DOĞU İLLERİ VE VARTO TARİHİ ADLI KİTABA YÖNELİK DEĞERLENDİRMELER
M.ŞERİF FIRAT’IN DOĞU İLLERİ VE VARTO TARİHİ ADLI KİTABI’NA YÖNELİK DEĞERLENDİRMELER
Kemal SOYER.23.052024
Osmanlı son dönemden günümüze Anadolu’da yaşanan Türk,Kürt ve Ermeni Irkçılığı ve bu kesimlerin Anadolu yerli halklarını asimile etme amaçlı etno milliyetçi Ulus Devlet oluşturma yolundaki siyasi faaliyetlerinin temelleri İngiliz ve Fransızların desteğiyle Paris’te organize olan İttihat ve Terakki Partisi, Ermeni Taşnak Partisi ve Kürt Tealli Cemiyetlerine dayanır.
Sanayi Devrimini başlatan Avrupa’nın ihtiyacı olan petrol, demir, bakır ,gümüş ve çelik için gerekli olan ferrokrom gibi temel madenler Osmanlı topraklarında idi.Sanayinin gelişmesi için Osmanlının işgali ve topraklarındaki kaynakların ele geçirilmesi ön görülmüştü.Bu amaçla Osmanlı’nın Ulus Devlet Modeliyle parçalanması, İstanbul’un işgali, Anadoluda batıya bağımlı devletlerin kurulması, Büyük İskender İmparatorluğu ve İpek Yolu temel alınarak, Osmanlının kontrol ettiği ticari yolların batının kontrolüne alınması, bu temelde başta Anadolu olmak üzere İran ,Afganistan ve Hindistan’ın işgali, Rusya’nın Akdeniz’e inmesinin engellenmesi ve küçültülmesine yönelik Büyük Türkistan Projesiyle Anadolu’daki Türklerin bakışlarının Anadolu yerine Orta Asya’ya yönlendirilmesi gibi Ortadoğu’nun işgali ve sömürüsüne yönelik günümüzdeki BOP’un temel alt yapısı günümüzden yaklaşık 150 yıl önce planlanmıştı.
İttihat Terakkili Jöntürk Hareketi Osmanlı son dönemde iktidar olmuş, bu hareket Ulus devlet yaratılması adına Anadolu Mezopotamya yerli halklarının Türkleştirilmesi faaliyetlerinde Anadolu’nun asli sahibi ve yerli uygarlıklarının oluşturucusu olan Sümer,Hatti,Hitit ve Hurri gibi kadim halkların bakiyesi olan Alevi Bektaşi Halkın asimilasyonunu temel hedef olarak seçmişti.
Osmanlı son dönemde ortaya çıkan Jöntürkler, Ermeni Taşnak ve Kürt Tealli Cemiyetlerin Ulus Devlet olma yönünde Anadoluda yürüttükleri faaliyetler batılı dünyanın planladığı şekilde bu toprakların asli sahibi olan halkların ortadan kaldırılması , gerektiğinde Türk,Kürt İslam ve Ermeni kimliklerine asimilasyonu gibi ortak bir hedefe kilitlenmiş , bu temelde Sümer-Hatti-Hitit ve Hurri bakiyesi Lolan,Abdalan ve Hormek Aşiretlerinin ana gövdesinin yaşadığı Varto-Hınıs yöresi Kürtlerle Ermenilerin ortak faaliyet ve mücadele alanı olarak seçilmiştir. Hamidiye Alayları komutanı Cıbranlı Halit Kürtlerin Asurların soyundan geldiklerini, Alevilerin Kürt asıllı olduklarını, Kürt Devletinin inşaasında destek vermeleri durumunda Muş ve Varto’nun yönetiminin Alevilere verileceğine yönelik tekliflerde bulunmuş, isteklerinin reddedilmesiyle de Alevi köylerine saldırılar düzenlenip katliamlar yapılmış, Ermenilerse Rus İşgalinin ardından Lolan köylerine baskın yaparak 1000 e yakın insanımızı katletmişlerdir. Hamidiye Alaylarının Varto’daki siyasi faaliyetleri, Rusların Muş ve Varto’yu işgali, Ermenilerin Van, Muş, Varto Hınıs yöresinde yaptıkları katliamlar ve Siyasal İslamcı Şeyh Sait Olayları ortamında ölüm-dirim savaşı veren Lolan,Abdalan ve Hormek Aşiretleri şerri Osmanlı rejimine karşı laiklik vaat eden Kemalist Rejimle ortaklaşa hareket etmiş, ancak; Dersim Katliamı onlara Siyasal İslamcı güçlerin Anadolu’ya girişinden günümüze dek sürdürülen işgal, katliam ve asimilasyonların temel amacının Alevi halkın beşeri,tarihi ve kültürel varlığını inkar ve imha amacı taşıdığı gerçeğini bir kez daha kavratmıştır.
