ALEVİ-BEKTAŞİ MİLLETİNİN SİYASİ TARİHİ-TARIXA MILLETE ELAVİ U BEKTAŞİYA

ALEVİ-BEKTAŞİ MİLLETİNİN SİYASİ TARİHİ (ÖZET METİN)

LOLAN KRALI ANU BANİNİ. İ.Ö 2300 –SARPOLE ZAHAP-İRAN .        Elindeki çift kanatlı  baltayla Anubani’ nin krallık sanı TABARNA(Di per )  ve LABARNA( Lewbir)’ dır.  Daha sonraki Hatti Hitit kralları bu gelenekle TABARNA şanını  kullanırlar .

Kemal SOYER/ Hünkar Köçeği 14.ŞUBAT 2019.

Bu Makale, Anadolu -Mezopotamya topraklarının asli sahibi ve kadim yerli uygarlıkların yaratıcısı olan Alevi-Bektaşi Milletinin  Siyasi Tarihine yönelik ilk kez kaleme alınmış çerçeve bir metindir.  (Telif hakları tarafıma aittir)

Anadolu,Sümerce AN.UB.DA.LİMMU.BA kavramı gibi, cihanın dört bir yanı  ve eski dünya anlamına gelen evreni bir kavramdır.Bilim Dünyası Sümer ülkesini eski dünya olarak kabul eder.Sümerler Anadolu Alevilerinin-Bektaşilerin atalarıdır. Hatti, Hitit, Hurri, Lulubi  ve Luviler nesil, kültür ve uygarlık bakımından Sümer kökenlidir. Alevilerin ana yurdu Anadolu- Mezopotamya (Kİ.ENGUR),Kuzey Suriye, Irak , Trakya-Balkanlar, İran, Azerbaycan, Ermenistan , İran Azerbaycani, Luristan , Kermansah Eyaletleri, Zagroslar ve Hazar Deryasi güney kıyısında  Hitit ve Lulubi krallarının krallık sani olan Tabarna’ dan adlanan Taberistan,  Sümerlerin Fırat ve Dicle arası ve Bahreyne uzanan körfez çevresine  yönelik Cennet anlamında kullandıkları Dilimun  adından  kaynaklı Deylem(Dailimu) , Hursan  veya Horasan Bölgesi ve  Afganistan Hazarajat gibi geniş  toprakları kapsamaktadır.  Akad Dönemi belgelerinde Anadolu toprakları KUR URU HATTİ (HADADA), yani HÜDA  ÜLKESİ adıyla yer alıyor.Siyasi tarihimiz ise kısaca şöyle başlıyor:

Tarih yazı ile ,Alevilerin yazılı tarihi ise Sümerlerle başlıyor.Sümerler Tanrı ırmaklar arası topraklar anlamına gelen” Kİ.ENGUR” dedikleri Fırat-Dicle arasında Dünyanın en büyük uygarlığını yaratan yerli halktır. Sümerce insan LULU, İnsanlık kavramı DUMU. LU. ULU.LU‘dur.Bu iki kavram halk adı LULU-LOLAN  ve DIMILİ şeklinde yaşamaktadır. Sümerce göğe AN, yere Kİ, evrene ANKİ denilmiş.Ateş, hava, su ve toprak temelinde kişileştirilen Sümer-Hurri ve Hitit tanrıları tanrı-tanrıça ve oğuldan oluşan bir aile yapısı içindedir. Sümerin ilk Gök Tanrıları AN-ANTU’dur. Bunların iki oğlu vardır. Hava Tanrısı oğlu  LULU ,Su-Toprak  Tanrısı oğlu ise  ENKİ adlarını taşıyorlar.  Zaman içinde AN’ın adı ve yetkileri oğlu LULU’ya geçer ve babasının AN adıyla anılan  ENLİL(EN-LULU) ve eşi NİNLİL (NİN-LELE)  baş tanrı konumuna gelirler. Tanrıların  Galaksiler,Güneş ,Yıldızlar ve Dünya gibi evrendeki varoluşsal öncelikleri ve yaşamı var edici etkinliklerine göre belli makam rütbeleri var. AN’ın Makam rütbesi 60, Enlil’in  Makam rütbesi 50 ,ENKİ’ nin ise 40’dır. Kısa adı EL olan Enlil, Alevilikte Elli Makam rütbesiyle PENÇE-İ ELİ ABBA ,ENKİ ise 40 makam rütbesiyle Kırklar Makamı adıyla anılıyor.

Anadolu’nun kadim halkları tanrılarıyla ortak adlara sahiptir.Gök-Fırtına Tanrısı En-LULU’nun Baal HADAD, Baal İSKUR ve Kenan Ülkesinde “Baal Rimmon” adıyla anılan bir oğlu var. Anadolu toprakları Tanrı BAAL HADAD’a adanmış.Hititlerin Baş Tanrısı olan Hadat ,Hada, Hüda, Adat,Addu, Ad ve Adi  gibi adlarla, ayrica Anadolu Tanrıları  genelde Hazar Hüda’ dan “Bin Tanrı” sanıyla anılıyorlar Alevilikte Bektaşi Baba saniyla anılan Hurri -Hitit tanrısı Teşup ile  Hadad eşitlenmiştir. Yerli halk Sümer Hava, Fırtına ve Yeryüzü Tanrısı EN-LULU ‘nun adıyla LULU-LULUBİ, ABBADILU, Tanrı BAAL- Hadad’ın adıyla da BAALGA/BALKA, HATTİ-HİTİT (XIDA-HADADA) adını almış. Sümerce Güneş Tanrısına  UTU Sİ, Hititçe ESTAN-İSTANU ,Hurrice  ŞİMEGİ, Asurca ŞAMAŞ denilmiş. Halklar Güneş Tanrısı’nın adıyla Hattuşi (XIDIJ), EZİDİ ve ŞEMSİ-ŞEMSİKAN , güneş ve gezegenleri temelinde Hurikki’den, HURRİ-Hormekve Herki , Hurri ve Teşup adıyla Hartuşi adlarıyla anılmış. Sümerler, Hattiler, Hitit, Hurri , Lulubi ve Luviler  temelde Fırat halklarıdır. Kürtçe konuşan Ezidilerin Baş Tanrı adı Hadat kökenli ADİ’dir.EZİDİ adı Hacı Bektaş ASİTANE’si  gibi adını Hattice Güneş Tanrısı ESTAN’dan almaktadır.

