KÜRESEL SİYASETTE SARI ÖKÜZ DEPREMİ

Merkez Üssü: GÖBEKLİTEPE

Yılı: 1995 ,Şiddeti: 40 (Bu deprem, Rockefeller Grubunun Göbeklite’yi 1963 yılında keşfiyle biliniyordu)

Artçıları : 12,7,5,3, devam edecek,

Yer altındaki derinliği :14 Bin Yıl

Nedeni :Sarı Öküzün başına konan küresel güçler,burnuna giren kan emici sinekler ,savaş, katliam, vurgun,soygun ve insanliği karartma eylemleri

Etkileme Alanları: Türkiye, Musevi, İsevi ,Muhammedi Kapitalist Dünya Siyaseti ve Küresel Emperyalizm

Yıkılanlar;Semavi dinler, Jöntürkçü Tarih Tezi,Siyasal İslamcı siyaset, Anadolu Alevilerine ve Kürtlere yönelik Küresel tezgahlarda dokunan asimilasyon , inkar ve imha politikaları,Alevilerin Orta Asyalı Türk, diğer yandan da ı Kürt olduklarına dair küresel tarih tezleri

Depremin Etkileri

1-Engür ırmaklı,Huri Kızlı Dünyevi Cennet ve Yedi Kızılbaşın Yurdu olarak bilinen Anadolu’da, dilek ağaçları ve taş tepelerle kodlanmış Alevi Ziyaretlerinden biri olan Göbeklitepe’den dünyayı sallayan sarı öküzle anımsadığımız Hatti Güneşi formlu tapınaklarla 14 Bin Yıllık Alevi Bektaşi Uygarlık Kültü gün yüzüne çıktı. Adem, Havva ,Peygamberler ve vahiyli kitaplara açıklık getiren tarihi veriler semavi ad edinen dinleri temelden sarstı.

2- Varoluşsal kökleri, toplumsal örgüleri , yaşam biçimi ve ritüelleriyle evren ve doğaya ,tarihi kökleriyle Göbeklitepeye uzanan Sümer, Hatti, Hitit, Hurri ve Lulubilerin (Lolan) ezelden Alevi-Bektaşi oldukları, Günümüzdeki Alevi-Bektaşi halk kültürünün Siyasal İslamdan doğmadığı, Anadolu Mezopotamya’nın binlerce yıllık kültür ve uygarlık ekini olduğu, 72 Millet sanlı Alevi-Bektaşi halkın ortak mülkiyete dayalı Sümer Komünleri ile Anadolu’daki Şar ve Pont Komanalarıyla Komün toplumun ilksel temellerini atan kadim bir millet olduğu, Hacı Bektaş Dergahı’nın da Anadolu’nun Tanrı Makamını temsil ettiği anlaşıldı.

3-Alevilerin Hüda Ali’sinin Sümerlerin Ezel Eli adıyla andıkları Gök-Hava Firtina Tanrısı, Arap Ali’nin ise Cennetin İşgali amacıyla Ezel Ali’den uyarlan tarihi bir kişilik olduğu , Araplar, Selçuklular ve Osmanlı icadı Seyidi Saadet Evladı Resülcü çakma ocakların Anadolu’nun kadim kültü Bektaşiliğin üzerine konumlanma ve asimilasyon amacıyla organize edildiği ,bunların bir kısmının zaman içinde kısmen yerelleştiği anlaşıldı.

4-Anadolu Alevi Hareketi; bizzat tarafımızdan tasarlanıp uygulanan Pir Sultan Abdal Anıtı Çevre Düzeni (1980-93, Koççoban-Soyer) ,Aşık Veysel Müze ve Kültür Merkezi (1980), Ankara Hacı Bektaşı Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Merkezi (1994) ,Antalya Elmalı Abdal Musa Kültür Merkezi ve Amfi Tiyatrosu (1993) projeleri sürecinde uyanışa geçip örgütlenmeye başladı.

5-Kırsal ve kentsel hafızayı canlandırmak amacıyla Banaz’a dikilen anıtla başlayan Pir Sultan Etkinliklerinin Anadolu’da yarattığı sinerji, küresel düzeni ve onların yerli işbirlikçilerini ürküttü ve Sivasta Aleviler yakılarak katledildi. Anadolu Alevi Hareketi Siyasal İslamcı-Türk Kürt Alevi İslam kuşatmasına alındı. Yurtiçi ve dışındaki dernek , vakıf ve federasyonların bünyesine yerleştirilen Osmanlı Nakib-ül Eşraf Secereli Seyidi Saadet Evladı Resülcü Dede Kurulları üzerinden Alevilere yönelik Alevi İslam propoğandalarına başlandı.