Varto’da Rus İşgaline, Hamidiye Alayları –Şeyh Sait ve Ermeni katliamlarına direnen Lolan ve Hormek Aşiretlerinin aynı süreçte Kemalist Rejimle birlikte hareket etmeleri M.Şerif Fırat’ın iddia ettiği gibi etno kültürel varlıklarıyla Orta Asyalı Türk oluşlarından değil, anavatanlarını, beşeri ve kültürel varlıklarını koruma amacıyladır. M.Şerif Fırat’ın Alevi , Zaza ve Kürtlerin etnik kimliklerine yönelik Türkçü tanımları Jöntürkçü düşüncenin ürünüdür.
Doğu İlleri ve Varto Tarihi adlı kitabın yazarı olan M.Şerif Fırat’ın eğitim düzeyi ortaokuldan terktir. Böylesi bir eğitim düzeyiyle binlerce yıllık Anadolu Kültür ve Uygarlık Tarihine, bu tarihi yaratan Anadolu Halklarına, onların etno-kültürel kimliklerine hakim olması ve doğru bir temelde tespitler yapması beklenemez. Kimliklere vurgu yapan iddialarının kaynağı Türk Tarihinin Ana Hatları gibi Jöntürkçü-Türkçü çalışmalar ve arşivlerdir.
Doğu İlleri ve Varto Tarihi -Türk Kültürünü Araştırma Yayınları 5.Baskı 1983 tarihli Kitabının önsözünde;
“beni bu kitabı yazmaya zorlayan biricik ülkü; gerçekte asil Türk kanını taşıyan ve Türk oğlu Türk olan Varto Halkıyla doğu illerimizin çeşitli bölgelerinde oturan Türk ve Türkmen boylarına mensup halkın bu çiftçi köylümüzün halen Kormanci ve Zaza dil hamurlarıyla konuşmaları derdim olmuştur. Bu halkın hepsi bugün Türk soyundan olduklarını bildikleri halde Acem, Arap, Ermeni, Keldani kelimeleriyle dolmuş,bu surette anlaşılmaz hale gelmiş ,aslında Türkçe olan bu karışık ve manasız dilleri bir türlü söküp atamamışlardır” 15 Şubat 1945.
Yazar; İttihat Terakki Cemiyetinin başlattığı Jöntürk Hareketi ve Cumhuriyet Dönemi ürünü olan Türk Tarihinin Ana Hatları gibi başta Anadolu Alevileri olmak üzere diğer Anadolu Halklarını Jöntürk tarzı Türkleştirme amacı güden ideolojik tezleri tarihsel birer gerçeklik olarak kabul etmiş,
Anadolu’nun kadimden Alevi olan Hatti,Hitit,Sümer ve Hurrilerin torunları olan Alevi Halkıyla birlikte Kürtleri ve Zazaları ana dilleri dahil bu topraklardaki binlerce yıllık beşeri,tarihi ve kültürel varlıklarından soyutlayacak şekilde Halti Lohorto Dağlı Türkleri, Kormanco Zaza Türkleri ve Kürt Türkleri gibi tanımlarıla Türk oğlu Türk ilan etmiştir.
