KÜRTLERİN KÖKENİ VE GÜNÜMÜZ ANADOLU’SUNDA YAŞAYAN HATTİ-HİTİT-LUWİ HURRİ KÖKENLİ ALEVİ BEKTAŞİ HALKI
Ekrem AKURGAL
ORD.PROF.DR .ARKEOLOG EKREM AKURGAL’DAN KÜRTLERİN KÖKENİ VE TÜRKİYENİN KÜLTÜR BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE GÖRÜŞLER,
Kaynak :Hatti ve Hitit Uygarlıkları İSBN 975-95024-0-2 SYF ;75
Kemal SOYER/Y.Mimar.29.11.2018
Akurgal’dan , “İ.Ö 1200 lerde Anadolu’ya Balkanlardan göç eden Avrupa kökenli boylardan bir bölümü, örneğin Kürtler ve Ermeniler Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya, genellikle Hurrilerin ve onların devamı olan Urartuların topraklarına yerleştiler“
Ermenilerin özgün adı Paflagondur. Doğu’da özellikle Kürtler ve Aleviler arasında bugün dahi “Bafıle” veya “Fıle” adıyla anılırlar. Balkanlardan gelen Paflagonlar önceleri Kastamonu Taşköprü’nün merkezi olduğu PAFLAGONYA’ya yerleştiler. Perslerin Yunan Seferi sürecinde ordularında asker olarak görev aldıkları İranlılar tarafından Urumiye Gölü’nün çevresine göçertildiler. Urumiye Gölü Çevresi Hitit ve Akadca ARMANU (Ay Gölü) adıyla anılıyordu. Paflagonlar daha sonra yerleştikleri bölgenin ARMANU adıyla Ermeni adını aldılar.
Günümüzde kadim Anadolu-Mezopotamya ve İran halklarıyla karışmış olan Kürtlerin Bacnavi denilen asli unsurları da Ermenilerle aynı süreçte Balkanlardan geldiler. Kürt Tarihi Şerefnamede de açıkça belirtildiği gibi Kürtlerin asıl adı Bacnavi(Başan) ve Boht topluluklarıdır. Mezopotamya’ya yerleşmeye çalışan bu boylar Asur’un baskısıyla İran’da Zagrosların kuzeyindeki Manna ülkesine yerleştiler. Bölgenin KUR MANNA ve Kirmanşah(Kırmaşan) adından kaynaklı olarak Kurmanç adıyla anılmaya başladılar. Kürtler son kertede Siyasal İslamla bölgeye giren Araplarla karıştılar.Kürtlerin yaşadıkları bölgelerde değişik dillere sahip Sümer-Lulubi, Babil, Pers, Hatti, Hitit ,Asur ,Urartu ve Med gibi kadim halkların bakiyeleri vardır.Bu topluluklar bulundukları toprakların asli sahipleridir. Örneğin Soranlar Asur-Süryani, Goranlar-Zaza Sasani ,Ezidiler Lulubi-Lolan kökenlidirler. Kürtleri içinde yer aldıkları Anadolu Kültür ve Uygarlıklarından soyutlayan temel etmen Siyasal İslamcı Arap kültürüdür.Kurtlerin atalarının Medler olduğu yönünde iddia ve görüşler de vardır.Nitekim Medlerin bir bölümü ile Mitra, İndra ve Nasatya adlı tanrilariyla Mitannilerin Hint -Aryan gruplarından olduğu, İran, Pakistan ve Afganistan üçgeninde yaşayan Belucilerin de Medlerin bir kolu olan Kürtlerin yerleşik bir boyu olduğu iddia edilmektedir.16.YY eseri olduğu belirtilen KURD GAL NAMAK adlı bir kitapta Belucilerin Kürt tarihine yönelik önemli bilgiler olduğu belirtilmektedir .
İ.Ö.12 YY da Anadolu’ya giren üçüncü bir halk ise Firiglerdir. Bunlar genel olarak İç Anadolu’ya yerleştiler.Bu her üç halkın başlattığı göç ve saldırılar sonucu Hitit Alevi İmparatorluğu yıkıldı.
Kürtlerin Kökeni:
Akurgal, Anadolu Uygarlıkları –Net Turistik Yayınlar A.Ş. İSBN 975-479-115-6 4.Baskı 1993 syf-629
“Kürtler tıpkı Hintliler, İranlılar, Firigler, Ermeniler ,Hellenler ve Galatlar gibi tarihin değişik dönemlerinde Asya ve Anadolu’ya göç etmiş Hind-Avrupa dili konuşan halklardan biridir.Kürtçe bilen bir Türk vatandaşına on beş yirmi Türkçe sözcüğün Kürtçesini sorunuz. Dil bilimci olmanıza gerek yok, bildiğiniz İngilizce ya da Almanca veya Fransızca yardımıyla göreceksiniz ki Kürtçe Hint Avrupa dillerinin bir türüdür.