6-1994 de Ankara Hacı Bektaşı Veli Anadolu Kültür Merkezinin temel atma töreninde Demirel’in yüzüne “On bin yıllık Alevilik, Evrensel Alevilik ” sloganını haykırmam üzerine Demirel tarafından köşke çağrılarak çeşitli telkin,teklif ve önerilere muhattap oldum. Ancak kimseye taviz vermeden yola hizmet etmeye ,halkımı aydınlatmaya devam ettim. Aleviliğin evrensel boyutlarına yaptığım vurgunun üzerine Jöntürk-İslamcı yapı Alevilerin binlerce yıllık tarihi,beşeri ve kültürel köklerine ulaştığımı fark etti. Demirel’in talimatı ve verilen sermaye ile İzzettin Doğan ve Namık Kemal Zeybek’in kontrolüne verilen Cumhuriyetçi Eğitim Vakfı kuruldu. Süreç içinde Alevi dernek ve vakıflarının tabelalarındaki Bektaşi adı kaldırıldı, STK’larda Ali adıyla Alevi İslam siyasetine başlandı.

7-Cumhuriyetin kuruluşunun 75.nci yılında (1998 ) biızat hazırladığım KÜLTÜRLERİN BELLEĞİ ANADOLU afişiyle Alevilerin Göbeklitepeye uzanan 14 bin yıllık kökleri bir Alevi Manifestosu niteliğinde yayınlandı. Devlet Alevilerin beşeri,tarihi ve kültürel kökenlerini açığa çıkarttığım için hakkımda ağır cezada dava açtı. 8 yıl süren davada sonuç alınamadı. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği devreye girdi. Yıllar sonra Afiş konusu ile yurtiçi ve dışında Anadolu Alevi Konferansları veren şahsımın sonradan ABD’ Ajanı olmakla suçlandığından ABD’ ye kaçan CHP Bursa Milletvekili Aykan Aydemir tarafından takip edildiği ortaya çıktı.

8-APO’nun yakalanmasıyla iktidara getirilen Ecevit ekonomik krizlerle koltuğundan edildi. Yerine Siyasal İslamcı AKP İktidarı kuruldu. AKP. Neo Osmanlı Projesiyle Cumhuriyeti İslamcı Krallığa dönüştürmeye yöneldi. Küresel güçler ABD’nin Yeşil Kuşak Projesini uygulayan Feto üzerinden ülkede darbe yaptı. CHP Genel Başkanı Kılıçtaroğlu darbeyi “Kontrollü Darbe” olarak açıkladı. Ulkede uygulanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi , Tek Adam rejimine dönüştü.

9-Küresel güçler eskiden Büyük İskender’le kuşattıkları gibi, Ortadoğuyu BOP ve ARAP BAHARI üzerinden işgale ve talana başladılar.Afganistan ve kadimden Alevi toprakları olan Irak ve Suriye işgal edildi . Mısır, Libya rejimleri çökertildi. Türkiye Yönetimi BOP’un Esbaşkanlığı ve Ilımlı İslam Projesi kapsamına alındı. HDP.nin Yönetimi Eşbaşkanlık sistemine geçti.

10- ABD-AB ve Rusya’yı temsilen Hıristiyan iki PAPA Küba’da ilk kez bir araya gelip el sıkıştı. Bu buluşma ABD-AB ve Rusya’nın Dünyanın yeniden bölüşümü konusunda anlaştıklarını gösteriyordu. Suriye,Irak ve Afganistanın vekalet savaşlarıyla ortaklaşa işgali bu gizli anlaşmanın ürünü idi.

11-Göbeklitepe gerçekliği karşısında Semavi ad edindikleri dinlerini korumak amacıyla Kudüs, Mekke ve Vatikanlı ortak konsorsiyum Erdoğan ve İspanya Kralının Eşbaşkanlığında “Dinler Arası Diyalog” toplantıları düzenledi. AKP Tarafımdan hazırlanıp YOL TV’de yayınlanan YOLUN EZELİ PROGRAMI’na karşı Alevi İslamcı STK’lar ve İslamcı unsurlarla ortaklaşa sahte Alevi açılımları yaptı.