Fırat’ın Hititçe adı “bal” anlamına gelen “İD Mala”dır. Sümerlerde doğanın ve suların koruyucu tanrıları var. Irmakların gözcü tanrısı ENBİLULU ile DUMLU BABA, Zazaca ise Enbiya Lulu ve Dımıli Baba adıyla anılıyor. Fırat’ın Karasu kolu Erzurum DUMLU BABA’dan ,Murat Kolu Sümerce E.KUR denilen Ağrı Dağı -ALİ DAĞI’ından doğuyor.Ali ve ENKİ (Dumlu Baba) böylece Serçeşme Tanrılar oluyorlar. Anadolu halkları Fırat’tan kaynaklı olarak Lulu (LOLAN), Dımıli (DUMULU) , Atmalı (İDMALA), Siuni Mulu yani, (SİNEMİLİ) adını alıyorlar.

Yazısız dönemlerde Gök ve Fırtına Tanrısı boğayla sembolize edilmiş ve Tanrıya semavi boğa donuyla GUD ALU denilmiş.Sonraki dönemlerde tanrı, aşağıdaki resimde de görüldüğü gibi boğaya binen insan şeklinde resmedilmiş. Boğa sırtında duran kanatlı tanrıya Sümer-Akadca Alupa , Alpagu veya ALPU denilmiş. Fenike yazılarında  boğa başından kaynaklı (A) harfi de Alupa’ya benzer şekilde “Alepf” olarak okunmuş. Boğa sırtındaki tanrıyı karşılayan “Alpu-ALİ PA-HELİ Pİ” kavramı Hellenceye “Alfa”, Araplara “ Elif” olarak geçmistir.Krikkaleli Alevi Ozanı  Hasan Dede “Kuldur Hasan dedem kuldur,Manayı söyleyen dildir, Elif Hakka giden yoldur-Cim ararsan dal bizdedir “derken bize Alevi adının tarihi köklerini  gösteriyor. Alfa’nın “Elif”e dönüşü gibi,”Helipi” kavramı da “Halife”ye dönüşüyor. Halk dilinde boğaya “HO” veya “HÜ” denildiği gibi, Semavi Boğanın GUD ALU adı zamanla GUDA ALİ-HÜDA ALİ gibi okunuyor. Alevilerin “GERÇEĞE HÜ”kavramı evren ve dünyevi varlık alemiyle görünür olan tanrıyı kavratıyor. Hattiler Güneş Tanrısını Boğa başında duran Hatti Güneşi’yle sembolize etmişler.Hurriler de Fırtına Tanrısına  Zazaca Güneş TİJİ gibi TEŞU BABA demişler.Bu adlarla halkımız Zazaca güneş ve boğa donlu tanrıdan kaynaklı BOĞETİJİ adıyla  BEKTAŞİ adını alıyor. TEŞU BABA adı zamanla  BEKTAŞİ BABA’ya dönüşüyor. Fırtına Tanrısına Zazaca Puqelek Baba, rüzgara “wa” denildiğinden ALU-WA adı, “seher yelleriyle esen ALİ” deyimi gibi zamanla Alevi formuna giriyor.

 EZEL-AHİR ALİ -ALİ PİR

Sümer -LULU diliyle Fırat-Dicle Nehirleri Tanrı Irmaklar olarak  LULU-ENGÜR , Irmak- Su Tanrısı  DUMULULU, Dumlu Baba , d.ENGÜR ,EL ENGÜR ve Hadad adıyla anılmış.Sumerin Bin Tanrı kavramı Dilimu, DİLMUN ve Deyleme dönüşmüştür.  Fırat ve Dicle’den Basra Körfezine uzanan Sümer ülkesine coğrafik olarak Kİ.ENGUR ,yani Engür Yurdu denilmiş. Su Toprak ve Bilgelik Tanrısı ENKİ’ye  Eridu Şehrinde E.ENGURRA adıyla bir Tapınak yapılmış. Makam rütbesi 40.olan bu tapınak KIRKLAR MAKAMI,yurt ise Serçeşme HÜNKAR Yurdu olarak anılmıştır. Sümer LULUBİLER Dağlık bölgeye  Kİ.ENKİ ,Basra Bölgesine Sinear (Şinar-Su-Naru/Nehir) adı vermişler. Anadolu’nun Kızılırmak kavsinin merkezindeki Kapadokya Bölgesi  HATTİ ÜLKESİ, Güney Anadolu TARHUNTAŞŞA (Taşeli Platosu) ,Batı Anadolu LUWİYA-ARZAVA, Batı Karadeniz PALA, Doğu Karadeniz KAŞKA (Kaşgar Dağı), Doğu Anadolu ŞUPANİ(ÇEPNİ) -AZZİ HAYASA, Güneydoğu Anadolu HURRİ , Diyarbakır yöresi Hurri MİTANNİ,Hatay yöresi MUKİS, Çukurova KİZZUVAATNA  , Zagroslar Karda Lulu adıyla anılmış. İ.Ö.4500 lerden itibaren  kent devletleriyle ortaya çıkan Sümerler ağırlıklı olarak Basra Körfezinde büyük bir uygarlık kurmuşlardır. Ancak Göbeklitepe, Çatalhöyük gibi neolitik merkezlerin bulunmasıyla  Neolitik Dönemde ana merkezin sanıldığı gibi Basra Körfezi değil, “Hatti Ülkesi Anadolu” olduğu anlaşılmıştır.