Kemalist Rejimin Eti Türkleri adıyla tanımladığı Hititleri Türk kabul ederek Türklerin İç ve doğu Anadoluda en az yedibin yıldan beri yaşayan otokton halk olduklarını iddia etmiştir.
Türk Oğlu Türk dediği Varto halkı , gerçekte Türkçe Dili ve Türkçülükle kendisinin de Millet Mektebinde öğretmen vekili olduğu süreçte tanışmıştır. Varto’da Zazaca –Lolki ve Kurmanci konuşulmuş, M.Şerif Fırat dahi bizler gibi Türkçeyi okulda öğrenmiştir. Daha sonra kurulan Köy Enstitülerinden mezun Alevi ve Kürt kökenli öğretmenlerin Varto Yöresinde öğrencilerine ana dillerini konuşmalarını yasakladıkları gibi, Şerif Fırat gibi eğitmenler de kendi dönemlerinde okullarda yerli ana dillerin konuşulmasını yasaklamışlardır.
JÖNTÜRKÇÜ TARİH TEZİ VE NEDEN VARTO ?
İttihat Terakki Partisinin Anadolu’nun Jöntürkleştirilmesine yönelik ideolojik içerikte kurgulardan ibaret tarih ve kültür politikalarını içeren kitaplardan birinin Varto’lu bir Alevinin elinden çıkması bir tesadüf değildir. Zira ; Sümer,Hatti-Hitit-Luvi ve Hurri gibi Anadolu Yerli Uygarlıklarının yaratıcısı halklardan olan Lolan, Abdalan ve Hormeklilerin ana gövdesi Varto, Hınıs ve günümüzde Kiğı denilen Karer’dedir. Anadolu’da sosyo- kültürel alt yapısı bulunmayan Jöntürkçü, Türk-İslamcı Siyaset,sosyo- kültürel varlığını Anadolu Uygarlıklarının yaratıcısı ve taşıyıcısı olan bu halkların tarihi,beşeri ve kültürel varlığı üzerinde kurmayı hedeflemiş, bu kapsamda bu halkların ataları olan Hitit ve Sümerleri Türk ilan etmiş, Anadolunun kadim kültürü olan Alevilik ve Bektaşiliği yasaklamış, yerli halkların beşeri,tarihi ve kültürel varlıklarıyla inkarı, imhası ve asimilasyon yoluyla Türkleştirilmeleri gerekli görülmüş,bu nedenle de öncelikle yerli halkların tarihi hafızalarını taşıyan ana dillerinin yasaklanması, Orta Asyalı Türk ilan edilerek mazilerinin karartılması yoluna gidilmiştir.
“Her bir karış toprağı Türk ecdadımızın kanlarıyla sulanan ve her bir dağında ,ovasında ,bel ve geçidinde binlerce Türk şehidi yatan ve her bir yanı bu şehitlerin adıyla anılan arslanlar yatağı doğu illerimizin dünyanın kuruluşundan beri Türk’ün öz yurdu olduğunu tarihi kaynaklara ve gerçekliğe dayanarak ispat ettim”(!) diyen M.Şerif Fırat’ın kitabı yayınlandığı tarihten günümüze Devletin, Türk-İslamcı siyasi çevrelerle, Ülkücü Hareketin Anadolu Alevilerine yönelik inkar ve asimilasyon politikalarında en çok kullandıkları bir el kitabı işlevi görmüştür.