12-Alevi Bektaşiliğin ve bölgedeki kadim halkların Ortadoğudaki tarihsel hafızasını silmek amacıyla Irak ,Suriye ve Afganistandaki tarihi eserler bombalandı .Suriye Palmira ve Ayn Dara’daki Hitit şehirleri yıkıldı. Halep Kalesi büyük hasar aldı, Irak Müzeleri soyularak Amerika’ya taşındı.

13-ABD -Rusya bölgede vekalet savaşları yürüttü. Rusya ve ABD Irak ve Suriyeye fillen yerleşti.ABD Küdüs’ü Başkent olarak ilan etti.

14-İranda Darbe yapıldı.Şah Rıza Pehlevi yerine Humeyni’nin atandığı İran’da Şii İslam Cumhuriyeti kuruldu. Humeyni İran halklarını aydınlatan Ehli Haklar, Yarsaniler veya Ali Allahi gibi Alevi grupların ve İranlı aydınların direniş örgütü olan TUDEH’i dar ağaçlarına çekti.Kadınlar peçelendi. İnternet yasaklandı. Ülke karartmaya alındı. Mahsa Amini’nin katledilmesiyle de bilindiği gibi bu baskı ve karartmalar günümüzde artarak devam ediyor.

15-Sümer, Hurri ve Lulubilerden günümüze Hızır’ın adıyla Alevi yurdu olan Hazarbaycan’da eskiden Alevi kökenli Lolanlı Kacar Şahları ve Safevili Türkmenlerin yönetiminde olan Dağlık Karabağ toprakları (Kafkas Albaniası -Urartu BİAİNİ ALU) Rusların kontrolünde Ermenilerce işgal edildi.Büyük Katliamlar ve yıkımlar oluştu.

16-Irak ve Suriye’ye saldıran Küresel güçler Yeşil Kuşak Projesi kapsamında Türkiyenin demografyası ile kültür yapısını değiştirmek, ekonomik, kültürel ve sosyal alanda krizlerle boğuşmasını sağlamak amacıyla başta Suriye olmak üzere Afganistan, Orta Asya, Çin ve Afrikadan 10 milyona yakın insanı Türkiyeye göçerttiler.

17-PKK Öcalanin talimatıyla Irak’a çekildi. ABD PKK’yi Kara Kuvvetleri olan etti .APO AKP’nin Neo Osmanlı Projesi kapsamında Kürtleri İslam Bayrağı altında birleşmeye çağırdı. Kürtlerin Siyasal İslamcı Arap kökenli kesimi HÜDA PAR’ı kurdu.

18-Ilımlı İslam Projesi ortamında CHP’nin başına Kılıçtaroğlu, HDP’nin başına Demirtaş seçildi.Her iki Parti Anadolu Alevilerini Türk-Kürt Alevi İslam siyasetiyle asimilasyon programına aldı. AKP- MHP ve Küresel konsorsiyum Küresel prangalardan kurtulmaya çalışan Alevilere son prangayı taktı ve Alevi hareketini Alevi Kültür ve Cem Evi Başkanlığı adı altında Siyasal İslamcı resmi yapının denetimine aldı.

19-1963 yılından beri varlığı bilinen Göbeklitepenin kazılmasıyla Türkiye’de süren din ve kimlik tartışmaları yeni boyutlar kazandı. Alevi-Bektaşi Halkın ,beşeri tarihi ve kültürel kökenine yönelik bilimsel ve arkeolojik temelde ortaya koyduğumuz veriler karşısında Alevilerin etnik ve kültürel temelde Orta Asyalı Türk veya Kürt oldukları iddiaları temelsiz kaldı.Karda denilen Zagrosların Sümerce Lulubi Dağları adıyla anıldığı, Karda halkının Lulubi- Lolan kökenli olduğu anlaşıldı. Ermenilerin İ.Ö.12 YY da Avrupadan gelen Paflagonlar oldukları, Ermenilerle aynı süreçte Avrupa’dan Bacnavi veya Başan adıyla gelen halkın İran Kur Mana bölgesine yerleşerek Kurmanc adını aldığı, bölgedeki Hurri, Hitit , Sümer ve Asur halklarına karıştıkları , İslam’ın işgal süreçlerinde ise Araplarla entegre olup Ekrad adını aldıkları anlaşıldı. Zagroslardaki Karda Lulu, Kakai ve Ehli Hakçı Alevilerin Lulubi, Sümer-Dımıli ,Hatti ve Hititlerin torunları oldukları, Zagroslara yerleşen Kurmançların zaman içinde Karda coğrafyasının etnik ve kültürel iklimi içinde yerelleşerek Persçe Zazaca arası bir dile sahip oldukları , Zazaların Kürt olmadıkları, Dımıli ve Lulu adıyla Sümer-Hattilerden gelen Alevi halk oldukları açıklık kazandı. Zazaca’nın Kürtçenin şivesi olmadığı, Kürtçe, Zazaca ve Persçenin Sümer, Lulubi, Elam,Hatti Hitit Hurri ve Asur gibi Kadim Anadolu Mezopotamya halk dillerinden gelişen ve farklı siyasi süreçlerde ayrışan ana diller oldukları ortaya çıkarıldı. Alevilerin inkarı ve asimilasyonu amacıyla kullanılan Orta Asya temelli Türk Tarih Tezi çöktü.