SÜMER-LULUBİ-GUTİ-TURUKKU DEVLETLERİ

(Haritaya dokunup büyüterek İran Urmiye Gölü’nün alt kısmında Lulubi ve Turukku  adları görülebilir)

BASRA KÖRFEZİNDE SÜMER ŞEHİRLERİ

Sümer Devleti’nin Fırat kaynaklarında URİ, doğusunda Kassu( QASİMA – Kasitler) , Elippi ( Lulubi)  ve Elam, kuzeyinde Aratta – Urartu Ülkesi, Batısında Martu Ülkesi , daha sonraları Asur ve Akadların Orta Fırat bölgesine girmeleriyle  Zagroslara çıkan halkların Sümer çevresinde kurdukları GUTİ, LULUBİ ve TURUKKU gibi Alevi devletleri yer alıyordu.Sümerin baş şehri  Nippur idi. Nippur (ANUBİR Kİ )  Cennetin Başşehri ve Hava ve Toprak Tanrısı EN LULU’nun Makamı idi. Orada Mısır Piramitlerinden daha eski ve büyük bir Ziggurat (Ziyaret) yapılmıştı. ENLİL’ın kısa adı “EL(ELİ)”, İnsanın beyi lakabı “Bel” ve “Belum”, oğlu HADAD’ın lakabı BAAL idi. Sümer halkının özü olan Lulubi  Devleti’nin  Urmiye Gölü ile Sümerce Karda Lulu  denilen Zagroslar arasındaki merkezi bölgesi  URU BAAL toprakları olarak belirtilmiştir. Lulubiler (Lolan Aşireti)  Baal Ki adıyla Baalkıj , Kafkasların Kassu adıyla Kasımij olarak anılmaktalar. Baal Kİ topraklarına bitişik bölgede “Kassu Devleti-Kasitler” ,“Guti Devleti=GUTİAN /XIDAN-HATİAN” ,TURUKKU ve Diyarbakır civarında Hurri Mitanniler (HURRİ Kİ- Xormek  MADANİ) yer alıyordu. Diyarbakır’ın  AMED adı  HURRİ-U-MADANNİ  adından geliyor. Hatay civarının coğrafik adı MUKİS idi. Hurri Mukis adı günümüzde Xomekıj (Hormek Aşireti) olarak okunuyor. Güney Toroslar boyunca LUWİ(ALEWİ) ,LELEG (LOLQA- LİKYA), Batı Karadeniz Bölgesinde PALA (BAAL), Doğu Karadenizde KAŞKA  (KOÇKİRİ) adıyla, Doğu Anadolu’da ŞUPANİ adıyla bölge ve  Beylikler vardı. Süphan Dagiyla da binen Şupani adı zamanla Çepniye dönüştü. Komagene adı, Hemugen’den Hemukan’a evrildi. Akraba olan bu halklarla  birlikte Zazaca ata adlarımız LOLIJ, BAALKIJ, KASIMIJ, XIDIJ ,HORMEKIJ ,TEREKEME-TÜRKMEN, METİNİJ, HEMUKIJ ,GOŞKARIJ, LİYKIJ, ÇEPİNİJ (ÇEPNİ) ve ELAWİ olarak yaşıyor.

İ.Ö.2200-2300 arasında Arap çöllerinden gelen Akad ve Asurlar Sümerli atalarımızla savaşırlar, Sümer Devleti yıkılır. Asur ve Akad saldırılarıyla Toros ve Zagroslara çıkan yerli halk LULUBİ, GUTİ ve TURUKKU gibi devletler kurar. Akadlı Sargon Döneminde yaşanan ilk savaşta  Sümer halkının bir bölümü Anadolu’ya geri döner ve Tanrı HADAD adıyla Kayseri KANİŞ.PA’ da (Kanispi) yaşayan Hatti Beylikleriyle birleşirler. İ.Ö 2500 den beri varlığını sürdüren Hatti Beylikleri döneminde Akad Kralı Naram Sin Anadolu-Mezopotamya’ya saldırır. Hatti Kralı Pamba’nın başkanlığında kurulan federasyonda 17 Alevi Krallık Akadlarla Savaşır. Savaşan Kral “Sar Tamhari” sanıyla Anadolu’ya saldıran “Naram SİN” önemli ölçüde etkinlik sağlasa da, Anadolu’yu işgal edemez. Bu savaşta Lolan ordularının başında Memendah (Memduh) , Midudu (Meded), Kukupis(Kakai), Tardadada (Tarhunda dede), Baldahdah (Baal Dede), Ahudanandih (Ahi Dede) ve Harsakidu (Hursag Dede) adlı yedi kral ile Kaniş Kralı Zipani (Sipan-Süphan), Puruşhattum (Aksaray Karahöyük) Kralı Nur Dagan, Armani Kralı (Urmiye) Madakina, Turukku Kralı (Terkan-Terekeme) İlşu Nail ve Amurru Kralı Huwaruwas (Amanos) gibi krallar yer alırlar. Lolan Kralı Meded , Urumiye Şehri Kralı Madakina ve Mitanni adları o yörede sonradan doğan “MED Devletine” ad olurlar.

İ.Ö.19 YY da  Babil Devleti kurulur,Asurla komşu olur.Asurlar Anadolu’da Karum denilen ticaret kolonileri kurarlar. Babillilerin baskısı sonucu Sümerli halkın çoğu Anadolu’ya , Toros ve Zagroslara döner. Ankara (ENGÜRÜ), Çankırı (KENGRİ), Nahçıvan Kengerlü adları dahi Sümer Ülkesinin Kİ.ENGUR adını taşırlar.

