde yayınlattığı bir genelgeyle Müzelerdeki eserlerin kırılma veya bozulma nedeniyle envanter kayıtlarının silinmesine yönelik yirmi yıllık  uygulamayı durdurdu.Özel müzeciler devreye girdi.Bakan TALAY kendi imzaladığı genelgeyi iptal etti.SOYER işin peşini bırakmadı. TBMM’ne verilen soru önergelerine Bakan Erkan MUMCU’nun verdiği 10.11.2003 tarih ve 3256 sayılı yanıtla 1993-2003 yılları arasında 351.000 eserin envanter kaydının silindiği açığa çıkarıldı. Kayıtları silinen eserlerin bir bölümü etütlük olsa da devam ettirilen bu uygulama paha biçilemeyecek orijinal eserlerin özel müzelere veya yurt dışına kaçırılmasına kapı aralıyor.2863 sayılı kanuna göre Arkeoloji Müzesi Kurma hakkı bulunmadığı halde KOÇ Grubu vb. grupların Arkeoloji Müzeleri  veya seksiyonları var.
  • Günümüzde yağma ve talan edilerek üzerine kaçak saray kondurulan Atatürk Orman Çiftliği arazilerini 1.Derece doğal ve tarihi sit alanı ilan eden kararları aldırdı.
  • Sakarya Nehri kaynaklarının korunmasıyla ilgili alınan kararların kaldırılmasını talep eden kum ocakları işletmecileri Genel Müdürlük binasını bastı.Bu olayın ardından Müsteşar Tevfik Ketencioğlu evinin önünde dövüldü.Kemal SOYER evinin önünde bıçaklandı.Emniyet Genel Müdürlüğünden koruma talep etti ,ancak talebi reddedildi.
  • Müsteşar Tekin AYBAŞ, Adıyaman Nemrut Dağı Anıtlarını Hollandalı eşinin akrabalarının kurduğu Nemrut Vakfının idaresine vermek istedi.Soyer buna karşı 2863 syılı yasaya dayanarak Bakanlık bünyesinde vakıf kurup bu girişimi engelledi.Daha sonra Bakan TALAY vakfa verilen kaynakları geri aldı ve yasanın ilgili maddesini iptal ettirdi.
  • İstemihan TALAY kendi döneminde Yüksek Kurulca alınan koruma ilke kararlarının değiştirilmesini istedi. SOYER kanuna aykırı  talepleri yerine getirmedi .Bakan diretince konuyu Yüksek Kurula götürdü.Yüksek Kurul ,bakanın talebini reddetti. Bunun üzerine SOYER, kurul toplantısında bu tür yasa dışı taleplerin yenilerinin geleceğini,bu nedenle genel müdürlük görevini sürdüremeyeceğini açıkladı.Ardından Bakanlık Müşavirliğine alındı ve 2000 yılı temmuz ayında emekliye ayrıldı.
  • Koruma kültürünü geliştirme amacıyla Bakanlıkça yaptırılan Afyon, Eskişehir, Adana,Bursa,Kastamonu ve Zonguldak Belgesellerinin bilimsel  senaryo  ve yapımını koordine etti.
  • 1998 yılında hazırladığı “Kültürlerin Belleği Anadolu” başlıklı afişle    Türk,Kürt ve Alevi İslamcıların  bilerek inkar ettikleri Anadolu Alevi ve Bektaşi Halk Kimliği ile Kültür ve inançlarının Göbeklitepe  Sümer,Hatti,Hitit ve Hurrilere uzanan tarihi köklerini ifşa etti.Bu nedenle yargılandı.
  • Sümer-Hatti-Hitit ve Luvi gibi Anadolu-Mezopotamya uygarlıkları temelinde Anadolu Aleviliği ve Alevi Halkların tarihiyle ilgili bilimsel araştırmalar yapıyor.

       Alevi-Bektaşi Kültürüyle ilgili Projeleri:

  • Sivas Banaz Köyü Pir Sultan Abdal Anıtı Çevre Düzenlemesi ve Anfi Tiyatro Yapımı (1993),
  • Sivas Sivrialan Aşık Veysel Evi Müze Projesi(1980),
  • Ankara Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Merkezi(1994),
  • Almanya Alevi Birlikleri Fed. Köln Binası Kültür Merkezi Projesi (1996)
  • Antalya Tekke Köyü Abdal Musa Kültür Merkezi ve Anfi Tiyatro Projesi (1993)
  • Varto Hamurpet Gölü Çevre Düzenleme ve Kültür Merkezi Proje Tasarımı(2011)
  • Varto Gölyayla Köyü Cem Evi Projesi (2014)
  • İsviçre St.Gallen Alevi Kültür Merkezi Proje ve Uygulaması(2010)

       Alevi Bektaşi Halk Kimliği ve İnançlarıyla ilgili Mücadeleleri.