Hiç şüphe yok ki,Kürtler fiziksel yapı , fizyonomi, yani beden ve yüz görünümü bakımından da kendilerine öz bir tip oluştururlar.Aslında bir Hind-Avrupa dili konuştuklarına göre onların aynı dil grubundan olan Slavlar,Germenler ve Anglosaksonlar gibi açık renkli ve mavi gözlü olmaları beklenirdi. Ancak onlar da bu antropolojik tiplerini Anadolu Türkleri gibi bu ülkede eski çağlarda yaşamış olan Hattilere, Hurrilere, Urartulara ve daha bir çok kavme borçludurlar.Kürtler gerçekten M.Ö 13.YY.la ait Mısır topraklarında tasvirlerini gördüğümüz Hatti askerlerine çok benzerler.Bununla birlikte Doğu Anadolulu olup hiç Kürtçe bilmeyen ve Orta Asya’dan göç etmiş düzinelerle Türk boyları arasında da aynı etnik tipe bollukla rastlandığını belirtmekte yarar vardır.Çünkü Türkler Anadolu’ya geldikten sonra aradan geçen bin yıla yakın zaman içinde bu ülkenin eski halklarıyla karışmışlardır.Böylece Türkler ve Kürtler aynı halk topluluklarının torunları ya da kardeş çocukları olmuşlardır”
Kürt Kültürü:
“Hind-Avrupalı olmalarına ve özel bir etnik tip göstermelerine karşın Kürtler kesin anlamı ile bütün Anadolu’ya öz olan kültürün içinde yer alırlar.Örneğin Yunus Emre ,Fuzuli, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan ve Aşık Veysel, Türklere olduğu kadar Kürtlere de mal olmuş Ozanlardır”
Yunus,Pir Sultan,Karacaoğlan,Aşık Veysel gibi Ozanlar ve Anadolu Ozanlık geleneği Kürt ve Türk yaratısı olmadığına göre Akurgal’a göre bütün Anadolu’ya öz olan Kültür Sümer, Hatti,Hitit,Luvi ve Hurri kökenli ”Anadolu Aleviliği”dir.
HATTİLER KİMDİR; syf. 285-286
“Hattiler Hind-Avrupa ya da Sami dillerle ilişkisi olmayan kendilerine öz bir dil konuşuyorlardı ve bütün görüntülere göre yerli bir Anadolu kavmiydiler.Çok yüksek bir uygarlık düzeyinde oldukları için i.Ö.2000 de Anadolu’ya gelen(şimdilerde bu görüş değişti.Hititlerin Hattilerin devamı olarak kendilerini Kaneş’li (Neşaumnili) yani Kayseri- Kültepe’li olarak belirttikleri ortaya çıktı). Hititleri büyük çapta etkilediler. Öyle ki; Hititler din ve mitoloji konularında dahi önemli ölçüde Hattilerden esinlenmişlerdir”
HİTİTLER GÜNÜMÜZ ANADOLU’SUNDA YAŞIYOR MU?
“Hititlerin Türk olmadıkları kuşkusuzdur.Ancak Anadolu’nun birçok yörelerinde katıksız diyebileceğimiz Hititler bugün dahi yaşamaktadırlar. Bugünkü Türk ulusu eski Anadolu’da yaşamış kavimlerle Türklerin kaynaşmasından ortaya çıkmıştır.Bir başka deyişle Türkiye Türkleri ,canları kanlarıyla Anadoluludurlar. Hattiler ve onlar ölçüsünde Hititler bizim atalarımız, biz de onların torunlarıyız. Böylece ırk bakımından bile bağlı olduğumuz eski Anadolu topluluklarının her çeşit kalıntısı bizim kültür mirasımızdır”
(Peki Anadolu’da katıksız olarak yaşayan Hititler kimlerdir ve neredeler, yazının sonunda açıkladık)
ANADOLU VE HELLEN KÜLTÜRÜ syf 627
“Dünyada hiçbir uygarlık ,hiçbir kültür gökten zembille inmemiştir. Hiçbiri çevresinden ve geçmişinden kopamaz. Dünya’nın en büyük sanatı Yunan sanatıdır ,kopamamıştır,Yunan sanatı oranlanırsa yüzde yetmiş Doğu’dan etkilenmiştir.Yunanlıların alfabeleri, felsefeleri, mitolojileri ve hatta dinleri Hitit ve Fenike etkisinde gelişmiştir. Milletli Thales’in Mısırdan Mezopotamya’dan yararlandığını biliyoruz”