20-Küresel düzen Anadolu’da başlattığımız kültür ve aydınlanma hareketinin Ortadoğudan İç Asyaya , Balkanlardan Avrupaya yayılan etkilerini kesintiye uğratmak ,dünyada yaşanan ekonomik ve siyasi krizleri geniş bir tabana yayarak insanları bilim ,teknoloji ,felsefe ,tarih ve dünya yönetimiyle ilgili gelişmelerden soyutlayıp küresel kapitalzmin beslendiği bireyci yaşama mahküm etmek amacıyla Korona Virüsüyle Dünyayı ev hapspne aldı. Vikipedia kapatıldı.Sonradan Tamamen manuple edilmiş bilgilerle yeniden açıldı.

21-AKP-MHP İktidarıyla Türkiyede bilimsel eğitim,araştırma ve uygulama faaliyetleri asgari düzeye çekildi. AKP oy tabanıyla birlikte Devleti ele geçirdi.Bilimden arındırılmış Üniversiteler adeta birer toplama kampı, gençliği kontrol ve oyalama aracı haline getirildi.Çoğu Fabrikalar kapatıldı .Devletin kurumları İmam Hatipli kadrolar eliyle adeta birer özel işletme haline getirildi. Tarikatlar , cinsel istismarlar,çocuk tecavüzleri tavan yapti.Halkın yaşam kaynakları, yeşil alanlar,ormanlar ve alt yapı sistemi özelleştirme kapsamına alındı.Tarım arazileri betonlaştırıldı.Sit alanları yağmalandı. Ülkenin dört bir yanında topraklarımız yabancılara satıldı. Cüzzi paralarla yabancılar vatandaş edilip soframıza konduruldular.Özel şirketlere ait işletmelerin çoğu yabancılarla ortaklaştırıldı. Ülke adeta ekonomik ve kültürel işgal altına girdi.