  • Anadolu Uygarlıklarından süzülerek gelen Hacı Bektaş ve Balım Sultan kültlerinden kaynaklı devrimci mücadeleleriyle dara çekilen Pir Sultan, Hallacı Mansur, Şeyh Bedreddin ve Kalender Şah gibi bilgelerin anılarını beşeri hafızada canlı tutmak ve Anadolu Aydınlanmasına katkı vermek amacıyla 1978 yılında oluşan Sivas Banaz Köyü Pir Sultan ABDAL anıtı proje grubunda yer aldı.1993 yılındaki katliamlar öncesinde beton anıtın bakırla kaplanması,anıtın önündeki Birlik Meydanı ve ardındaki  Anfi tiyatro düzenlemelerini yaptı.
  • Sivas Katliamı sırasında Bakanlık görevlisi olarak Sivas Banaz Köyü’nde idi. Şenlikler öncesinde Ankara Pir Sultan Abdal Derneği’nde yapılan toplantıda, basına yansıyan haberler üzerine katliam yapılacağı endişesiyle HACI BEKTAŞ-I VELİ ANADOLU KÜLTÜR  VAKFI ‘ndan Ahmet ŞAHİN ile birlikte  şenliklerin Banaz Köyü’ne kaydırılmasını,Aziz NESİN’in Sivas’a getirilmemesi gerektiğini talep etti.Ancak bu talep, başta Murtaza Demir ve Ali Balkız olmak üzere dernek yönetimince reddedildi. Bunun üzerine karara katliam endişesiyle muhalefet şerhi koydu. Ancak PSAKD yönetimini engelleyemedi. Bakan Fikri SAĞLAR  Şenliklere katılacağını önceden açıklamasına rağmen Sivas’a gitmedi.
  • 1994’de Cumhurbaşkanı DEMİREL‘in katıldığı Ankara Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Merkezi’nin temel atma törenlerinde“On bin yıllık Alevilik-Evrensel Alevilik “ açıklamasını yaptığı için devletle ve vakıf yönetimiyle arası açılan SOYER’in söz konusu yapıyı Hatti-Hitit Dönemi eserleriyle dekore etmesi engellendi.Vakıf başkanı Ali Doğan’ın ardından yönetimin başına getirilen  aynı binanın İnşaat Bekçisi Ercan GEÇMEZ de aynı nedenlerle  projenin tamamlanmasına izin vermedi. Alevi-Bektaşi Halk Varlığı Kültür ve Uygarlık tarihiyle ilgili yazdığı yaklaşık 20 sayfalık Noter onaylı yazıyı Hacı Bektaş Vakfının kasasına kilitledi. Erdoğan Çınar’ın Mimarlık Ofisinde görevli Namık Kemal Kaya adlı biri,  binada çalıştı, projesi Kemal SOYER’e  ait binada izinsiz değişiklikler yapıldı. Alevi-Bektaşi Halk Varlığı Kültür ve Uygarlık tarihiyle ilgili yazdığı yaklaşık 20 sayfalık Noter onaylı yazıyı güvenlik nedeniyle Hacı Bektaş Vakfının kasasına kilitlemişti.Sonra yazının kaybolduğu söylendi.Bu süreçten sonra  bir çok yazar kitaplarının kapaklarına bir taraftan Sümer-Hitit görselleri koyup, Alevi Ozanlarıyla bağ kurarken ,diğer yandan  Sümer-Hitit Kültünden gelen Hacı Bektaş, Kadıncık Ana, Abdal Musa gibi erenleri  resmi tarihe uygun doğumlu-ölümlü kişilikler olarak kavratan kitaplar yazmaya başladılar. Kemal Soyer sürekli tehditler alması ve 1999 de evinin önünde bıçaklanması sonrasında  çalışmalarını  yayınlayamadı . Konuyla ilgili bilimsel tespit ve düşünceleri.  www.yolunezeli.com da yayınlanmaktadır.Ancak bu çalışmalar kitaplaştırılacaktır.
  • Cumhuriyetin 75 Yıl Kutlama Programında Hatti-Hitit kültür ve inançları ile Anadolu Halk Kültürü ve İnançları arasında bağlar kuran arkeolojik eserlerle kurgulanmış belgesel nitelikli “KÜLTÜRLERİN BELLEĞİ ANADOLU“ başlıklı afişti yaptı.Bu afiş ve benzer belgelerle 1999 yılında Pekin’de yapılan Dünya Mimarlık Kongresine Mimarlar Odasıyla birlikte katılan SOYER, yapılan tanıtım ve oylama sonucu 2005 yılındaki kongrenin Türkiye’de yapılması kararını çıkarttı.Ardından 7000 mimarın ülkemize gelmesiyle kültürel ve doğal mirasımızın dünyaya tanıtılmasını sağladı. Ancak Türkiye’ye dönüşünde Hititler Dönemi Kadıncık Ana, Geyikli Tanrı, Bağlama, Semah,Mehter Takımı,Hacı Bektaş-ı Veli ve Dersimi bombalayan Sabiha GÖKÇEN gibi temalara konu afişle “Etnik Bir Kökeni öne çıkardığı gerekçesiyle “hakkında Ank.2.ci Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Dönemin MGK Gen.Sek.Yard. İlker BAŞBUĞ afişin yurt dışında dağıtımının durdurulmasını talep etti.Davaya Arkeoloji ve Arkeologlar Derneği adına Ahmet TIRPAN ve ODTÜ’lü  hoca Yıldırım Yavuz gibi kişiler de davacı olarak müdahil oldular.Ardından Kültür Bakanı İstemihan TALAY,Genel Kurmay ve diğer bakanlık temsilcilerinin bulunduğu Başbakanlık 75.nci Yıl Komitesince baskı öncesi aslı onaylanmış olan afişin açıkça belirtilmemekle birlikte“Alevilerin Hatti-Hitit ve Sümerli  Halk olduğu  gerçeğini öne çıkarmış olduğu“ gerekçesiyle dava konusu yapıldığı anlaşıldı. Afişte Türk, Kürt veya Alevi “kimliğinden hangisinin öne çıkarıldığını yazılı olarak soran Soyer’in başvuruları yanıtlanmadı. Bakanlık yetkilileri ile görevden çekilen bilirkişiler “Alevi etnisitesini ” yazmaları durumunda “inkarı”ifşa etmiş olacaklarını sözlü olarak belirtiler. Cezaların ertelenmesine yönelik kanun kapsamında bırakılan dava sürecinde  “Aleviliğin İslamın mezhebi olmadığı, Alevi halkınsa Anadolu kadim uygarlıklarını yaratan Hatti-Hitit ve Sümerlerin torunları olduğu gerçeğinin inkar edildiği “hususu açığa çıkarılmış oldu.Dava süresince konu hakkında bilgilendirilen Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Yurt içi ve dışındaki Alevi Federasyonlarının yetkilileri ile dönemin DSP’li Alevi Bakan ve vekilleri  davayla ilgilenmedi.