ORD.PROF DR. HİTİTOLOG SEDAT ALP:
Türk Halk Ozanlarının Sazının Kökeni Hitit Sazı. Anadolu ozanlarının çaldığı saz Hitit sazına çok benzemektedir. ( Hitit GÜNEŞİ -Tübitak Yayınları 2002 Syf ;70)
Bütün Mezopotamya kültürlerinin yaratıcısı olan Sümerler eski Anadolu kültürlerini bu arada da Hitit kültürünü çok etkilemişlerdir. Türk olarak eski Anadolu kültürlerinin varisi olduğumuz için gururluyuz… Hititler Türk değilse de Türkler kan ve kültür bakımından Hitit uygarlığı ile eski Anadolu uygarlıklarının en doğal mirasçılarıdır. (Hitit GÜNEŞİ -Tübitak Yayınları 2002 .Syf ;66)
“Daha önceki kitaplarında Hitit sazlarına Lavta diyen Sedat Alp,1998 de Kültürlerin Belleği Anadolu Afişiyle Hititlerin çaldığı sazın bağlama olduğunu açıklamam üzerine gerçeği açıklamak zorunda kalmıştır.Konu sadece bağlamayla kalmamış, devletin inkar ettiği Ozanlık geleneğinin de Sümerlere kök sürdüğü açığa çıkarılmıştır . Bu afiş yayınlanıncaya dek Alevilik adına yazıp çizenlerin Alevilerin Sümer-Hatti,Hitit ve Hurrili halk oldukları ve Alevi Deyişlerinin bu dönemlere kök sürdüğü bilinmiyordu. Afişin ardından kitap yazanlar da benim açığa çıkarttığım gerçeklerden asla bahsetmediler ve onlar da emeklerime konup beni inkar ettiler.
Seton Lloyd-İNGİLİZ ARKEOLOJİ ENSTİTÜSÜ ESKİ BAŞKANI
“Her şeyden önce ,bugün tam olarak kimlere “Hititler” hangi dile Hitit Dili dendiğini açıklığa kavuşturmadan Hitit Tarihini özetlemeye girişmenin yanlış olacağı kanısındayım.Böyle yapınca da karşılaşılan birinci sorun “Hitit “adına hiçbir Anadolu halkının sahip çıkmamış olmasıdır” der.(Türkiye’nin Tarihi-Tübitak Popüler Bilim Kitapları 1997.Syf:25)
Seton Lloyd böyle bir iddiada bulunsa da, ne yerli ne de yabancı bilim adamları Batının tasarımıyla Türkiye’de uygulanan Jöntürk-İslamcı Kültür politikaları temelinde Alevilerle Hititler veya Sümerler arasında bilinçli olarak herhangi bir bağ kurmamış, Türkiye Cumhuriyet’nin kuruluşunda Anadolu’da yaşayan Hitit ve Sümer halkı Eti -Sümer Türkleri adıyla asimile edilmek istenmiş, Almanlar ise Hellenler üzerinden Hititlerin varisi olmaya çalışmışlardır. Türkiyede çalışan batılı bilim adamları siyasi amaçla çivi yazılı belgelerde Anadolu’ya adını veren Tanrı HADADA’dan kaynaklı HÜDA – HÜDADA şeklindeki Halk adını HİTİT formunda yayınlamış, böylece yerli halkların bu tanrının adı ve Anadolu Uygarlıklarıyla bağ kurması engellenmiştir.
Tarihi gerçek şudur: Hatti ve Hitit adı Sümer Fırtına Tanrısı Enlil’in oğlu ve Anadolu ülke Tanrısı olan HADAD ‘dan kaynaklıdır. HADAD adı HATTİ ve HİTİT olarak okunmuştur.Bu gerçek tarafımızdan açıklığa kavuşturulmuş, Batının Hititlerin Avrupa’dan geldiği ,Jöntürklerinse Hititlerin Türk olduğu iddiaları tarihin çöplüğüne atılmıştır.Yerli halkların Hatti ,Sümer, Luvi, Hurri ve Hititlerin Anadolu’nun yerlisi akraba Alevi halklar olduklarını kavramasıyla da Avrupa’nın ortaya attığı HİND-AVRUPA yani yeniden Büyük İskender İmparatorluğu rüyası veya günümüzdeki “Büyük Ortadoğu Projesi” tasarımı tarihsel zeminini kaybedip çökecektir. Çünkü HİND AVRUPA tezi Büyük İskender’in atının nalının değdiği Hindistan’a kadar uzanan toprakları Avrupalıların toprağı olarak kabul etmektedir.