HİTİT KRALI MUVATALLİ’NİN MÜHRÜ İ.Ö 1315-1282

HİTİT İMPARATORLUĞU

Anadolu’da Hatti Beylikleriyle bütünleşen Sümerler yerel halkla birlikte İ.Ö 19 YY da Tanrıları HADADA adıyla HATTİ-HİTİT Devleti’ni kurarlar. Adımız Tanrı’nın HADADA adıyla “Hauta-u dıde” den 72 Millete çıkar. Büyük Krallık Döneminde Hurri Ülkesiyle bütünleşen Hitit Devleti Mısırla rakip hale gelir. Hurrilerle birlikte adımız “hautau hireden” 73 Millete çıkar.Zaman içinde gelişen Hitit imparatorluğu  İ.Ö.1550 de Babil’i ele geçirir. Kral MURŞİLİ Babil kulesini yıkar ve Babil’in yönetimini akraba halk  Kassitlere (Qasıma) bırakır. Bu Zaferden sonra Hititler güçlenip Mısıra rakip olur ve Sınırları Lübnan’a dek genişler.Dul kalan bir Mısır kraliçesi Kral Şuppiluluama’dan bir oğlunu koca olarak ister.Kral oğlu Zananza’yı Mısır’ gönderir ,ancak yolda pusuya düşürülerek öldürülür. Bunun üzerine Hititlerle Mısır karşı karşıya gelirler. Şuppiluluyama Mısır’ın sınır kentlerini yıkar ve buradan esirler alır. Ancak,esirler arasında yer alan vebalı askerler Anadolu’ya vebayı taşır.Ordu ve halk kırılmaya başlar. İ.Ö 1274 de çağın iki süper gücü Hitit ve Mısır KADEŞ yakınlarında büyük bir meydan savaşına tutuşurlar.Kral Muvatalli’nin komuta ettiği Hitit ordusu karşısında Mısır yenilir, ardından  dünyanın ilk yazılı barış antlaşması olarak da kabul edilen bir kardeşlik anlaşması yapılır. Daha önce yaşanan veba salgını, batıda Ahhiyava ,kuzeyde Kaşgaların çıkardığı karışıklıklar içinde krallık güç kaybeder. Hatti Ülkesi Trak göçleri adıyla kamufle edilen Deniz Kavimleri ile Balkan halklarının saldırına uğrar. Hellenler ile birlikte Trakyadan gelen Paflagonlar (Bafıle-Fıle, Ermeniler), Bacnaviler (Bacan-Boht adlı Kürtlerin bir kolu) ve Firigler (Farıqa) İ.Ö.12 YY .da  Anadolu’ya saldırırlar. Ülkeyi Filistine kadar yakıp yıkarak Hitit Alevi Devletini çökertirler. Bu süreçten sonra İç ve Batı Anadolu’da Firig Devleti, Sivas, Kayseri, Develi,Ereğli ve Taşeli arasında TABAL DEVLETİ  ( EDE BALİ) Niğde ve güneyinde “TUWANA”, Klikyada “HİLAKKU”, Doğu’da ŞUPANİ ,Güneydoğu Anadolu’da  “KARGAMIŞ”, Malatya ve Adıyaman civarında “KOMANA KUMMUH” , Maraş’ta “GURGUM” Hatay civarında  PATİNNA –UNGİ , Malatya’da “MELİTTU” , Gaziantep Zincirli’de “SAMAL” ve Halep’te “HALPA” gibi Geç Hitit Alewi Devletleri ile doğuda  BİNALİ adıyla Urartu Devleti kurulur. Sümer-Hitit-Hurri ve Luwi halklarının Tanrı Sancağı Hatti Güneşi’dir.Bu sancak altında yaşayan halklar  ALEVİ- BEKTAŞİ adıyla anılmaktadır.