  • Sosyal Antropoloji doktorasını Harvard Üniversitesi’nde tamamlayıp J.F. Kennedy Kamu Yönetimi Okulu’nda sivil toplum kuruluşları üzerine araştırmalar yürüttüğünü ve bu alanda ODTÜ’lü Prof.Sencer AYATA ile birlikte ortak bazı çalışmalar yaptığını belirten Aykan ERDEMİR adlı kişi SOYER’le görüşmek üzere eşiyle birlikte Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Vakfının Merkezinde geldi.Kültür Bakanlığından Emk. Daire Başk. Osman YILMAZ ve bazı vakıf üyelerinin hazır bulunduğu görüşmede “Kültürlerin Belleği Anadolu”afişini hediye etmek isteyen SOYER’e Erdemir”gerek yok o bizde var” , yanıtını verdi.Peki ne zaman edindiniz? sorusuna Erdemir “basılmadan önce bize geldi inceledik”cevabını verince afişin daha hazırlık sürecindeyken okyanus ötesi çevrelerin özel takibi ve ilgi alanında olduğu anlaşıldı. SOYER’e “21.YY.da Aleviler sisteme nasıl entegre edilecek”(!) sorusuna beklediği yanıtı alamayan Erdemir, sonraki süreçte Ercan GEÇMEZ‘in yönettiği Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu kültür Vakfıyla ilişkilendirilen Prof. Dr. Cengiz Güleç ve Ayhan Yalçınkaya gibi kişilerin kurucusu olduğu Alevi Enstitüsü’ne(!) eşiyle birlikte üye oldu,daha sonra KILIÇTAROĞLU’nun CHP’sinden Bursa Milletvekili seçtirildi ve Meclite Alevi Dosyası’nın takipçisi oldu.Birlikte çalıştığı Prof.Sencer AYATA CHP’de milletvekili ve Kültür Komisyonu Başkanlığına,afişle ilgili dava sürecinde bilirkişiliği tarafımızdan reddedilen Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi öğretim üyelerinden  Prof.Dr.Zafer İLBARS da Hacı Bektaşı Veli Anadolu Kültür Vakfının danışmanlığına getirildi.
  • ABD’nin İstanbul Konsolosluğunda çalışan bir Türk  görevlinin FETO’yla ilişkili  tutuklanması olayında bazı gizli  bilgilerin ABD’ye AYKAN ERDEMİR üzerinden aktarıldığı iddiası basına yansıdı.  Böylece KÜLTÜRLERİN BELLEĞİ ANADOLU başlıklı Afişin basılmasını engelleme talebinin ardında da AYKAN ERDEMİR’ ve  ABD’nin bulunduğu anlaşılmış oldu. CHP ile ve Alevi çevrelerin toz kondurmadığı ,şimdilerde kayıplara karışan  Bay AYKAN ERDEMİR  ABD Ajanı olarak aranıyor.
  • Afişle başlayan olay ve olgular, bazı güç odakları ile Cumhuriyetin kuruluş aşamasında  İttihat-Terakki Partisiyle başlatılan Türk İslam tabanlı kültür ve asimilasyon politikalarının ısrarla sürdürülmesinin temel amacını, devletin Alevi-Bektaşi Halk Kimliği konusundaki siyasi-ideolojik tavrını,bu konudaki bilimsel açılımları takip ve bastırma yöntemi ile Alevi-İslamcı kuruluşları örgütleyici-denetleyici rolünü açıklıkla ortaya koyuyor.
  • SOYER;Alevi kimliğinin inkarıyla ilgili konuyu emekli olduğu süreçte de  takip etti. Ankara Milletvekili Mehmet TOMANBAY’ın TBMM Başkanlığına verdiği 7/12534-18873 Esas Nolu “Hitit Kültürü ile günümüz Anadolu halk kültürü ve inançları arasında ilişkiler ve benzerlikler var mıdır?”içerikli soru önergesine Kültür Bakanı Atilla KOÇ tarafından verilen 31.03. 2006/ 46445 sayılı yanıtta “Hitit Kültürü günümüzde yaşayan Anadolu kültürünü oluşturan önemli ögelerden biridir” vurgusuyla devlet Anadolu-Alevi halk kültürü ve inançlarının Hititlerle ilişkisini itiraf etti.Zira Selçuklular geldiklerinde Anadolu boş değildi. Kadimden yerli halk olan Aleviler ile Kürtlerin bir bölümü buradaydı. Alevilerle Ezidiler günümüzde de Hitit kültür ve inançlarını yaşamaya devam ediyorlar.
  • Afişle ilgili davanın ardından Anadolu Aleviliğiyle ilgili önceden hazırladığı 16.Bölümlük “YOLUN EZELİ PROĞRAMINI “  YOL TV’de yayınladı.
  • 2011-13 yıllarında Muş Varto’da Hamurpet Gölü Rekreasyon Alanı Projesini hazırladı.Bu Kapsamda Alevi Kültür Şenlikleri Düzenlendi.Bu süreçte BDP’li Varto Belediyesi “Alevi Adını” taşıdığı için şenliklere destek vermedi. Soyer,bu şenliklerde Aleviliğin İslamın mezhebi olmadığını,Alevilerin Anadolu’nun kadim sahipleri olan Sümer,Hatti ,Hitit ve Hurri orijinli kadim bir millet olduğunu öne çıkardı.