Yazar, Hattuşa Yazılıkaya ve Kargamış eserlerinde kayalara işli Ayin-i Cem sahnelerinden de bilindiği gibi, kültür ve inançları evrenin varoluşsal yapısı ve işleyiş kanunlarına dayalı ezelden Alevi-Bektaşi olan Lolanlılar için “Lolan Aşireti Alevidir.Lolanlılar Erzincan Bölgesinde iken Aleviliği burda kabul ederek H.736 yılında (Alaettini Ertena) ? tarafından mürşitliği tastik edilen Horasanlı Hacı Kureyş Babaya çırak hakkında bağlanarak Alevi-Bektaşi Tarikatına girmişlerdir” ? şeklinde bir iddiada bulunmuştur(sf.69)
Anadolu’da Sümer ve Hititlere bağlı yaşayan Hurri kökenli Hormek Aşiretinin Harzemşahlar üzerinden Türklüğe bağlamaya çalışan Fırat, Pers, Hellen ,Roma, Bizans,Selçuklu ve Osmanlı vb.işgal süreçlerinde Anadolu’dan Azerbaycan’a Hazar Denizi güney kıyılarına sığınan ve zamanla Anadolu’ya dönen Alevi halk varlığını göz ardı etmiştir. Sümer,Hatti,Hitit Luvi gibi buyük uygarlıklarda temel rol oynayan ve Sümerlerin yıkılışından sonra da Guti-Lulubi Devleti ve Karamanoğulları Devletinde kurucu unsurlardan biri olan Lolan Halkını “Türk Hakan ve Padişahlarına çiftçilik yapan “reaya gibi göstererek küçük düşürmeye çalışmıştır.
Lolan ve Hormek Aşiretlerinin Siyasal İslamcı Osmanlı-Kürt Derebeylerinin 400 yılı aşan Dersim Kuşatması ve ardından Hamidiye Alayları Döneminde yaşadıkları mezalim nedeniyle Şeyh Sait adıyla bilinen İslamcı İrtica ve Kürdistan Siyaseti ortamında Cumhuriyet Güçleriyle yaptıkları işbirliğini Türk olmalarına bağlayan Fırat , 1949 da yayımlanan kitabında ise 1921 Koçgiri ile 37-38 de Dersim’de yaşanan Jöntürkçü katliamlarla ilgili tek bir kelime dahi yazamamıştır(!) Kitabını temelsiz bir ideolojik yapılanmaya adayan bu insan, Jöntürkçü -Siyasal İslamcı ideolojinin Dersim ve Koçgiride Alevi Halkına yaşattığı mezalimle yüzleştiği halde bu olayları yazmaktan kaçınmış, kitabının yayınlanmasından bir yıl sonra da bir cinayete kurban gitmiştir.
Hamidiye Alayları ve Şeyh Sait olayları sürecinde Varto’daki Lolan ve Hormek Aşiretlerinin önderleri ve milis kuvvetlerinin komutanları Hüseyin Ballıkaya ve Ali Haydar Dikmen’dir.M.Kemal Rus İsgali sürecinde Varto Serçuk(Alnıaçık) Köyünde Lolanlı Hüseyin Ballıkaya’ya konuk olmuş, her iki aşiret milis kuvvetleri adıyla Ruslara karşı savaşmıştır..
Lolanlılar, Hatti Lulu adıyla Sümer, Hatti-Hitit ve Lulubilerin, Hormeklilerse Hititlerle aynı süreçte Hurri Mitanni Devleti içinde yaşamış, daha sonradan Hititlere tabi olmuş Hurrilerin torunlarıdır.Bizim 25 yıl önce Kültürlerin Belleği Anadolu başlıklı afişle ve YOL TV PROGRAMLARIYLA ortaya koyduğumuz gerçeklerin ardından İki yıl kadar önce Hormeklilerin Hurri Halkı olduğuna yönelik kitap yazan M.Şerif Fırat’ın torunu Mustafa Fırat ise aşağıdaki açıklama ve mesajlarıyla kendi ifadesiyle “dedesinin oluşturduğu gelenekle” Türk- Alevi İslamcı ortamda siyasi zemin arayışı içindedir.