GEÇ HİTİT DEVLETLERİ

Rakipleri olan Asurlarla sürekli savaş halinde olan BEKTAŞİ-Alevi Devletler İ.Ö 6.YY dek yaşarlar. Bu süreçte Mısırlılar tampon devlet olarak örgütledikleri İsrail Oğulları ile birlikte Cennet  Anadolu’yu işgal için hazırlık yaparlar.Yahudiler bu amaçla Tevratı yazarlar. Kendilerine “Tanrıdan  vaad edilmiş topraklar” adıyla FİNİKE ve HATTİ Ülkesinin işgaline yönelik Tevrat propagandaları eşliğinde  Anadolu’ya saldırırlar. Yahudiler ile Firavunlar merkezi Kayseri Develi’deki Tabal Krallığı ile savaşır. Aramiler Suriye’deki Hitit şehirlerine yerleşmeye başlarlar. Aramice ile Luwice  senkretize olur , Hazar Devleti ve daha sonraları Ahamenis. (Huhamen-Hakhamen), Part ve Sasanilerde  resmi yazi  dili olur .Aramilerin Musevilerle işbirliği sonucu Geç Hitit Luvi halkı Hazar Denizi güneyine ve Azerbaycan’a göçer.7-11YY arasında yaşayan  Hazar Devleti’nin kuruluşunda ana unsur olur. Demircilikte ünlenen TABAL( Kayseri Develi)  Alevi Krallığı EDEBALİ ve Polat kavmi adıyla anılır. Kadeş anlaşmasını bozarak Abdal Musa  kılığıyla Anadolu’ya saldıran Firavun’a  Pir Sultan Abdal  mahlasıyla “Ben Musayım Sen Firavun, İkrarsız Şeytan-ı Lain “tanımı yapılır. Ayrıca  “Polat kavmi ile ceng eden Musa ,O da kurtulmadı ecel elinden “dizelerine konu halk türküleriyle  Mısır ve Yahudilerle yapılan savaşların anıları aktarılır. Yahudiler Hitit ve Asur topraklarında  lokal bölgeler elde ederler. Ancak Anadolu’nun merkezine  giremezler. Aleviler 500 yıl süreyle Asurlala savaşırlar. Sonuçta Urartu ve Med Devleti’nde birleşerek İ.Ö.612 de Asuru tarihten silerler. Ancak güç kaybeden Medler de İskit saldırılarıyla yıkılırlar. Medlerden sonra Anadoludan Orta Asya’ya  uzanan topraklarda ataları Teispes ( Hititli Teşup- Urartulu TEİŞEBA ) olan Hakhamenişler ( Ahameniş-Hak Homanic)  hakim oldular. O süreçte Anadoluda Lidya ve Likya yönetimleri vardır.Anadolu  İ.Ö.550 de Alevilerin de içinde yer aldıkları  Hakhamenişlerin, İ.Ö.323 de Büyük İskenderin , Doğuda  247-224 arasında Partların, Batıda Roma, Haçlı–Bizansın hakimiyetine girer. Sonra İran’da  226-647 arası aslen Anadolulu olan Sasaniler hakimiyet kurarlar. Sasanilerin zayıflattığı Bizans, Selçuklu ve Abbasi güçlerince yıkılır. Sasani ve Partlarin  bünyesinde yer alan DIMILİ, ZAZA ve LULU’lar aynı halktırlar.Bu süreçte Bir kısım Aleviler Hititlerin Tabarna sanlariyla Hazar Denizi ile Ellburz Dağları arasında yer alan Tabarustan da daha sonra Karadeniz’in kuzeyinde Hazar Devleti adıyla hakimiyet kurarlar. Anadolunun İrmaklar arasi  Deylemi  ve Dersim’in Pahhuva-Luwi  adıyla da anılan bu bölge Sümerin DİLMUN dediği cennetin bir parçasıdır.İranda bir dönem hakim olan  Pehlevice dili gerçekte Dersim’in Pahhuwa – Luwi  veya  Lulubi adıyla anılan dilidir. Siyasal İslam’ın bölgeye girişine dek Alevi halk Taberistan ile doğusundaki Horasan’a  ve Badakşan’nın bulunduğu Pamir Dağlarına kök salar. İslam’ın muhalif kanadı olan Ali taraftarlari Taberistan ve Horasan’a geçerler. Zeydilik, Nizari İsmaililik ve Türkmen  Aleviliği bu bölgede  oluşur. Aleviler Hasan Sabbah Döneminde Siyasal İslami dizginleyip  çökertme hamlesini başlatırken Moğollar duruma müdahale edip bölgenin kaderini değiştir ve  Alevilerin önemli bir bölümü Anadolu’ya yönelir. Ayni süreçte  Ezidiler de LALEŞ’e yerleşirler. LALEŞ, Lolanlıların “LOLIJ” şeklindeki adıdır.EZİDİ adı Hatti Güneş Tanrısı ESTAN’dan kaynaklı olup, Alevi olan bu halkın dergahı ASİTANE adıyla anılır. Dergahın kurucusu  ŞAH ADİ’nin özgün adı ise ADDU, EDE gibi okunabilen Tanrı HADDU’ddan kaynaklıdır.

Bizans’ın yıkılışıyla Anadolu  bu kez Selçuklu ve Osmanlı İşgaline girer. Selçuklular bir dönem Abbasilerin paralı askeri gücü idi. Selçukluların taht kavgalarıyla dağınık olduğu dönemde Devlet  kurmak için Aleviler yeniden harekete geçerler. Aleviler Selçukluları savaşarak  dağıtirlar.Ancak  Bizans, Kürt ,Gürcü ve Arap güçleriyle birleşen Selçuklular Malya Ovasında yaklaşık altı bin Aleviyi katlederler.Bu süreçte Moğollar Anadolu’ya girer ve  Kösedaği savaşıyla Selçuklu Devleti yıkılır. Bu  iklimde Baba İlyas Halifesi Lolanlı  NURE SOFİ  Karamanda “Loluva Beyliği “ni kurar .Beylik sonradan Karamanoğulları Devleti’ne dönüşecektir. Karamanoğulları  Malya Şehitlerini anmak için Hacı Bektaş Dergahını açarlar ve burada Türk Devletinin bilinçli olarak Hacı Bektaş’ın ölüm yil dönümü törenlerine çevirdiği yas törenleri düzenlerler.Kirsehir, Bozok( Yozgat- Çorum- Amasya, Tokat,  )  Niğde ve Karaman İlleri  Hititlerin asli torunlari olan Hattı Lulubi boylarınca  iskan edilir. Niğde Ulukışla Loula,Kulek Boğazı Loulan Kalesi ,Karaman Lalanda, bölge bir bütün olarak LOLUVA EYALETİ adıyla anılır .Hazzi Bektaş Dergahi Yedi Kızılbaş şanlı  Lolanililarin Baalki Kolunca kurulur .Dergahtaki Hızır Lale, Resul Balı, Balım Sultan, Hudadatli, Babadatli , Murselli ( Mirza – Murteza Ali)  adları ile İskander ve Kalender Şah adları Lolan boyunun adlarıdır.

OSMANLINİN KURULUŞU

Selçuklunun yenilmesiyle Bilecik Söğüt civarında yurt tutan Ertuğrul ve oğulları ile Anadolu’nun dört bir yanında  Aleviler Beyliklerini kurmak üzere harekete geçtiler. Bilecik EDE BALİ DERGAHI’nı ele geçiren Osmanlılar Selçukluyu yıkan Alevilerin hişmina uğramadan yaşamak amacıyla siyaseten Alevi tarzı bir devlet kuruluşu için gereken siyasi iklimi yaratırlar. Ardından  Hitit Fırtına Tanrısı HADDU BAAL’i  Edebeli adlı tarihi bir bir şahsa indirgeyip sanal zeminde ondan El alarak, gerçekte yurdunu almak için  posta oturdular. Dersimde Kureyş’in  Lolanlı bir kadınla evliliği yoluyla !  Anadolu Alevi Kültüne demir atması gibi Osman adlı kişi de Dergahta  Edebali Baba’yi temsil eden bir zatın  kızı olan  Malhunla  evlendirildi ! .  Böylece canı güvenceye alınan Osman’a devlet kurma kapısı açıldı. Yeniçeri tarzı askeri birlik kurarak Devlet olma yolunda ilerleyen Osmanlı, saraya giren kadınlarla Selçuklu hanedanı gibi Bizans’a iç güveysi durumuna geldi. Kısa sürede Gazilik unvanını terk eden sultanlar Alevileri devletten dışlayıp düşman oldular. Böylece Alevi-Osmanlı mücadelesi başladı.