SONUÇ: Sanayi Devrimiyle birlikte ihtiyaç duyulan petrol ,maden vb,yeraltı kaynaklarına sahip Anadolu Mezopotamya topraklarını barındırdığı insanlık mirasıyla birlikte ele geçirmek için Hatti Güneşli Anadolu’ya gönderme yapan “Çelik adımlarla ilerliyoruz Güneşin Zaptı Yakın” sloganıyla Avrupadan İstanbul’a, İstanbul’dan Ankara, Ege, İç Anadolu, Güneydoğu ve Suriye üzerinden Hicaz’a döşedikleri demir yollarıyla uzanan Avrupalı halklar Anadolu’daki Hatti, Hitit, Hellen,Roma Dönemi eserlerini barındıran kadim şehirleri soyup Avrupa’ya taşıdılar.Soygun, Siyasal İslamcı Sultana “Bu Putlar dininiz için tehlikelidir, Hicaza deve sırtında değil trenle gidiniz” telkinleri ve “Devleti Aliyenin bir çok yerinde yer alan bu taşlardan küffara verile ” fermanıyla yapılmıştır. Büyük Turan Projesi hayaliyle yola çıkarılan İttihatçı kadrolar tarihi,beşeri ve kültürel köklerini Orta Asya’da aramaya koyulup Hatti Uygarlık Güneşiyle temsil edilen Anadolu Uygarlıklarını ve onu yaratan Alevi halk ve kültür varlığını Jöntürk İslamla kamufle ve inkar ettiler. Alevi halkın beşeri tarihi ve kültürel varlıklarıyla bir bütün olarak inkarı, asimilasyonu ,gerektiğinde katliamlara uğratılarak Siyasal İslamcı bir mezhep boyutuna indirgenmesi gibi kısmen işgal koşullarındaki küresel dayatmalar olsa bile, sonuçta Anadolu-Mezopotamya’nın özü olan Alevi-Bektaşi Kültür ve uygarlık tarihini kendi tarihi olarak görmeyen, yerli halkların kadimden beşeri,tarihi ve kültürel varlıklarını inkar ve imha eden,inançları ve dillerini yasaklayan, dergahlarını kapatan Osmanlı anlayışına dayalı yeni bir Türkiye oluştu. M.Kemal Lulubi-Dımıli asıllı Sümerleri Türk, Hititleri Eti Türkleri ilan etti. Anadolu’nun Kökleri Hititlere ve Göbeklitepe’ye uzanan Kültür ve Uygarlık Güneşini temsil eden Bektaşi Dergahı’nı kapattı. Boğa boynuzlu başlıklarıyla Anadolu Tanrısı Taru Ga, Oğuz Kağan adıyla Jön Türk ilan edildi. Gök, Güneş,Ay, yıldızlar ,dağlar ve denizler algıda tarihi kişi Türk Oğuz’un oğulları sayıldı. Oğuz Kağanlı Türk Tarih Tezine hayat vermek üzere Avrupaya gönderilen Arkeolog Ord.Prof.Dr, Ekrem Akurgal ile Hititolog Ord.Prof.Dr. Sedat Alp M.Kemal’in tezini reddedip Hititlerin Alevi olduklarını ortaya koydular.

Küresel güçlerin Rusya’nın küçültülmesi, ipek yolu ve Hindistana uzanan toprakların işgalini uzun vadede öngören Hint Avrupa Devleti tasarımı BOP’ la güncellenmiştir. Anadolu halklarının Orta Asya’dan geldiklerine, Alevilerin Orta Asya Türkü olduklarına yönelik kurgulara sahip Türk Tarih Tezi,Türk İslam Sentezi, Türk Kürt Alevi İslam yapılaşması argümanları Göbeklitepe ve ardılı olan Halklarla ortaya çıkarılan Alevi gerçeğiyle bir bütün olarak zaman içinde tarih olma sürecine girmiştir. Akşener’in “Ya Tarih Yazacağız, Ya Tarih Olacağız” sözleri Jöntürk İslamcı Varlığı işaret etmektedir. Bu sözler Türk-İslamcı varlığın Anadolu’da 1071’den günümüze uyguladığı asimilasyon, imha ve inkar politikalarına rağmen Göbeklitepe’yle taçlanan 14 Bin yıllık Anadolu Alevi Bektaşi Halk, Kültür ve Uygarlık Varlığı ve Kürt Direnişi karşısında yaşadığı siyasi krizin dışa vurumudur. Göbeklitepe ,Siyasal İslamc-ırkçı küresel akımların ezdiği Anadolu kadim halklarının direnişi ve özgürleşmesi mücadelesinde evreni değerleriyle devrimci direnişçi, Anadolu Alevi-Bektaşi Komünü’nün ilham kaynağıdır. Göbeklitepe’den doğan Hatti Güneşli yeni süreçte Küresel güçler ve yerli işbirlikçilerine karşı verilecek eşit insan hakları, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde ortaklaşmaları beklenen Siyasal İslam karşıtı kadim halkların son yirmi yılda ülkenin yaşam kaynaklarına çöken ve ülkeyi üç yönden kuşatıp işgale hazırlanan emperyalist girişimleri göz ardı etmeksizin ülkedeki tüm halkı kucaklayacak bir bütünleşme ve özgürleşme mücadelesi vermesi gerekiyor.