Siyasetle İlişkisi:

Emekli olduktan sonra Deniz Baykal‘ın talebiyle CHP’nin Kültür Komisyonuna atandı. Baykal ve Kılıçtaroğlu dahil parti yöneticilerine Kültürlerin Belleği Anadolu afişi ve Anadolu Uygarlıkları üzerinden bilgi veren SOYER,Devlet ile CHP’nin mevcut Kültür Politikalarının 1071 Türk-İslam Sentezine dayandığını,küresel güçlerin tasarımı olan bu sentezin halkımızı kendi topraklarında işgalci konuma düşürdüğünü, Anadolu uygarlıklarını batılı halklara mal ettiğini, Orta Asya ve Mekke’nin kültürel ve siyasi odak haline getirilmesiyle de bakışları yabancı kültür ve coğrafyalara çevrilen halkın Anadolu’yu ve kadim uygarlık birikimini sahiplenmesinin engellendiğini,ayrıca bu tezin ırkçı ve dinci faaliyetlere zemin hazırladığını belirterek komisyona katılmaktan vazgeçti. Baykal’ın kaset olayının ardından CHP’den istifa etti. Soyer, Kürt Sorununun çözümüyle ilgili hazırladığı çalışmayı Kılıçtaroğlu‘na iletmek istedi ,ancak yanıt alamadı. 