Kürt kisvesine bürünen Arap asıllı Molla İdris-i Bitlisi, Alevilerden kurtulmak isteyen Osmanlı ile Kürtlerden kurtulmak isteyen Şah İsmail’in  sorun ve zaaflarını değerlendirip tarihi bir fırsata çevirir. Alevilerin katledilmesiyle  Mezopotamya’ya yerleşme amacında olan İdris, Yavuz’la  işbirliği içinde  tezgahlanan oyunda rol alır. 25 Kürt Aşireti reisi Yavuz’a mektup yazarak bağlılıklarını bildirirler. Bunlar gerçekte Ömer döneminde Cizre Botana yerleştirilen  ve zaman içinde Kürt kisvssine bürünen Araplardir .Katledilmesi tasarlanan Alevilerin  topraklarıyla Diyarbakır ve çevresinin fethedilerek kendilerine verilmesi durumunda İsmail’e karşı  destek vereceklerini, kendisine de Halifelik yolunun açılacağı gibi kışkırtıcı tekliflerde bulunur. İdris’in amacı Kürtlere Anadolu-Mezopotamya’nın kapılarını açmak, Yavuzun amacı Alevilerden kurtulmak, İsmail’in amacı ise güçlü bir  devlet kurmak  idi. Alevi Tanrısının “Hatayi/ HÜDAİ” mahlasını kullanan İsmail, Alevilere Alevi, İranlılara da Şii yüzünü gösterir. İsmail’in propagandalarıyla yeniden Devlet umuduna kapılan Aleviler akın akın Azerbaycan’a yönelirler. Yavuz yerlerinden sökün eden Alevileri katletmeye başlar ve Çaldıranda Türk, Kürt oyununa gelen Aleviler kılıçtan geçirilirler.Ardından Kuyucu Murat Anadolu’dan Bağdat’a Şam’a dek Türkmen-Alevi katliamını sürdürür.Doğuya yerleştirilen Kürtler ( ARAP EKRAT)  Osmanlıya taşeron olarak Zaza, Sinemili, Koçkiri ve Şadi gibi bir çok Alevi-Türkmen oymaklarını asimile ederek sunnileştirip,  Kürtçe konuşmak zorunda bırakırlar. Aleviler büyük baskı ve şiddete maruz kalırlar. Çaldıran Savaşından  on yıl sonra Lolanli Kalender Şah Osmanlıya başkaldırır ancak, Dulkadirlilerin ihanetiyle yenilir. Ardından Osmanlı Hünkar Dergahı’nı ele geçirip Nakşibendilere yönettirir. Batının isteği ve baskısıyla modernleşme adı altında Yeniçeri Ordusunu imha eder.Bektaşi Babalarını astırır. Nizam-ı Muhammediye adıyla “Muhammet Ordusu”nu kuran Osmanlı, Doğuda da çoğu Arap asıllı  Kürtlerle birlikte Hamidiye Alaylarını kurar. Anadolu’nun öz varlığı olan Alevi-Bektaşi halkına ,kültür ve inançlarına ihanet eden Osmanlı kısa sürede yıkılır

KARAMAN ALEVİ  BEKTASİ DEVLETİNİN DOĞUŞU

Karamanoğlu Bayrağı

Karaman Bayrağı Fırtına Tanrısı’nın Baltası ve Sümerlerden günümüze ulaşan Güneş Sembolünü içeriyor.Tevrata dayalı olarak Anadolu’nun İşgalini öngören İsrail bu sembolleri kendi bayrağında kullanmış.Davut Yıldızı denilen altıgen yıldızın Hitit- Luwi dilindeki okunuşu TİWATA’dır.Bu kavram halk dilinde Davut olarak kalmış.İsrail Kralı Davut ve Süleyman’a mal edilen sembol gerçekte Anadoluludur. 

Resmi tarihte “Babai İsyanı” adıyla  örtülen mücadele gerçekte Anadolu Alevileriyle Selçuklular,Araplar  ve Araplaşmiş  Kürtler arasında yaşanan yurt savaşıdır. Baba İlyas Horasani ve Baba  İshak komutasındaki Aleviler   Selçuklular ve ortaklaştıkları Araplaşmış Kürtlere karşı savaşırlar. Yıl 1240’tır. Baba İlyas ile üç oğlu Amasya’da öldürülünce Babailer – Bektasiler Selçuklu ordusunu bozguna uğratıp Konya’yı işgale yönelirler,ancak Hacıbektaş yakınlarındaki Malya Ovasında pusuya düşerler.Emir Necmettin Komutasındaki Selçuklular Bizanslı dayılarından temin ettikleri  zırhlı Frenk askerleri ile İran ve Gürcistan ve İran’dan getirdikleri Kürt ve Gürcü birlikleriyle birlikte Alevileri ormanda pusuya düşürürler, yaklaşık 6000 kişi  kılıçtan geçirilir ve yakılır .Lolanlı NURE SOFİ, Baba İlyas’ın oğlu Muhlis’i katliamdan kurtararak Ermenek Balkusan’a kaçırır .

Erzurumlu Aşık Sümmani Malya katliamını şu dizelerle anlatır.

“Var saklı yerlerden hicret eylesek, (gizlenilen yerlerden çıkıp birleşşek)

Yarana yoldaşa mihnet eylesek (İşgal ve baskı altında ezilen Anadolu halkları)

Bugün Nazlı yari niyet eylesek (Anadolu -vatan olan yari)

Benim yolum bir Ormana düşüptür ,(Malya Ovası Ormanı)

Ormandan çıkanı çekerler dara,

No’lur Pirim beni bu dardan ara,

Önümüze çıktı Belh-i Buhara  (Selçuklular)

Şimdi yolum Gürcistan’a düşüptür” diye anlatır.