Anadolu’ya Hatti adı veren Tanrı HADAD adı ,kısaca HÜDA ,HADA, XWEDA, HÜDEYDA, HA-HÜ (Gerçeğe HÜ ), HADEDE ,DEDE ,Adad,Ad ve Şah Edebali gibi formlarda yaşamaktadır. Sümerler-Lulubiler, Hatti,Hitit ve Huriler günümüz Anadolusunda yaşamaya devam ediyorlar. Halk adı olarak Hatti ve Hitit adı, günümüzde Sivas, Erzincan ,Tunceli, Bingöl, Varto, Hınıs vb. DERSİM Coğrafyasında Lolki- Zazaca konuşan Alevilerin XIDA -LOLA (Hatti-Lulubi/Lolan) ve XIDIJA(Hitit-Hattuşa) aşiret adlarıyla yaşamaktadır. İranlılar ve Kürtler Tanrıya Allah değil, XODA ve XWEDA ,Aleviler HAKK ve HÜDA demektedirler.
Hititler Döneminde yoğun olarak Hatay ve Çukurova’da yaşayan Hurri’lerin bakiyeleri günümüzdeki XORMEK’lerdir. HURRİ Halk adı, Hatay’ın Hatti, MUKİS ve MAŞUKLAR adlarıyla birleşik olarak HURRİMUKİS’ten XORMECIK formuna girmiştir. Hurriler günümüzde Hatay ve Dersimde Lolanlılarla iç içe yaşamaktadır.
SÜMER halk adı DUMULU- LULU’ dur.Sümer halkının kalıtı Sümerce LULU kökenli Lolan ,Dımıli ve Zaza Halkıdır.
SONUÇ: Anadolu’ya sonradan geldikleri bilinen halkların Alevileri Türkleştirme, Kürtleştirme ve Araplaştırma faaliyetleri kapsamında ortaya attıkları Alevi-Bektaşilerin kendine has bir halk ve millet olmayıp Türk veya Kürt oldukları yönündeki iddialar tamamen asılsız ve gerçek dışıdır. Bilimsel Tarih ,Anadolu Mezopotamya’daki binlerce yıllık Alevi Kültür Mirası ve çivi yazılı kaynaklar bu iddiaları yalanlamaktadır. Prof. Ekrem Akurgal ve Prof. Sedat Alp’in de açıkça belirttikleri gibi , Aleviler Anadolu-Mezopotamya topraklarının asli sahibi halklardır. M.Kemalin Hitit ve Sümerleri Orta Asyalı Türk İlan eden Tarih tezini güçlendirmeleri için bizzat Avrupa’ya gönderip eğittiği bu iki bilim insanı dahi, onun tezini reddetmiş, ,tersine Alevi-Bektaşilerin Türk ve Kürt olmayan Anadolu’nun yerli halkı olduğunu açıklamışlardır. Yine aynı bilim adamlarının da ifade ettikleri gibi Alevilik İslamın mezhebi değil, Anadolu uygarlıklarının evrensel ölçekte yarattıkları binlerce yıllık kültür ve uygarlık birikimidir. Dolayısıyla Anadolu halkının, Alevilerin, Kürtlerin, Türklerin ve İranlıların ırksal yapılaşmaları terk edip müspet bilimin gereği, Alevi-Bektaşi kültür ve uygarlık mirasının rehberliğinde kültürel kökleri Göbeklitepe’ye ve Sümerlere uzanan Anadolu Aleviliğini esas alan bir kültürel yapılaşma içinde yer almaları gerekiyor. Alevi halkı Kürtler ve Ermenilerle üç bin yıldır,Orta Asya’dan gelip Anadolu’da Türk İsmini alan Selçuklular ve ardıllarıyla da bin yıldır birlikte yaşamaya devam ediyor . Kadimden ortak Ana vatan üzerinde evrensel ölçekte kültürel değerler oluşturan binlerce yıllık yerli kültür ve inançlara konu Alevilik gibi kültürel bir üst kimlikle “Varlığın Birliği “temelinde kültürel özümüze dönüp, eşit insan haklarına dayalı demokratik ve Hakça bir düzen içinde varlığımızı, birliğimizi koruyup yaşatmak zorundayız. Dili dini ne olursa olsun Anadolu -Mezopotamya halkları ABD-AB ‘ye öykünmeden Anadolu Uygarlıklarına dayalı çağdaş bir uygarlık yaratma kabiliyetine sahiptirler.
VARLIĞIMIZI, BİRLİĞİMİZİ VE DİRLİĞİMİZİ BOZAN TEMEL ETMENLER, KÜRESEL GÜÇLERİN KULLANDIKLARI KÖKTENDİNCİ IRKÇI KÜLTÜRDÜR.
ANADOLU HALKI ANCAK BU TOPRAĞIN ASLİ KÜLTÜRÜ OLAN ANADOLU ALEVİ ÖZÜNE DÖNDÜĞÜNDE, DİN YERİNE BİLİME SARILDIĞINDA ÖZGÜRLEŞECEKTİR.
KARANLIĞA IŞIK TUTANLARA NE MUTLU.
BİR, İRİ VE DİRİ OLALIM,
BİLİMDEN GİDİLMEYEN YOLUN SONU KARANLIKTIR.
HÜNKAR HACI BEKTAŞ-I VELİ