Anadolu topraklarının binlerce yıllık otokton-asli sahibi olan Alevilerin Sümer-Hatti-Hitit, Luvi,Guti-Lulubi ,Turukku ve Hurri Halklarının devamı olduğunu, Aleviliğin İslam Öncesi uygarlıkların kadim kültür ve inançlarından kaynaklandığını inkar ederek mezhep boyutuna indirgeyen,Alevi kimliğinin bu yolla Türk ,Kürt ve Alevi İslam temelinde asimile edilmesine olanak veren siyasi partilere uzak duruyor  ve halen her hangi bir partinin üyesi değil.

Soyer;Anadolu Aleviliğinin Anadolu-Mezopotamya Uygarlıklarının kadim kültür ve uygarlıklarına dayandığını,Alevilerin Anadolu-Mezopotamya topraklarının asli sahibi olan Sümer-Guti-Lulubi,Hurri,Hatti-Hitit ve Luvi halklarının devamı olan etno-kültürel bir toplumsal kimliğe sahip oldukları tezini açıklayan ilk kişi ve bu yöndeki açılımlara öncülük eden bilim, kültür, sanat  ve düşünce adamı.

2009 yılında Berlin Cemevi’nde verdiği ve Almanya Alevi Birlikleri Fed.eski Dedeler Kurulu Başkanı Hasan KILAVUZ‘un da hazır bulunduğu “Alevilerin  Oniki Bin Yıllık Tarihi“temalı belgesel konferansta dedeler  gurubuna hitaben “Muhammet Mustafa ile Ali El Mürteza’nın torunları mısınız?” sorusuna “Allah-Eyvallah” cevabını alan SOYER, daha sonra”İslamı, Kur’an’ı beş vakit namazı,otuz gün orucu,hac, zekat ve kelime-i şahadet” şartını getiren dedelerinize neden ihanet edip de Cem Evi’ne geliyorsunuz. Kur’an’da ve İslamda ne semah ne de saz var. Mademki islamın özüyüz diyorsunuz buyrun camiye gidin”diyerek başında Prof.İzettin DOĞAN’ın bulunduğu CEM VAKFI’nda kümelenmiş Osmanlı ataması fermanlı”Türk-İslam Misyonunun” Alevilerin İslama asimilasyonları özelindeki işlevlerini sorguladı.

Geçmişte Bozok Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde üç yıl süreyle Temel Tasarım ve Restorasyon Dersleri veren SOYER, yirmi üç yıldan beri yurt içi ve dışında İslam Öncesi Anadolu Halk Kültürü ve İnançları temelinde  Alevi Bektaşi Halk Kimliği ve İnançlarıyla ilgili belgesel konferanslar veriyor.

NOT:Afişin detaylarını görmek için sırayla birer kez tıklayınız.

“Bu afiş, Semavi dinli halkların, Devletin Jöntürkleştirme, Kürtlerin Kürtleştirme amaçlarıyla binlerce yıllık Halk Varlığı,Kültür ve Uygarlık Tarihiyle inkar ve asimile edilip katliamlarla ana vatanı işgal edilen Anadolu-Mezopotamya topraklarının asli sahibi Kadimden Millet Alevi-Bektaşi Halkının saklı kimliğini açığa çıkaran ilk ve tek resmi belgedir”

Sitede bu afişe özel ayrı bir yazı var.

SDC13563