Karaman Beyliği Selçuklunun 1243 Kösedağı savaşında yenilmesiyle  giderek güçlenir. Sınırlarını Sivasa kadar genişletir.Devlet olur.Aynı süreçte kurulan Selçuklu Dönemi, Danişment, AHİ, Menteşe, Karesi, Saruhan, Canik ve Dulkadirli gibi Beyliklerinin çoğunda Anadolu Alevilerinin ve diğer yerli halkların etkisi ve  hakimiyeti vardır.Bu süreçte en güçlü beylik Karamanoğlu’dur.Diğer adı Lolanda,  Loluwa – Luwi Alevi Devleti olan Karamanlılar 1243 Kösedağı Savaşında Selçuklu’nun dağılmasından sonra  Malya Savaşı şehitleri anısına Hacıbektaş’ta  Hünkar Bektaş-ı Veli Dergahını yeniden kurarlar.Dergahın en önemli sembolleri Hatti Güneşi ,Teslim Taşı ve Hatti Fırtına  Tanrısının adını  kavratan Tanrı Arması’dır.  Hünkar Türbesi giriş kapısındaki  Çift başlı Hitit kartalı uslübuyla yapının Karamanoğulları Dönemi’nde yapıldığını gösterir. Dergahta Veleyatname’de de adı geçen yol oğlu Sarruma Baal (Sarru- Siremane Bali ),Hızır Bali ve Hızır Lale adları Lolanlıların kadim tanrı adlarıdır.Karamanlı Aleviler 1487 de Devletin  yıkılmasıyla siyasi varlıklarını kaybettiler. Karaman Devleti’nin yıkılması  ve Lolanli  Kalender Çelebinin şehit edilmesiyle de Bektaşi Dergahı Osmanlı’nın hakimiyetine girdi.Dergaha Nakşibendi Şeyhleri atanmaya başlandı. Karamanoğulları ve Anadolu’nun dört bir yanından Aleviler  Anadolunun içlerine dek sokulan Safevilerle bağ kurdular. Şah İsmail Anadolu Tanrısınin Hatai mahlasını kullanarak  Alevileri Azerbaycan’a  yönlendirdi.Yavuz Kürt Beyleriyle anlaşıp yollara düşen Kirkbin Aleviyi katletti. Osmanlı Kürt Derebeyleri Dersimi kuşattı ve  bölgedeki Alevi katliamları  T.C nin kuruluşuna ve günümüze  dek sürdü.

Azerbaycan topraklarına giren Aleviler Safevi,Avşar ,  Akkoyunlu ve Karakoyunlular döneminde önemli askeri etkinlikler gosterdier.Bu gücü tehlikeli bulan Safevi Şahları Lolanlilarin  bir bölümünü Deyleme ve  Özbekistan sınırlarına  ve Horasan’a yerleştirdiler. Taberistan ve Horasan’da  Alevi varlığı önemli bir güç haline geldi.Asil adı  Esterabat ilan Cürcan’ da yerleşik olan Lolanli Qacar Boyu İran’da hakimiyet kurdu.(1794-1925)  Afşar  ve Kaçar Devletinden itibaren  İranin  Bayrağında Hititin Aslanı( AB Şer)  Kılıç ve Hattı Güneşi semboeri yer aldı. Ancak Ruslar ile İngilizlerin müdahalesiyle Lolanli Qacar Hanedanlığı yıkılıp yerine Rıza Şah Pehlevi getirildi.İrandaki Ehlihaklar, Sahsevenler ,Kakailer, Bahtiyariler ve Yarsaniler gibi Alevi varlığından korkan  Küresel batı bu varlığı bastırmak adına çoğu Alevi olan  muhalif  TUDEH Hareketini dara çekti .  Humeyniyle birlikte İran’da Molla Rejimini kurdu.

T. C. DÖNEMİ

Türk adı Anadolu Fırtına Tanrisi Taru ve Makam Dağı olan Toroslardan kaynakli  Taruko’dan uyarlandı (Bu sitede  Türk Adinin Sırrı ve Mustafa Kemal’in Türkü  başlıklı makale )