Türkiye siyasi, ekonomik ve kültürel kuşatma altındadır ve koşullar oluştuğunda fiziki işgal kapıdadır. ‘Türkiyenin ‘AB Üyeliğine engel olan ABD Irak ,Suriye ve Yunanistana, Rusya Suriye ,Kırım ve Ukrayna’ya çökmüştür. Irakın üçe bölünmesi, Şiilerin Basra körfezine hapsedilerek İranlı Şiiler, Anadolu Alevileri ve Kürtlerden yalıtılması, Suriye’nin İkiye bölünmesi, kuzey bandına Arapların yerleştirilerek Suriyeli Alevilerin Anadolu Alevilerinden yalıtılması, Anadolu Alevileri ve Kürtlerin gerektiğinde İran’ın parçalanması amacıyla entegrasyona zorlanması, İran’ın Belucistan ve Azerbaycan üzerinden üçe bölünmesi ve Türkiye’ye taşınan Suriyelilerin Ömer Döneminde Cizre-Botan’a yerleştirilen ve zamanla Kürt kisvesiyle kamufle olmuş Araplarla entegre edilerek gerektiğinde Kürt Varlığının küçültülmesi gibi küresel senaryoların gündemde olduğu süreçte Kürtlerin bağımsız bir devlet kurmalarının siyasi ve konjöktürel koşulları bulunmamaktadır. Üç bin yıldan beri Anadolu ,İran .Irak ve Suriye toraklarında Aleviler, Ezidiler, Türkmenler, Persler ,Azeriler,Ermeniler ve Nusayrilerle aynı kaderi yaşayan Kürtlerin yerli halkların varlığını inkar, kültürleri ve ana dillerini yok eden Siyasal İslamcı Irkçı Ulus Devlet Modelleriyle aynı işlevde sorunlara gebe, ilk kertede İran’ın işgali amacıyla sadece geçiş süreci için tasarlanmış bir devlet hayaliyle karşı karşıya olduklarını kavraması gerekiyor.

2023 Seçim Süreci:

Küresel İşgal ve sömürü planlarına bağlı kuşatma altında, halkın ekonomik yaşam kaynakları yabancı sermayeye kaptırılan, bilimsel eğitim ve öğrenimin ayağa düşürüldüğü ülkede bilinçli olarak yaratılan siyasi, kültürel ve ekonomik açmazların görmezden gelindiği ortamda bir müddet daha ömür uzatma telaşına düşen Ulus Devlete egemen Siyasal İslamcı-ırkçı kadrolar kumandalı ittifakçı zeminde halkı oyalamaya devam etmektedir. Ülkenin çok ağır ekonomik, kültürel ve siyasi koşullar altında olduğu, deprem felaketinin yarattığı sorunların uzun yıllar çözülemeyeceği gerçeği karşısında siyasi kimlikleri , amaç ,hedef ve eylemleriyle belli kişiliklere sahip oldukları bilinen Akşener, Davutoğlu, Babacan, Uysal, Mollaoğlu ve Dersimli Kemal’in seçimi kazanmaları durumunda bile kısa süreçte halka verebilecekleri şeyler sınırlıdır.Raydan çıkan düzen yeni bir lokomotifle kısmen revize edilip sürdürülecektir. Cumhur,Millet ,HDP,-Emek ve Özgürlük İttifakları gibi BOP sürecinde ortaya çıkan ittifaklar düzene karşıt olmayan aksine, hayat veren oluşumlardır. Millet İttifakının “GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLEMENTER DEMOKRASİ” sloganı ABD’nin iki partili Meclis yapılanmasıdır. Bu slogan sözde sağcı,solcu, ırkçı dinci, bütün yapıları sırasıyla iktidar ve muhalefet rollerini oynamak üzere iki blok altında toplamaktadır. Bunun temel nedenlerinden biri 14 Bin yıllık köklerine ulaşmış Anadolu Alevi Varlığının alternatif bir siyasi bir oluşuma girişmesinin önlenmesidir. Çünkü bu varlık Anadoludaki diğer yabancı ideoloji ve inançları kökten söküp halkların tümüne devrimin yolunu gösterebilecek tarihi, kültürel ,felsefik boyutlarıyla güçlü bir toplumsal belleğe sahiptir. Beşeri ve kültürel varlıklarını Siyasal İslam’a ve ırkçılığa hasreden halkların Küresel emperyalizme karşı mücadele etmek gibi bir amaçları yoktur. Anadoludaki 14 bin yıllık beşeri,tarihi ve kültürel kökleri üzerinde Siyasi bir varlığa dönüşmesi istenmediğinden CHP ve HDP’nin arka bahçesinde kontrol altında tutulan Alevilerin demokrasi ,eşit insan hakları ve özgürlük mücadelesindeki siyasi eğilimleri ile örgütlenme dinamikleri de küresel güçlerin, yerli işbirlikçilerinin ve ülkedeki karanlık odakların takibi , gözlemi ve kontrolü altındadır. Belli Partilerin iktidar oluşlarında Alevilerin karanlık güçlerce katliamlara uğratıldıkları bilinmektedir. Bu koşullarda Alevi halkı; gerek seçim sathında , gerekse gelecek siyasi süreçlerde binlerce yıllık kültür ve uygarlıkların ürünü olan Alevi Bektaşi Halk kimliğini koruyup geliştirmeli, başkaca bir etnik ,siyasi ve kültürel kimliğe mahküm olmamalı, ülkenin birlik ve bütünlüğünden taviz vermeden ırk ve din siyaseti gütmeyen kesimlerle birlikte dengeli ve dinamik bir mücadele ortamında alternatif bir siyasi örgütlülüğü oluşturmaya yönelmelidir.