ALEVİ BEKTAŞİ KÜLTÜR VE CEMEVLERİ DAİRE BAŞKANI HORMEKLİ ALİ RIZA ÖZDEMİR’İN VARTO TOPLANTISI VE M.ŞERİF FIRAT’IN TORUNU MUSTAFA FIRAT’IN AÇIKLAMALARI
“Alevi Bektaşi Cemevi Başkanı Sn.Alirıza Özdemir’in Varto Toplantısı ve Mmehmet Şerif Fırat’ın mezarını ziyareti sırasında rahmetli dedem M.Şerif Fırat’la ilgili değerlendirmeleri ve dedem ile ailemizin Cumhuriyetimizin temel değerleri bağlamında geliştirmiş oldukları geleneğe sahip çıkmalarından onur duyduk .
Kendisi de bir Hormekli olan Sevgili Alirıza Özdemir beyefendinin şahsi ve kurumsal kimliğinin tarihsel geleneklerimize değer vererek önemine işaret etmesi bizler için çok kıymetli.”
“Cumhurbaşkanımızın Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığını kurması cesurca atılmış devrim niteliğinde bir adımdır.Alevi toplumunun bir bireyi olarak kendisine şükran borçluyuz.Kendilerine teşekkür ederiz”
M.Şerif Fırat’ın Varto Köprücük Köyü’ndeki mezarını ziyaret eden Alirıza Özdemir “Atalarından devralmış olduğu geleneği ? gelecek nesillere güçlü bir şekilde aktarmış ve milli kimliğimizin sembolü olmuş bayrak bir kişiliktir.Yıllar önce yazmış olduğu eser bugün de yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir.Türk Milleti var olduğu sürece M.Şerif Fırat gibi aziz evlatlarını hatırlamalı ve onların hatırasını yaşatmalıdır.Kendisini rahmet ve şükranla anıyorum” ifadelerini kullanmıştır. İHA .17.Mayıs 2024
Mustafa Fırat Facebook sayfasında konuyla ilgili paylaşım yapmış(17.05.2024) , “M.Şerif Fıratın yöreye özgü gelenekler ve olaylar dışındaki bölümü devletin çalışmasıdır” şeklinde yaptığım yorum üzerine hakaretvari tutum içinde sergilediği düzey nedeniyle yanıt vermeyi uygun görmediğim yazılarında ayrıca ;
“Vartodaki Alevi Hormek ve Lolan geleneği yakın zamana kadar Türk olduğunu bilir ve söylerdi” ( Bu Aşiretler kendilerini Türk olarak ifade etmemiştir.)
Dünyevi Cennet Anadolu topraklarının işgali , binlerce yıllık Anadolu Uygarlıklarının karartılması, bu uygarlıkları yaratan yerli Alevi-Bektaşi Halkların beşeri, tarihi ve kültürel varlıklarıyla inkarı, imhası ve başka kimliklere asimilasyonu amacıyla milyonlarca insanımızın katline neden olmuş Siyasal İslam ile onunla ilgili Diyanet İşleri ve Alevi-Bektaşi Kültür ve Cem Evi Daire Başkanlığı gibi yapıların “toplumsal birer ihtiyaç ve gereklilik “olduğu(!) yönünde açıklamalarda bulunmuştur.
Evreni yoktan var eden bir tanrıya, elçili kitaplı bir dine inanmadıkkarı için bin yıldır katliam, sürgün ve asimilasyonlara uğrayan Anadolu Mezopotamya toprakları ve yerli uygarlıklarının asli sahibi olan Alevi halkı günümüzde AKP MHP ve BOP”la güncellenen Siyasal İslamcı ırkçı oluşumlara, Türkiye’de uygulanan sahte tarih ve kültür politikalarına itibar etmeyecek Anadolu halklarını kadimden ortak anavatan üzerinde VARLIĞIN BİRLİĞİ çatısı ve Hatti Uygarlık Güneşi altında kendi ana dilleri ve Anadolu Mezopotamyalı özgün kültürleriyle bir arada yaşamaları için mücadele edecektir.