Türk Devleti aslen Alevi olan Anadolu Halkini Türkleştirmek amacıyla Hitit ve Sümerleri Orta Asyalı Türk ilan etti. Alevileri  Anadolu Mezopotamya  topraklarındaki binlerce yıllık tarihi, beşeri ve kültürel mirasından soyutlayarak  kendi topraklarında işgalci ilan etti ve bu yolla yeni  devlette siyasi ve tarihi  bir faktör olmalarını engellemeye çalıştı. Bu nedenle Papalığın  da baş rakip olarak gördüğü “HÜNKAR HAZZİ BEKTAŞ-I BAALİ DERGAHI” ni kapatarak Alevilerin Hititlerden beri devam eden  kültürel ve siyasi  birlik zeminini yok etti.1924 Anayasası’na “dini İslamdır” maddesi konulan devlet , Siyasal İslamı adeta devlet dini haline getirdi.Sonuçta Siyasal İslamcı Hilafet Diyanetle daha da güçlendi . Hilafet  adıyla ortadan kaldırılan makam ise İslamın Hilafet Makamı değil, gerçekte düzene Muhalefet olan HÜNKAR BEKTAŞ-İ VELİ Makamıdır. Cumhuriyet Döneminde 1938 de Dersim Katliamı, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi  ve Gezi katliamlarıyla Anadolu Alevileri sürekli olarak kıyıma uğratıldılar. Son 30 yılda  Alevilerin devletteki kadrolaşması engellendi.Alevi gençlerine adeta dağların yolu gösterildi. Çoğu dağlara çıkan Alevi gençleri ve beyin takımı bilinçli olarak yok edildi.  BOP ile ülkeye TÜRK,KÜRT VE ALEVİ İSLAM yapılaşması dayatıldı.Bu amaçla ABD-BOP eşliğinde eşbaşkanlı parti yönetimleri oluşturuldu. Türkler ve Kürtler Millet, Aleviler mezhep  ilan edildi.PAPA’lığın hüküm sürdüğü topraklarda  AABK, AABFnin başındaki kişiler ,Arap soy sürekli  DEDELER KURULU, Türkiye’ deki ABF ,HBVAKV ile CEM VAKFI gibi kontrollü düzenekler Alevileri İnanç Topluluğu olarak tanımladı. Alevilerin birleşmelerini ve birlikte hak arayışlarını engelleyen STK’lı örgütlenmeler Alevi-Bektaşi halkı kökten dinci  Türk ve Kürt ırkçılığına mahkum etti. Alevi Halkın binlerce yıllık siyasi yaşamı, kültür ve uygarlıkları ve onlarca  devlet gelenekleri inkar edildi. Hattuşa Yazılıkaya’daki Tanrıların Bektaşi Külahlarıyla anımsattığı gibi ,Alevi İslam STK’larında Anadolu Alevilerinin Hititli geçmişlerini hatırlatan “BEKTAŞİ” adı yok sayıldı. Alevi- BEKTAŞİ adıyla kurulan STK’ların çoğunun tabelalarından BEKTAŞİ adı çıkarıldı. Arap Ali’ye oturtulan Alevi adıyla halkın Alevi İslama ,Türk ve KÜRT İslam kimliğine asimilasyonu başlatıldı. Bu son asimilasyon programı Diyanet,Papalık,Selçuklu-Arap  soy sürekli Alevi İslamcı Seyyit ve Seydalarca sürdürülüyor.

BİZ DÜNYANIN EN KADİM HALKIYIZ. GÖBEKLİTEPE’DEN GÜNÜMÜZE DÜNYANIN EN BÜYÜK UYGARLIKLARINI YARATTIK.HİÇ BİR HALKIN SAHİP OLMADIĞI KADAR YAZILI – GÖRSEL TARİHİMİZ VE KÜLTÜREL MİRASIMIZ VAR. KAHROLSUN İNKARCILAR. YUH MÜNKİRLERE. YUH OLSUN HATTİ-HİTİT-SÜMERLİ KÜLTÜR  MİRASIMIZI GAVUR MALI DİYE AVRUPA’YA SATANLARA ,

EY HÜNKAR OĞLU, ANA VATANINI İŞGAL EDEN ,UYGARLIKLARINI YIKAN,  KADİMDEN HALK KİMLİĞİNİ İNKAR EDİP SENİ   İNANÇ TOPLUMU VE MEZHEP, KENDİSİNİ MİLLET OLARAK ÜSTÜNDE EFENDİ YAPMAYA ÇALIŞANLARIN KARDEŞLİK NUTUKLARINA  ALDANMA. ONLAR SELÇUKLU DÖNEMİNDE KIRŞEHİR MALYA’DA  ,OSMANLI DÖNEMİNDE ÇALDIRANDA  AMED’DE, BAĞDATTA SENİ  DİNLERİ  ADINA KATLEDİP KUYULARA DOLDURANLARDIR. SEN HİÇ BİR HALKA DÜŞMAN OLMAYASIN ,VARLIĞIN BİRLİĞİ, KADİMDEN ORTAK ANA VATAN ,EŞİT İNSAN HAKLARI, İNSAN VE DOĞA SEVGİSİ, ORTAK MÜLKİYET, BİRLİKTE ÜRETİM VE HAKÇA PAYLAŞIM DIŞINDAKİ HİÇ BİR ÖNERİYİ KABUL ETMEYESİN.

ETNİK TEMELDE TÜRKLEŞMEYESİN-KÜRTLEŞMEYESİN -IRKLAŞMAYASIN ,ARAPLAŞMAYASIN, İNSANSIN İNSAN KALASIN.HÜNKARIN DEDİĞİ GİBİ ASLINI GEÇMİŞİNİ KUDÜS, MEKKE VE HAÇTA ARAMA,SENİN GEÇMİŞİN ANADOLU MEZOPOTAMYA’DADIR.

VARLIĞIN ,BİRLİĞİN DİRLİĞİN MEKANI HIZIR HAKK DERGAHI’DIR. HÜNKARIN SANA DİNİ DEĞİL, BİLİMİ  ÖNGÖRMÜŞTÜR. ÇAĞRI YAPILDIĞINDA VARLIĞIN BİRLİĞİYLE HIZIR HAKK DERGAHINDA BİLİMSEL ZEMİNDE  ÖRGÜTLEN. KÖKTENDİCİ -IRKÇI PARTİ VE YAPILAŞMALARDAN BUNLARI KÖRÜKLEYEN STK’LARDAN UZAK DUR .

TARİHTE ALEVİ-BEKTAŞİ  DEVLETLERİ:

Sümer-LULUBİ  Devleti  -İ.Ö 4500-2300

Hatti Beylikleri Dönemi- İ.Ö.2300-1700

Hitit İmparatorluğu -İ.Ö  1650-1190

Hurri-Mitanni Devleti- İ.Ö 1500-1270

Kasit-Sümer Devleti     – İ.Ö  1595-1347

Geç Hitit Devletleri – İ.Ö 1200-600

Urartu Devleti İ.Ö.860-580 ,

Sophene-ŞUPANİ  Devleti  -İ.Ö 8 YY-İ.Ö 63

M.S 7-11 Yy arası Hazar Devleti,r

Anadolu-İran Karması ;HAKHAMENİD-PART ve SASANİ DEVLETLERİ- TABARİSTAN ALEVİ DEVLET

Karamanoğulları Devleti: 1225-1485  (Diğer Alevi Beylikleri-Danişment, AHİ, Dulkadir, Menteşe, Saruhan, Canik, Aydınoğulları, Karesi ,Divriği vb.)