Anadolu kadim halklarının bu ortamda yapmaları gereken şey; Küresel aklın tasarımı ve sömürü aracı olan Sanal Ulus Devlet Modelerine kapılmadan ,halklarımızın uzak coğrafyalardaki uzantılarını da dışlamadan Anadolu Mezopotamya Yerli Halklarının Varlığın Birliği ilkesine ,Kamusal mülkiyete dayalı Irklarüstü birlik temelinde Hatti’nin Uygarlık Güneşiyle temsil edilecek ortak bir siyasal çatı altında örgütlenmesi, Anadolu Kültür ve Uygarlık Birikimine dayalı Kültür Devrimini hayata geçirmeleri ve bu sürekte küresel Emperyalizme karşı Anadolu Mezopotamya topraklarını kadimden ortak Anavatan olarak sahiplenip, koruma ,birleştirme ve geliştirme mücadelesini başlatmaları gerekiyor. Unutmamamız gereken en önemli husus şudur: Ortadoğudaki mücadele; 14 Bin yıllık geçmişiyle Ortadoğuyu aydınlatan Anadolu Uygarlıklarını yaratan halklar ile uygarlıklarımızı karanlığa gömen dinleri birer siyaset ve işgal aracı olarak kullanan Küresel Güçler ile yerli işbirlikçileri arasındadır. Kadimden Ortak Anavatan Türklerin, Alevilerin, Kürtlerin varlık , birlik ve dirlik kaynağıdır. Dini,ırki ve siyasi saiklerle kaybedilemez,yabancı güçlere kaptırılamaz.

Anadolu Mezopotamya halklarının Bir İri ve Diri Olmaları dileklerimle .

Resim :Göbekllitepe üzerinde Kırkların Darı.Her ağaç dikildiği yere kök salar.Anadolu-Mezopotamya kadim halklarının, beşeri,tarihi ve kültürel kökleri bu hayat ağacıyla temsil edilen Göbeklitepe gibi Anavatan topraklarının altındadır. Köklerini Orta Asya’da arayan bir zihniyetin bu toprakları işgal etme hedefine koyan küresel emperyalizme karşı tek başına yaşama ve direnme şansı yoktur. Kadimden Anavatan ancak asli sahiplerince korunup geliştirilebilir .Birliğin adresi Türkçülük,Kürtçülük ve Alevicilik , Aydınlanarak bütünleşmenin sembolü ise sahte güneşler değil, Hatti’nin yani Tanrının Uygarlık Güneşidir.

Asyaya giden de biziz, gelende biziz.

Geçmişimiz ve geleceğimizin bu topraklarda olduğu gerçeğini Pir Sultandan dinleyelim:

Adem eker yer yüzüne ekini,

Ekin saklar yer altında kökünü,

Ayıkla gör karasını akını ,

Söyle canım söyle dinlesin canlar.

Bizde onun rehberliğiyle Göbeklitepe’yi kazdık, karasını ayıkladık,altından Pir Sultanın Darı ile Divanı çıktı.

EVRENİ AYDINLATAN SARI ÖKÜZÜN BAŞINA AMPUL VE MUM DİKEMEZSİNİZ,

DÜNYAYI AYDINLARAN ANADOLU ALEVİLİĞİ VE BEKTAŞİLİĞİN ÜZERİNE DİN IRK DİKEMEZSİNİZ

Kemal SOYER-Hünkar Köçeği, Bektaşi Babası Sarumma Baal’in Evladı.

Hü Gerçeğe .